Gezi Direnişi’nin 6. yılında haklarında iddianame düzenlenen 16 kişi hâkim karşısında

Firari FETÖ’cü eski savcı Muammer Akkaş’ın başlattığı soruşturma delilleri ve FETÖ’cü polislerin hazırladığı fezlekelerle hazırlanan iddianamede 16 sanığın ayrı ayrı 606 yıldan 2 bin 970 yıla kadar hapisleri isteniyor.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Gezi Parkı Direnişi’ne ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında haklarında iddianame düzenlenen işadamı Osman Kavala, sanatçı Memet Ali Alabora, Taksim Dayanışması Sözcüsü Mücella Yapıcı ve avukat Can Atalay’ın da aralarında yer aldığı 16 kişi, pazartesi günü Silivri’de yargıç karşısına çıkacak. Firari FETÖ’cü eski savcı Muammer Akkaş’ın başlattığı soruşturma delilleri ve FETÖ’cü polislerin hazırladığı fezlekelerle hazırlanan iddianamede 16 sanığın ayrı ayrı 606 yıldan 2 bin 970 yıla kadar hapisleri isteniyor. Gezi davasının sanıklarından Taksim Dayanışması üyesi mimar Tayfun Kahraman tüm yurttaşları davayı izlemeye davet ederek, “Duruşma salonunda Gezi’ye ilişkin tarihi yeniden yazma ve onu karalama kampanyasına karşı, Gezi’yi savunmaya devam edeceğiz” dedi.

Mimar Tayfun Kahraman, haklarında açılan bu davanın Gezi’nin aydınlık tarihini yeniden yazma ve buradan bir suç çıkarma girişimi olduğunu söyleyerek, “Kutuplaştırıcı bir siyaset diline karşı toplumun tüm muhalif kesimlerinin bir arada durabildiğini gösteren eşsiz bir fotoğraftır. Bu nedenle hakkımızda açılan ve beraat ettiğimiz davalar sonuç vermediği için bu kez uluslararası komplo açıklamaları ile tekrar denenmektedir. Ama unutmamak gerekir ki, Gezi Direnişi herkesin hafızalarında ilk günkü kadar güzel ve temiz bir toplumsal muhalefet alanı olarak yerini korumaktadır” diye konuştu.

‘Herkesi de bekliyoruz’

Tüm kamuoyunu pazartesi günü görülmeye başlanacak Gezi davasına davet eden Kahraman, “Herkesi bizlere destek olmak, Gezi’yi savunmak üzere Silivri’ye davet ediyorum. Gezi’de yarattığımız hoşgörü ve barış ortamını yeniden ortaya koyabileceğimizi göstermek ve kutuplaştırıcı bir dile karşı, bir arada ne güzel bir birliktelik oluşturabileceğimizi hatırlatmak üzere bizler oradayız herkesi de bekliyoruz” dedi.

‘Gezi politik bir davadır’

Gezi davasının savunma ekibinde yer alacak olan avukat Özgür Karaduman ise her şeyden önce Gezi davasının politik bir dava olduğuna dikkat çekti. Karaduman, “Pazartesi günü Silivri’de görülecek olan davada, delilsiz bir iddianame ile sadece 16 yurttaş değil, kural, yasa tanımaz bir siyasal iktidara karşı Gezi Parkı’nda demokratik itirazlarını yükselten milyonlarca yurttaş da yargılanmak istenmektedir. Açık ki, siyasal iktidar, yurttaşlar üzerindeki hegemonyasını yitirdikçe, muhalif kesimlere gözdağı verebilmek, gelecekte ortaya çıkma ihtimali olan yeni itiraz hareketlerini yargılamalar yolu ile önlemek istemektedir. Siyasal iktidar ile aynı gemide olmayı reddeden neredeyse herkes, ‘cadı avına’ dönüşen yargılamalardan nasibini almaktadır” diye konuştu.

Gezi davasının 6 yıl sonra yeniden açılmış olmasının demokratik itiraz haklarını kullanmak isteyen yurttaşlara yönelik yeni bir gözdağı olduğunu aktaran Karaduman, “Siyasal iktidarın, 6 yıl önceyi değil bugün ve yarını yargılamak, yurttaşların cezalandırılacağı tehdidini güncel tutmak istemektedir” dedi.

