İki Kez Müebbet Hapis Cezası Bulunan Hükümlü Sami Özbil Ölüm Sınırındaki Babasıyla Görüştürülmüyor

Kocaeli F Tipi Cezaevi'nde iki müebbet hükümlüsü Sami Özbil, geçtiğimiz Haziran ayından bu yana, ölüm sınırındaki babasıyla vedalaşmak için bekliyor. Bunun için gerekli başvuruları yapan, hastane raporlarını savcılığa sunan Özbil'e savcılık, "Raporda, 'ölümcüldür' yazmalı" dedi. Hastane ise, "Biz tıbbi rapor veririz, rapora bakan hekim, ölümcül olduğunu anlar" yanıtını verdi. Savcılık, raporun hastaneden aile ya da tutuklu tarafından istenmesi gerektiğini de belirtti. Hastane ise, "Savcılık yazısı gerekir" dedi. Savcılık, sonunda raporu kendisinin istemesi gerektiğine ikna oldu. Temmuz ayında hastaneye yazı yazdığını avukatlara söyledi. Ancak, hastane, "Bize yazı gelmedi" diyor. Aylar geçiyor, Özbil'in babası kanser hastası Faris Özbil, bir adım daha ölüme yaklaşıyor. Babasıyla vedalaşmak için günleri sayan Sami Özbil ise, "Ne bekleniyor, babamın ölümü mü?" diye soruyor.

İki müebbet hükümlüsü Sami Özbil, geçtiğimiz Haziran ayında yasal düzenlemeye dayanarak, babasını ziyaret edip vedalaşmak için savcılığa başvuruda bulundu. Başvurusuna, kanser hastası ve yüzde 88 özürlü babasının, sağlığında geri dönüşü olmayan bozulmayı gösteren hastane raporunu da ekledi. Güvenlik soruşturmasında "herhangi bir güvenlik" sorunu yaşanmayacağı belirtilirken, masrafların karşılanması için Özbil'in hesabına ailesi, yol ve masraf için gerekli parayı yatırdı.

SAVCILIĞIN 'ÖLÜMCÜLDÜR' NOTU İNADI

Savcılık, Muğla Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Özürlü Sağlık Kurulu raporunu yetersiz buldu. Söz konusu raporda, akciğer kanseri olan Faris Özbil'in hastalığının son aşaması olan 4. evreye geldiği ve yüzde 88 özürlü olduğu belirtildi.

Ancak savcılık rapora, "Hastalık ölümcüldür ya da ağır hastalıktır" ibaresinin konulmasını istedi. Bunun üzerine, Sami Özbil, Muğla Devlet Hastanesi'ne bir yazı yazarak, savcılığın talebini bildirdi. Hastane ise, "Biz tıbbi rapor veririz, orada her şey açık" dedi.

Sami Özbil savcılığa durumu anlattı. Ancak aradan geçen zamana rağmen bir ilerleme sağlanmadı.

'ASLINDA ÖLÜMÜ BEKLENİYOR'

Özbil'in avukatı Gülhan Kaya, Ceza İnfaz Yasası'nda 27 Nisan 2011 tarihinde yapılan değişiklik ile tutuklu ve hükümlülere ağır hastalık ve ölüm durumunda yakınları ile görüşme hakkı tanındığını hatırlattı, "Müvekkilimizde bu yasa maddesine dayanarak savcılığa başvuruda bulundu" dedi.

Kaya, başvuruya ilişkin olarak şunları söyledi: "Savcılık, öncelikli olarak müvekkilimizin cezaevindeki hesabında, yol masraflarını karşılayacak para olup olmadığına baktı. Biz hesabına yüklü bir miktarda para yatırdık. Sürecin çok hızlı işleyeceğini düşündük. Çünkü, babasının durumu hastalığının son evresinde. Hastaneden taburcu edilerek,evine gönderilmiş. Çünkü tedaviye olumlu yanıt vermiyor. Aslında ölümü bekleniyor. Günlerin bile bizim için çok önemli olduğu ortada. Bütün bunları dilekçede belirttik. Çok hızlı yanıt alacağımızı düşünürken, savcılık verdiğimiz hiçbir raporu dikkate almadı."

AYLARDIR BİR GELİŞME YOK

Savcılığın talebi üzerine, Muğla Devlet Hastanesi'nden heyet raporu alındığını ancak raporun elden aileye ya da müvekkillerine verilmediğini, savcılık yazısının gerekli olduğunu söyleyen Avukat Kaya, "Savcıyı ilk etapta buna ikna edemedik, müvekkilimizin hastaneden kendisinin istemesi gerektiğini söyledi. Hastane ise ayrıca, raporun tıbbi olduğunu, 'ölümcüldür' gibi ifadelerin hiçbir raporda yer almayacağını belirtti. Temmuz ayının sonunda cezaevi savcısını, hastaneye yazı yazması gerektiği konusunda ikna ettik. Ancak aylardır bir gelişme olmadı. Cezaevi savcılığı yazının gönderildiğini söylüyor, hastane ise 'Bize yazı gelmedi' diyor. Şu anda heyet raporu savcılığa ulaşmış değil" dedi.

Savcılığa daha önce sundukları raporların, müvekkilinin babasının sağlık durumu açısından yeterli olduğunun altını çizen Avukat Kaya, "Müvekkilimiz, bu raporları cezaevi izleme kurulu üyesi bir hekime göstermiş. Hekim 'Tıp öğrencisine bile sorsanız, bu raporun ölümcül hastalık anlamı taşıdığını bilir' demiş. Savcılık da bunu yapabilir, raporları bir hekime ya da adli tıp uzmanlarına gösterebilir. Ancak bu yapılmadan, müvekkilimiz için bir gün bile önemliyken, aylar geçiyor. Bugüne kadar hiçbir sağlık raporunda 'ölümcüldür' ifadesini görmedik. Raporlarda hastalığın durumu tıbbi olarak ifade ediliyor ve hekimler bunun ne anlama geldiğini anlıyor" diye konuştu.

'NE BEKLENİYOR? BABAMIN ÖLÜMÜ MÜ?' 

Bir mektupla durumunu anlatan politik hükümlü Sami Özbil, "Aylar geçiyor, babamın sağlığı yitip giderek kötüleşiyor ve bürokrasi çarkı nedeniyle bir gelişme olmadığı için yasal hakkımı kullanıp babamla vedalaşmama izin verilmiyor. Ne bekleniyor, babamın ölümü mü?" diye soruyor.

"Konuya dair dilekçem sanki gayya kuyusuna atılmış gibi" diyen Özbil, "Herhangi bir geri dönüşü olmadığı gibi nasıl bir çözüm gerektiğine dair izah da yapılmıyor. Meseleye dair bir duyarlılık acil ihtiyaç. Çünkü bulunduğum hapishanede adli bir tutuklu da benzer bir süreci yaşıyor benimle" diye yazdı.

(Arzu Demir/ETHA Fotoğraf: Milliyet)

Kaynak: baskahaber.org