Engin Bulut Hapishanede ödedikleri elektirik faturasına itiraz etmiş... Hapishane Kantininden şikayetleri dile getirmiş.

“bizim hapishanelerde elektrik faturası ödememiz de aynen fıkradaki gibi oldu. Ticarethane gibi %127 ödüyoruz… Fıkrada belirttiğim 45 lira olup EPDK %127 zammıyla 105 liraya yükselen, benim 20 günlük elektrik faturam. Nasıl böyle olduğunu sorduğumda doğru düzgün bir yanıt alamıyoruz, anladığımız, “Ticarethane” tarifesi olduğu… Tevkif evlerine yazdım, “Hükümlülerin kullandıkları elektrik tarifesi konusunda değiştirilme” vs. “bir çalışma yoktur” yanıtını aldım. “

Engin BULUT

F Tipi Hapishane A/3

Kürkçüler/ADANA

 

 

Merhaba…

            Önce size bir fıkra anlatmak istiyorum…

            Naciye teyze, akşam oturmuş televizyon karşısında haberleri izliyor. İnsanların-halkın zamlara yönelik söylediklerini, faturalarını yaktıklarını izledikçe, başlıyor gülmeye;

            -“Bak hele şunlara ya çoluk-çocuk sahibi olmuşlar elektrik faturalarını ödeyeceklerine götürüp yakıyorlar, yazıklar olsun size”, deyip kanal değiştirip Survivor’u açıyor, “bak eşeğe oradan öyle mi zıplanır” diyerek gülüp eğleniyor.

            -“Ooo saat geç olmuş, daha yarın kızımı ziyarete gidecem, istediklerini hazırlayayım!..” İşi bittikten sonra vurup kafayı yatıyor…

            Sabah erken kalkıp kızının istediklerini tekrar kontrol edip düşüyor hapishane yoluna…

            Bekleme yerinde diğer ziyaretçilerle sohbet ederken gardiyan bağırıyor, “Naciye teyze hadi gel ziyaret saati geldi”, diyor. “Tamam,geliyorum Hüseyin oğlum”, ziyaret yerine giriyor.

            Alıyor telefonu eline…

            -Kızım Nurşen nasılsın, bu açık ziyaret ne zaman başlayacak…” vs soruyor.

            -“Anam yakında açılır açık ziyaretler, sen nasılsın, sağlığın nasıl?..”

            -“İyiyim kızım, haberleri izliyor, millete gülüyorum faturalarını ödeyemiyorlar diye yakıyorlar bir görsen neler neler…”

            -“Anam biz de izliyoruz televizyonda, millet ne hale geldi, faturalarını ödeyemiyorlar, sen gülüyorum diyorsun…”

            -“Kızım faturayı da ödeyemiyorlarsa niye yaşıyorlar ki…”

            Nurşen biliyor anasıyla zıtlaşınca uzayacak iş başka konulara gidecek sohbet “tamam anam sen haklısın”, deyip başka konulardan konuşuyor…

            Gardiyan ziyaretin bittiğini haber verince…

            -“Kızım istediklerini getirdim.”

            -“Tamam verirler anam bana sağ ol, ben de zarfın içine yeni çekildiğimiz fotoları bir de elektrik faturası koydum”, diyor… “Tamam kızım…”

            Vedalaşıp telefonları kapatıyorlar…

            Naciye teyze dışarı çıkınca hemen zarfı açıp fotolara bakmak istiyor, fotolarla beraber elektrik faturasını görünce şaşırıyor “bu ne ki” diyor.

            Okuyor: Bu ayki 45 liralık elektrik fişiniz, EPDK %127 zam yapması sonucu 1 kw 1,11 TL’den, 2,49 TL’ye yükselmiştir, bu nedenden kaynaklı 105 lira ödeme yapacaksınız… Geçmiş olsunJ

            “Ayıp ayıp %127 lik zam nedir, yapılır mı bu kızıma-bana…” vs. deyip mırıldanarak yola çıkıyor…

            Mahallesinin ana caddesine girince kalabalığı görünce içine dalıyor;

            -“Kız Gülizar ne yapıyorsunuz burada yine…”

            -“Ne yapalım Naciye teyze ödeyemediğimiz elektrik faturalarını yakıyoruz…” Naciye teyze bu sefer ciddi ciddi bakıp “iyi yapıyorsunuz, yakın kızım” deyip kızı Nurşen’in verdiği faturayı alıp yanan ateşe doğru yönelince, onu gören laz komşusu; Naki “Naciye teyze sende mu?” diyor…

            -“Yok Naki oğlum benim elektrik kaçaktur, ben hapishanedeki kızımın elektrik faturasını yakmaya geldum…” deyince; Naki, “yok daha neler”, diyor; hepsi sinirden gülmeye başlıyor…

            Evet, biraz uzun oldu galiba kusura bakmayın, lakin bizim hapishanelerde elektrik faturası ödememiz de aynen fıkradaki gibi oldu. Ticarethane gibi %127 ödüyoruz… Fıkrada belirttiğim 45 lira olup EPDK %127 zammıyla 105 liraya yükselen, benim 20 günlük elektrik faturam. Nasıl böyle olduğunu sorduğumda doğru düzgün bir yanıt alamıyoruz, anladığımız, “Ticarethane” tarifesi olduğu…

            Tevkif evlerine yazdım, “Hükümlülerin kullandıkları elektrik tarifesi konusunda değiştirilme” vs. “bir çalışma yoktur” yanıtını aldım.

