Hapishanede Neden Ölmedin Diye Soruşturma Açmışlar!

Hasta Tutsak Mehmet Yamaç’a kendini yaktığı için hapishane idaresi soruşturma açtı. Ekibimize gönderdiği mektupta hastane de yaşadığı işkencelerin ayrıntılarını anlatıyor.

10.11.2016

Merhaba Gamze Yoldaş,

(…)

Eylemden üç ay önce sana yazmıştım. Ve bu nedenlerden dolayı süresiz açlık grevine başlayacağımı yazmıştım. Daha sonra buradaki dostlarımın üzerine eylemi ertelemiştim. Faşizmin Kürdistan’da yapmış olduğu katliamlara ve hapishanelerde yapılan hak gasplarına daha fazla seyirci kalamazdım. Aslında eylemi daha önce yapacaktım. Ama bir gün hücreme baskın ve arama oldu ne varsa alıp götürdüler. Ondan dolayı erteledim. Yapılan katliamlara hastalığımın arkasına sığınarak sessiz kalamazdım bir şeyler yapmam gerekiyordu. Faksta yazdığım gibi bu eylemi gerçekleştirdim. Yine  aynı baskılar ve katliamlar olursa tekrardan seve seve aynı eylemi yapabilirim. Çünkü biz devrimci tutsakların  adanmışlıkları dışında yapabileceğimiz bir şeyi yok ancak bu iradeyle böyle protesto eylemlerini yapabiliriz. Bizler hiçbir zaman ölüm karşısında aciz duruma düşmedik tam tersi ölümü aciz hale getirdik.

Evet sevgili Gamze yoldaş, eylemi yaptıktan sonra beni bir battaniyenin içine koyarak dış kapıya götürdüler. Ben insanlık onuru işkenceyi yenecek sloganı atıyordum. Kısa süre sonra ambulans geldi beni Trakya Üniversitesi hastanesine götürdüler. Hastaneye slogan atarak gittim. Bir doktor yanıma gelerek  ‘beyefendi burası propaganda yeri değil burada propaganda yapamazsın. Slogan atmayı kes’ dedi. Bende bu eylemi niçin yaptığımı bağırarak anlattım. Eğer bu katliamlara sizler sessiz kalmasaydınız belki bene böyle bir eylem yapmazdım. Faşizmin yaptığı katliamlara sizlerde ortaksınız diye söyledim. Doktor  ‘peki ya şehit düşen askerler onların ki can değil mi ?’ Burada sana propaganda yaptırmayız hastalar var rahatsız oluyorlar dedi. Ben de  avazım çıktığı kadar bağırdım yüksek sesle benim slogan atmamdan rahatsızlık duyan var mı? Bütün hastalar hep bir ağızdan hayır diye cevap verdiler.

(…)

TTB’ye bağlı çalışan onurlu doktorlar varsa onlar benim tedavimi yapsınlar yoksa beni hapishaneye geri gönderin  diyerek ayağa  kalktım. Astsubay hocam sizi götürün demeden götüremem dedi.

(…)

Doktor burada TTB doktoru yok yaralarını temizleyelim yine tedavi olmak istemiyorsan olma dedi. Yaralarımı sonunda yıkadılar pişmiş derileri söktüler bir taraftan da telefon kamerasıyla çekiyorlardı. Pansuman bitti acilin oraya döndük benle tartışan doktor ambulans gelecek sizi başka yere götürecek dedi.

(…)

Çorlu devlet hastanesine sevk etmiş biz hastaneye ulaştık yanık servisi doktoru biz göndermemenizi söylemiştik biz burada mahkumlar kabul etmiyoruz diyerek beni almayacaklarını söylediler. Sonra beni kabul ettiler.

(…)

Astsubay nöbete geldi biz haberleri izliyorduk haberlerde iki askerin Sur’da vurulduğunu söylüyordu. Serumumu değiştiren hemşirede oradaydı. Astsubay çok pis küfür etti. Ben bu şerefsizlerden nefret ediyorum bunların hepsini çoluk çocuk demeden benzin döküp yakacaksın hemşire de al benden de o kadar dedi. Bende astsubaya dönerek ettiğin küfürü aynen sana iade ediyorum siz bu halkı zaten kafanızda bitirmişsiniz tüm Kürdistan’a kimyasal bombada atsanız. Bu halktan bir kişide sağ kalırsa sizden hesabını soracaktır dedim. Astsubay bizimle siyaset yapma bu tür şeyleri tartışmayız diyerek gitti. O kadın başhemşire ya da sağlıkçı hakkını yememek gerek tam bir faşist bana eziyet etmek ve benim acı çekmem için elinden ne geliyorsa yapıyordu.

(…)

Kadın sağlıkçı nöbetçi olduğu gün bana resmen işkence ediyordu. Pansumanı açtığında öyle sert açıyordu ki acı iliklerime kadar iniyordu. Bulaşık teliyle temizliyordu yarayı. Bazı hemşireler ‘öyle yapmayın canı yanıyor’ dediklerinde oda kendisini yakmasaydı diyordu.  Lavaboya gitmek istiyordum gardiyan yok diye kimse yardımcı olmuyordu. Tüm gücümü toplayıp yataktan kalkıyordum. Duvara tutuna tutuna lavaboya gidiyordum giderken de insanlık ölmüş size muhtaç olacağıma öleyim daha iyidir dedim. Her adım attığımda kan ve irin bacaklarımdan betona akıyordu bu şekilde kaç kere baygınlık geçirdim.

(…)

Sağlıkçı kadın nöbetçi olduğunda benim inadıma askerlere; pizza, lahmacun, baklava ısmarlıyordu. Masayı karşıma kurdurup askerlere bu teröriste vermeyin diyordu.

(…)

Toplam iki ay hastanede kaldım.  Onlarca ameliyata girdim.

(…)

Evet sevgili Gamze Yoldaş, üç ay önce bana hem kapı dövmeden hem de yapmış olduğum eylemde niye ölmedin diye soruşturma açmışlar. Birer ay ziyaretten men cezası . Ben infaz hakimliğine itiraz ettim bekliyorum. Eğer infaz hakimliği onaylarsa iki ay görüş yapamayacağım hem bundan dolayı hem de OHAL’den dolayı sevk dilekçelerini işleme almıyorlar. Eğer infaz hakimliği onaylarsa yaklaşık altı ay sevk yazamayacağım çünkü iyi hal olmadan sevk talebini kabul etmiyorlar.

(…)

Hapishane dolmuş durumda iki gün önce de Selahattin Demirtaş’ı buraya getirmişler. OHAL KHK ile tüm haklar gasp ediliyor. Sana daha önce Mehdi BOZ arkadaş hakkında yazmıştım. O da lenf kanseri bu beş aydır tedavisi yapılmıyor iki defa İstanbul’a götürdüler ama mahkum koğuşu yok diye geri getirmişler gerçi burada tedavisi yapılacak demişler ama şu ana kadar bir şey yok.

MEHMET YAMAÇ

F TİPİ HAPİSHANESİ C/72 EDİRNE