"Yine koğuş değiştirtiyor, oradan oraya sürükleyip duruyorlar. 4 günde 3 koğuş değiştirmek durumunda bırakıyorlar. Altı kişilik koğuşlara 8-10 kişi tıkıştırmış; nem, rutubet, küf kokusu ve duvarlar yosun bağlamış yerlerde yaşamaya zorlanıyorum. Karşı kutuptan insanlarla aynı ortamda kalmaya zorluyorlar. Ülkücü- sağ görüşlü insanlarla, bilerek ve isteyerek aynı yerlere konuluyorum. Adeta deneniyorum, ne kadar dayanabilir, ne kadar sabır gösterebilirim. Cezaevinin en problemli, kendisine ve karşı tarafa zarar verebilecek tipte insanlarıyla, hiçbir can güvenliğim olmadan bir arada tutuluyorum."
Selvi Kalen
Kadın Kapalı Cezaevi A - 11
Gebze- Kocaeli
***
5 Ocak 2017
Merhaba Adil Hocam,
Saygı ile selamlıyorum. Yılbaşı (yeni yıl) dolayısı ile gönderdiğiniz 1+2 kartlarınızı aldım; çok teşekkürler, emeği geçenlerin ellerine sağlık.
Bende değişen bir şey yok. Tam aksine her geçen gün koşullarım ve yaşadıklarım çok daha zorlaşıyor. Sevkimin çıkacağı, çıkması için idare gözlem kurulu kararı vs. yazılarının yazıldığı falan söyleniyor. İnfaz görevlisi ile görüşmemde geçen cuma ya da bu pazartesi (02.01.2017) sevkimden bir haber geleceği, tetkik hâkimi ile görüştüğünü söylemişti. 05.01.2017, hâlâ bir haber yok. Yazıp akıbeti sorduğum dilekçelere de yanıt yok.
Yine koğuş değiştirtiyor, oradan oraya sürükleyip duruyorlar. 4 günde 3 koğuş değiştirmek durumunda bırakıyorlar. Altı kişilik koğuşlara 8-10 kişi tıkıştırmış; nem, rutubet, küf kokusu ve duvarlar yosun bağlamış yerlerde yaşamaya zorlanıyorum. İnsanlar yaşıyor. Seçilerek yapılsa ancak bu kadar olur. Karşı kutuptan insanlarla aynı ortamda kalmaya zorluyorlar. Ülkücü- sağ görüşlü insanlarla, bilerek ve isteyerek aynı yerlere konuluyorum. Adeta deneniyorum, ne kadar dayanabilir, ne kadar sabır gösterebilirim. Cezaevinin en problemli, kendisine ve karşı tarafa zarar verebilecek tipte insanlarıyla, hiçbir can güvenliğim olmadan bir arada tutuluyorum. Bu insanlar en ağır antidepresan ilaçlardan kullanıyorlar. Benim adli mahkûmdan ayrı kalma hakkım olmalı. Yer yok denilerek beni sıkıntı, sorun yumağı ve can güvenliğimin olmadığı yerlere koymaya nasıl hakları olur. Gönderin beni buradan, sürün diyorum. Onu da yapmıyorlar. Sevk dışında (beklemek) hiçbir şans tanımıyorlar. Sevkime ret gelirse ben yıkılırım. Daha fazla dayanma gücüm kalmadı.
Yeni bir koğuşa verdiler. 2. gün hiç tanımadığım 2 kişi verdiler. Birinin ailesinde şehit varmış, bunu idare biliyormuş ve yanıma veriyorlar. Kadının bana direkt söylediği: “Bilerek verdiler, problem yaşamamızı istiyorlar”. Bu durumda “Farkında birisin madem, ne düşünüyorsun” dedim. “Bu duruma gelmeyeceğiz” dedi. Bugün bunu söylüyor, yarın ne yapar, nasıl yaklaşır bilemiyorum. Bir tek kendimi biliyor, başka bir şeyi bilemiyorum. Son dört aydır bana yaşatılanlar bende ne sağlık ne moral ne de enerji bıraktı. Kriz geçiren insanlar, kavgaların eksik olmadığı bir ortam, kendini kesenler, tehdit vs. Psikolojim darma duman oldu. Bir benim değil, ailemin de aynı oldu. Haftada bir, on dakika telefon görüşlerimde ruh hâlimin aileme de yansımaması imkânsız. “Kızım sen güçlüsün, kızım sen 23. yılındasın, iradelisin, az kaldı, dayan kızım” vesairelerle bana güç vermeye çalışıyor anne babam. 0… Hasan Hüseyin, babamın telefonu. Bir de kendisinden dinleyebilirsin, benim bu nefes almakta zorlandığım, yaşama yine de tutunmaya çalıştığım bu zorlu koşullarımı ve yaşam savaşımı. Bu koşullarda başıma bir şeylerin gelmesi an meselesi, hiçbir güvence yok. Bir gün pat diye birini verdiler, iki kolu da baştan sona jiletli. “Bana bardak, jilet verin, keseceğim kendimi” diyor. Ve benimle aynı yere veriliyor. Sevkime ret gelirse kesinlikle böyle durmayacağım!
Hocam kusura bakmayın, size bütün dertlerimi döktüm. :( Şartlarım hiç iyi değil, nefesim kesiliyor adeta. Kendinize çok iyi bakın lütfen. Daha güzel günler, güzel paylaşımlar temennisiyle. Selam, saygılarımla.
Not: Hocam, anne-babam kışın İskenderun’dalar. Yolunuz düşerse misafir eder, mutlu olurlar.
Selvi Kalen
- 13 gösterim