Mehmet Gök 26 Yıldır Çocuklarını Arıyor

Bu sese kulak verin…

Mehmet Gök, Diyarbakır- Ergani’li. 12 Eylül darbesinden sonra Fransa’da mülteci olmuş. Daha sonra 1994’te mücadele için ülkeye dönmüş ve yakalanmış. PKK davasından Müebbed hapse mahkum olmuş. Gök, 26 yıldır çocuklarıyla iletişim kuramamış. Seslerini bile duyamamış. Paris’e “Görülmüştür- Mahpus resimleri” sergisini götürdüğümde bu konuda araştırma yaptım, çocukların Fransa’nın Nantes kentinde yaşadıklarını öğrendim. Ama ne yazık ki bu bilgiyi teyit edemedim, onlara da ulaşamadım. Ekte Mehmet Gök’ün hapishaneden fotoğraflarını ve çocuklarının ve eski eşinin yer aldığı bir gazete kupürü yolluyorum. Fransa’da yaşayan arkadaşlardan bu konuda yardım bekliyoruz. Çocuklar (şimdi kocaman adam olmuşlardır) yazmak istemeseler bile onlar hakkında verilecek her bilgi – fotoğraf babaları için mutluluk kaynağı olacaktır. Mehmet Gök’ün konuyla ilgili son mektubunu aktarıyoruz:

Merhaba değerli dost, (24.09.2012)

11.09.2012 tarihli mektubunu aldım. Daha önce mektup, kart ve kitapları aldığımı bildirmiştim. Sana faks yollamıştım. Tabi meçhule uğramadıysa. Sana hazırladığın kitapla ilgili birkaç fotoğraf yolluyorum. (…) Bizlerden söz edecek kitapta ismimin geçmesinin bir sakıncası yoktur. Ben 1995’in 1 Nisanında yakalandım. Sanki bana 1 Nisan şakası yaptılar. Tam bir yıl önce aynı gün aynı saatte ülkeye giriş yapmıştım. O günden beri içerideyim. 18 yıl dolmak üzere yaşım da altmışa yakın. Gençlik heyecanı gitmiş de olsa, özgürlük-mücadele-sokaklar ve halkımız beni hâlâ heyecanlandırıyor.

Çocuklarım meselesi ise kalemle dile gelebilecek ya da kalemin yazabileceği bir şey değil. Ancak yaşamakla o duyguları anlayabiliriz. Yine de değinmeden geçmek olmaz. Ben doğam gereği fazla duygusalım. En ufak duygusal bir olay karşısında gözlerim sulanır. Ben en son çocuklarımı gördüğümde (Mehmet Gök ülkeye döndüğünde çocukları Fransa’da anneleriyle kalmış b.n.) küçük oğlum Şiyar 3, büyük olan Cumali 6 yaşındaydı. Aradan 26 yıl geçti. Bu 26 yıl boyunca onları hiç göremedim ama hiç aklımdan hayalimden çıkmadılar.

(…)

Nerede olduklarını, nasıl olduklarını öğrensem, o kısa bilgilerle mutlu olmaya çalışırım. Şunun da bilincindeyim: 26 yıldan sonra bir yabancılaşma kaçınılmaz olur. Ortak duygular fazla yaşanmaz. Hatta hangi dilden iletişim kuracağımı bilmiyorum. Tabi iletişim sağlanırsa.

Değerli dost kısaca duygularımı yazdım. Bu kadar bilgi yeter mi? Mektupta isteğim üzerine Paris’te Ahmet Kaya Kültür merkezi’nin adresini yazmışsın. Çok sağol. Ama öğrendiğim kadarıyla orası kapanmış.

Not: mektubu yazdıktan sonra Fransızca kitap isteğim üzerine yolladıklarını aldım. Çok sağol.