Gülazer Akın yazdı: "Buraya gelmeden önce tüm mektuplar dipsiz bir kuyuya atılıyor."

"'Özgürlüğün Sesi' adlı serginin kitaplaştırıldığı hali 'dergi' diye geri gönderildi. Bir süredir dergi vermiyorlar. Bu zihniyeti anlamak güç."

Gülazer AKIN

Kadın Kapalı Cezaevi B-19

Bünyan/KAYSERİ

***

14.12.2020

Değerli Adil Abi

Selam, saygı ve sevgilerimle.

“Özgürlüğün Sesi” sergisi dolayısıyla gönderdiğiniz “teşekkür”, kartını ve Güldehen Yoğurtçu’nun fotoğrafladığı kısa yazımın yer aldığı kartı aldım. Benim için güzel bir sürpriz oldu. Kayseri’ye geleli beri zaten doğru dürüst mektup alamıyorum. Tuhaf bir durum bu mektup konusu. Sanki buraya gelmeden önce tüm mektuplar dipsiz bir kuyuya atılıyor. Tek tük kuyuya atılmaktan kurtulanlar bana ulaşıyor. (Diğer arkadaşların da durumu aynı). Serginizden de bihaberdim. Bu kısa yazıyı gönderdiğimi de unutmuştum. Ama size ulaşan hiçbir şey boşa gitmiyor. Her kırıntıya, cümleye, söze-sözcüğe büyük kıymet veriyorsun-uz. Bu gerçekten, her şeyin değerini yitirdiği bu dünyada ve zamanda çok anlamlı bir tutumdur. Belki de en iyi tavır bu olmalı. Tekrar teşekkür ederim emeğin-iz ve duyarlılığınız için.

Demek gönderdiğin “Özgürlüğün Sesi” adlı serginin kitaplaştırıldığı hali “dergi” diye geri gönderildi. Bir süredir dergi vermiyorlar. Bu zihniyeti anlamak çok güç. Tüm uğraş ve diyaloglarımız-görüşmelerimiz sonunda sanki yasal olanları alacaklar. Tabi o da hala net değil. “Korona Günlerinde Mahpusluk” adlı kitabı istersen gönderebilirsin. İstersen “Özgürlüğün Sesi”ni de ekle. Tabi kitaplar da artık sadece özel gün ve bayramlarda verilecekmiş. İnsanların kitap okumasına da sınır getiriliyorsa ne bekleyeceksin… İşte asıl korkulması gereken zaman bu zaman olur…

3 sayfalık mektubun da geldi. Yazdıkların sayesinde dünyanın nasıl döndüğünden az çok haberdar olduk.

Yürekten selamlıyor, saygı ve sevgilerimizi gönderiyorum. Öykü ile Sevgili Tülin’e özel selamlar.

Gülazer