            Kısaca,” “Bu zamları Devlet yapmıyorsa kim yapıyor” sorusu oluyor. Anladığım kadarıyla Adalet Bakanlığı Devlete bağlı bir kurum değil. O zaman kime ait?

            Fazla uzatmayayım:

            Sorun şu ki, dışarıdan ailemizin, akrabalarımızın, arkadaşlarımızın vs. gönderebildikleri parayla burada ihtiyaçlarımızı vs. karşılayabiliyoruz… Ve bugünün Türkiye’sinde ailelerimiz, akrabalarımız, arkadaşlarımız, bir bütün halk zaten yapılan zamlardan vs. kaynaklı, ‘halk ekmek’ kuyruklarında, ayçiçek yağı kuyruklarında, elektrik-doğalgaz faturalarını ödeyemediklerinden yakıyorlar, semt pazarlarına-marketlere karın doyurmak için bir şeyler almaya gidince sadece gözlerini doyurup geri dönüyorlar veya pazarların kalkacağı geç saatte pazar yerine  gidip elde kalan çürümeye başlamış-solmuş-kasa altlarında ezilmiş sebze-meyveleri ucuza almaya çalışıyorlar. Hangi zamma yetişeceklerini şaşırmış durumdalar…

            Evet, benim belirttiğim 105 lira fatura belki dışarıdaki yakılan faturalar karşısında tutar olarak düşüktür veya “105 lira bir şey değil yahu” denilebilinir; fakat şöyle bir şey var ki, bu 105 liranın yükü; faturasını yakan, ekmek-ayçiçek yağı kuyruğunda bekleyen, marketlere-pazarlara sadece gözlerini doyurmaya giden ailelerimizin-akrabalarımızın-arkadaşlarımızın (halkın) sırtına yüklenmiştir.

            Peki, biz bu yükü bu durumda olan ailelerimizin sırtına yüklemeye katlanabilecek miyiz? Artık nasıl yapacağımızı, nasıl bir çözüm bulacağımızı ben kendi adıma şaşırmış durumdayım…

            Ve elektrik dışında… Sizlere HAİK (Hapishane İstatik Kurumu) tarafından enflasyonumuz konusunda kısaca bilgi vereyim hesabını, yüzdesini siz hesaplayın… Belirlenen ne bir asgari ücretimiz, ne de zam beklediğimiz bir maaşımız yok…

            Aralık ayı 12 lira olan kahvaltılık 400 gram çokokrem, Şubat ayı 16.75 TL ve %8 vergi %1’e indirildi, bugünkü fiyatı %7 vergi indirimiyle 21.00 TL. oldu 500 gramlık bütün peynirler %7 vergi indirimiyle 23.00 liraları aştı; Ocak ayında 8.00 lira olan 4’lü tuvalet kağıdı (komili) şubat ayı 16.40 lira oldu… Domates 10.00 TL, salatalık 17.00 TL, biber 28.00 TL. vs. vs. gidiyor böyle… Sayınca bunları insan saymaya harcadığı nefese acıyor, ya vergi alırlarsa nefese…

            Bu arada Sütaş, Sütaş, Sütaş zamlardan kaynaklı 8.30 lira olan Sütaş 600 gram kaymaksız yoğurt %7 vergi indirimiyle şu anda 8:40 lira oldu … Yalnız Sütaş gözümden kaçmadı Önceden bu yoğurtta kullanılan plastik malzemesi (kapta) %50 sağlıklı bir şey diyebileceğim nitelikteydi, şimdiki plastik kap için sağlık konusunda %1 belki diyebilirim… Yani hem fiyata zam, hem malzemeden kazan, ya sağlık…

                        Velhasıl kelam buyurun %127 elektrik zammını da ekleyip HAİK adına enflasyonumuzun yüzdesini siz belirleyin… Ailelerimize, akrabalarımıza, arkadaşlarımıza, halka dışarıdaki durumları için sabır dilerken şimdi bir de bizden kaynaklı oluşan maddi yük için sabır dilemeye başladım-dık…

Kalın sağlıcakla diyecem ama bu da iyi beslenmeyi gerektiriyor…

Yine de sağlıcakla kalın…

Çalışmalarınızda başarılar.

07.03.2022

Engin BULUT

F Tipi Hapishane A/3

Kürkçüler/ADANA