600 gündür bekliyor

İş adamı Osman Kavala ve Bernard van Leer Vakfı Türkiye Temsilcisi Yiğit Aksakoğlu Gezi davasının Silivri Cezaevi’nde tutuklu olan iki sanığı. Osman Kavala 18 Ekim 2017’de gözaltına alınıp, çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklandı. Kavala hakkındaki iddianame tutuklandıktan 476 gün sonra yazıldı. Kavala 600 gündür tutuklu bulunuyor. Aksakoğlu ise aynı soruşturma kapsamında sivil toplum aktivistlerine 16 Kasım 2018 tarihinde düzenlenen operasyonla gözaltına alındı. Gözaltına alınan çok sayıda kişi arasında tek tutuklanan Aksakoğlu oldu. 600 gündür tutuklu bulunan Osman Kavala ve 200 günü aşkındır tutuklu bulunan Aksakoğlu da ilk kez yargıç karşısına çıkarılacak.

Dosya FETÖ’cü savcıdan

Gezi soruşturması, direnişin ilk günlerinde o dönemin İstanbul Cumhuriyet Savcısı Muammer Akkaş tarafından başlatıldı. Akkaş, o günlerde soruşturmaya delil bulmak için belirlediği şüphelilerin telefonlarının dinlenmesi talimatını verdi. Yüzlerce sayfa telefon görüşmesi tapesi, polis fezlekesi, polisin fiziki takip sırasında çektiği fotoğraflar ve sosyal medya paylaşımları soruşturmanın delilleri arasına girdi. Akkaş, Gezi soruşturmasını yürütürken 17-25 Aralık Rüşvet ve Yolsuzluk soruşturmasını yürüttüğü için görevden alındı. Temmuz 2013’te Gezi Direnişi nedeniyle Taksim Dayanışması üyelerinin de yer aldığı çok sayıda isim gözaltına alındı. İfadeleri alınan isimler daha sonra serbest bırakıldı. Haklarında iddianame hazırlanan bu isimler İstanbul 33. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılandı ve beraat etti. 4 yıl sonra raftaki dosya yeniden indirildi. Şu an FETÖ firarisi olan Akkaş’ın topladığı delillerin yer aldığı ikinci bir Gezi iddianamesi yazıldı. İddianamede16 sanığın ayrı ayrı 606 yıldan 2 bin 970 yıla kadar hapisleri istendi. 

Deliller imha edilmedi

Hazırlanan iddianamede 500’e yakın telefon tapesi yer aldı. Sanıkların 30 Mayıs 2013-26 Şubat 2014 tarih aralıklarında dinlenmiş olmaları iddianamede dikkat çekti, çünkü o tarihlerde görevde olan binlerce yargı mensubu ve binlerce polis 15 Temmuz darbe girişiminin ardından FETÖ üyesi olmak suçundan ya ihraç edildi ya da tutuklandı. Ancak topladıkları deliller imha edilmesi gerekirken, yeni bir iddianamenin delili yapıldı.

Ali İsmail’in katili müşteki 

746 müştekinin yer aldığı iddianamede, dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Yardımcıları Bülent Arınç, Ali Babacan, Beşir Atalay, Bekir Bozdağ ve 61. dönem hükümet kabinesi de bulunuyor. Müştekiler arasında en dikkat çeken ise direniş sırasında Eskişehir’de dövülerek öldürülen üniversite öğrencisi Ali İsmail Korkmaz’ı tekmeleyenler arasında yer alan Mevlüt Saldoğan’ın bulunmasıydı. Ali İsmail Korkmaz’ın ölümüne ilişkin görülen davada Saldoğan’a 10 yıl 10 ay hapis cezası verilmişti. İddianamede Gezi Direnişi’nin sembolü haline gelen pek çok eylem, savcı tarafından delil olarak gösterildi. Müzik ve dans etkinlikleri, polise çiçek verme eylemi, sendikaların iş bırakması, duran adam eylemi ve duvar yazıları...

Kaynak: Cumhuriyet Gazetesi