Kasım Karataş'tan Yeni Mektup

Değerli Öykü, Tülin, Adil Arkadaşlar;

Sizleri büyük bir özlemle kucaklıyorum. Nasılsınız, dileğim iyi ve sağlıklı olmanızdır. Bayram kartınızı aldım.

Sevgili Adil, Gülistan'ın düğününde, Gülistan'ın yanında bulunmanız, yaptıklarınızla ilgili teşekkür etme mektubumun geciktiğinin farkındayım. Hele gazetede bizler için yazdıklarınız, beni ve aileyi ne kadar gururlandığını anlatamam. Hala tanımadığım birçok insan yazınızı okuduğunu ve ona dayalı duygu dolu mektuplar gönderiyor. Buradaki hemen her arkadaş; yazınızı “büyük bir beğeni” ile okuduklarını benimle paylaştılar. Ve size teşekkür ve yüreğine sağlık dileklerini iletiyorlar. Doğrusu bende mektubumun böyle bir yazı konusu olacağını hiç düşünmemiştim. Görünce şaşırdım. Zaten gazete ilk geldiğinde arkadaşlar haber yolladılar. Yani müjdeyi verdiler. Gazetenin geldiği ilk bir-iki saat odalar arası seslenmeler ortalığı tam bir curcunaya çevirdiğini söylemeliyim. Sonraki günlerde de karşılaştığım hemen her arkadaş yazdığınız yazıya ilişkin olumlu tepkisini dile getirdi. Tabi sadece yazıyla ilgili değil, düğüne katılma mütevaziliğinize ilişkin tepkiler ise samimiyetle belirtmeliyim ki; gururumu okşuyordu. Özcesi yaptığınız hangi şey için teşekkür ve minnet duygularmı ifade edeyim ki? Yeğen ve akrabalarımın size ilişkin duygu ve düşünceleri apayrı bir güzelliği ifade ediyordu. Sizin gibi değerli bir arkadaşımın, dostumun olmasından gururla söz edip anlatıyorlardı, her ziyarette yeni gelenler ise anlatmaya devam ediyorlar. Şunu da belirtmeden geçemeyeceğim; Size yeterli bir konukseverlik yapamadıklarının mahçubiyetini de ifade ediyorlardı.

Fotoğrafları aldığımın haberini Gülistan kanalıyla göndermiştim. Yeğenlerimin çektiği fotoğrafların büyük kısmında siz de varsınız.Size göndermeyi düşündüm, ama vazgeçtim. Dışarıda yeğenlerim kanalıyla, çoğaltıp göndermeye çalışacağım.

Sevgili Adil, bu mektupta bir de Ömer abimin Urfa'da okuyan kızı Zeynep'in bana anlattığı bir şeyi size yazmak istiyorum. Sitenizi takip ediyormuş. Orada yayınladığınız mektup vb. yazılarımı görünce sizinle tanışmayı o kadar çok istiyormuş ki, ama nasıl diye düşündüğünü söyledi. Bu duygularla köye döndüğünde Gülistan'a soracağını ve tanıştırmayı isteyeceğini düşünmüş. Eve geldiğinde sizin kendi evlerinde olduğunu görünce, çok şaşırmış, buna inanamadığını söyledi. Üç-dört haftadır ziyarete geliyor, onunla sohbetimizin büyük bir bölümünde sizi anlatıyor. Her seferinde bu anısını tekrar tekrar anlatıyor. Açıkça söylemek gerekirse bende büyük zevkle dinleyip, sizi her yönüyle tanımaya çalışıyorum. En çok da birikiminizden etkilenmiş, olgunluğunuza hayran kalmış. Çevrenin büyükleri size duygusal ve kürt geleneksel misafirperverliği ile yaklaşırken, gençler bu olmakla birlikte ama esas olarak birikim ve olgunluğunuza(siyasi-edebi) yönelik bir yaklaşımları söz konusu. Bunda da çok ektilendiklerini rahatlıkla söyleyebilirim. Zaten yeğenlerimin çoğu sizi gıyaben tanıyorlardı. Ama yüz yüze sizinle tanışmaları onları oldukça sevindirmiş. Bir de Ayşe ablam var: Hemen her fotoğraf karesinde yanınızdadır. Açık görüşe gelmişti. Kalabalık geldikleri için, sizi anlatmaya fırsat bulamadı. Birgün yalnız ziyarete gelip, Adil arkadaşı size anlatacağım diyordu.

Sevgili Adil, kısacası durum böyle. Bitirirken bir kez daha teşekkür ve minnet dugularımı ifade ederken, hoşça kalın, sevgiyle kalın.

Kasım KARATAŞ

H Tipi Cezaevi 6-3 Gaziantep