Umudumuz ve taleplerimiz var! Yasal düzenleme istiyoruz!
Bugünlerde, ağır hasta mahpusların nihayet hapisten çıkarılacağından yana umutluyuz. Fikret Bayram ve Abdülsamet Çelik’in nihayet tahliye edilmesinin ardından, pek çok hasta mahpus Adli Tıp Kurumu’nda muayene edilmek üzere İstanbul’a getirildi, birkaç gündür Ümraniye ve Metris Cezaevlerinde tutulan bu insanların artık tahliye edileceğini ümit ediyoruz. Bu sürecin son olmasını, bir daha bu noktalara gelmemek için yasal düzenleme yapılmasını istiyoruz!
Türkiye’de hastayken hapse girerseniz ya da hapiste hasta olursanız tedavi süreciniz çok zor işliyor. Birçok hapishanede, revire çıkmak, doktora görünmek için bile dilekçelerle başvurup haftalarca bekliyorsunuz. Cezaevi doktoru sizi hastaneye sevk edene kadar günler, haftalar, bazen aylar geçebiliyor. Vücudu yanmış yaralı mahpusların, kanser, yüksek tansiyon veya kalp hastalarının, felçlilerin dahi hastaneye çoğu zaman ring aracında götürüldüğünü, kelepçelerin muayene sırasında hatta ameliyat sonrasında bile çıkarılmadığını biliyoruz.
Yasalara göre eğer hapishane koşullarında tedavisi mümkün olmayan bir hastalığınız varsa veya kendi kendinize bakamayacak durumdaysanız hapisten tahliye edilmeniz gerekir. O zaman belki dışarıda daha iyi koşullarda iyileşebilirsiniz ya da en azından sevdiklerinizin yanında ölürsünüz, sağlık hizmeti almak ve sevenlerine veda etmek her insanın hakkıdır.
Ama maalesef ağır hastalığı olan veya kendine bakamayacak durumdaki hastaların hapisten çıkarılmasını söyleyen yasalar da yetmiyor. Çünkü mahpusun durumunun Adli Tıp Kurumu tarafından tespit edilmesi isteniyor, bu da aylar, bazen yıllar sürüyor. Hapisteyken kanser olan, hastalığı çok geç teşhis edilen ve tek isteği kendi evinde, sobasının başında ölmek olan Gülay Çetin’in durumunda olduğu gibi, acilen tahliye edilmeniz gerektiğini belirten adli tıp raporu bazen siz öldükten aylar sonra geliyor. Her yerde bu raporu verebilecek Adli Tıp Kurumu olmadığı için mahpuslar çoğu kez ring aracıyla İstanbul’a, Ankara’ya taşınıyor; gereken raporu alsa bile cezası kesinleşmediği için tahliye edilemeyenler de oluyor. Çünkü bu yasadan faydalanmanız için, tutuklu değil hükümlü olmanız, dosya Yargıtay’a gittiyse hükmün orada da onaylanmış olması gerekiyor! Yoksa, Muhlis Barut’a olduğu gibi, Cumhurbaşkanı sizi affetmek istese bile hapisten çıkmanız mümkün değil!
Bu korkunç tabloyu değiştirmek için, hükümetten ve Adalet Bakanlığı’ndan taleplerimiz var!
- Hasta bir insanın hapishaneden çıkartılması için adli tıptan rapor almasına gerek olmamalı. Devlet hastanelerinin, üniversite hastanelerinin vereceği raporlar geçerli sayılmalı. Tüm mahpusların canından sorumlu olan devlet, onların sağlığını emanet ettiği hastanelere, hasta olduklarını tespit etmek konusunda da güvenmeli. Adli tıp raporuna ihtiyaç olmadığını açıkça belirten yasal düzenleme yapılmalı.
- Hapis cezası sadece hapiste tutulmak demektir. Sağlıksız koşullarda tutulmak demek değildir. Tüm hapishanelerin koşulları, insan sağlığını bozmayacak şekilde iyileştirilmeli.
- Bütün hapishanelerde, gerçek hasta sayısına uygun sayıda sağlık personeli çalışmalı, hapiste sağlık hizmeti tüm mahpuslar ve personel için her zaman ulaşılabilir olmalı.
- Hastaneye sevkler zaman kaybetmeden yapılmalı, hastalar hastaneye ring aracıyla değil ambulansla taşınmalı (mahpusları mahkemeye ve başka cezaevlerine taşıma sırasında kullanılan ring araçlarının durumu da insan taşımaya uygun olmalı).
- Muayene ve tedavi sırasında jandarmanın odada bulunması, mahpusun kelepçeli olması çok özel istisnalarda uygulanacak bir tedbirdir. Tüm mahpusların rutin olarak kelepçeli muayeneye tabi tutulmasına son verilmeli, hasta mahremiyetine saygı gösterilmeli.
- Ameliyat olmak gibi nedenlerle hastaneye yatırılması gereken mahpuslar, bulundukları ildeki hastanelerde “mahkûm koğuşu” olmadığı gerekçesiyle tedavi edilemiyor veya başka illere götürülüyorlar. Hasta bir insandan bu kadar korkmaya gerek yok, mahpuslar da her insan gibi normal odalarda kalabilmeli (zaten jandarma kapıda bekliyor!)
- Suçu ispatlanmamış her insan masumdur. İnsanları tutuklu yargılamak, yani suçlu olduğu kesin olmayanları hapiste tutmak ancak istisnai durumlarda alınacak bir tedbirdir, bu kadar çok sayıda insanın tutuklu yargılanması normal değildir! Tutuklu yargılama kararı için ciddi ve geçerli gerekçe olmalı, kişi tutuklanacaksa bile tutuklu yargılama kısa sürmeli. Önemli bir hastalığı olan veya kendine bakacak halde olmayan insanlar tutuklu yargılanmamalı, bu da yasayla düzenlenmeli.
(fotoğraf: Bayrampaşa Cezaevi, sezgihan.blogspot.com)
Kaynak: sezgihan.blogspot.com
- 5 gösterim