Mehmet Hanefi Bilgin’in katledildiği hapishaneden Ali Gülmez ve Erol Zavar’ın canlı sesleri!

“Biraz önce Bolu F Tipi’nden Ali Gülmez’le görüştük, telefonla. On dakikacık! ‘Patır patır ceset çıkarıyorlar, buradan da gitti yine biri, Mehmet Hanif Bilgin duydunuz mu?’ dedi.

Kalp krizinden! Tedavi edilemeyerek! Bile bile! Tahliyesine 5 ay kala! 29,5 yıldır içeride! Bolu F Tipin’de!

Biraz önce Bolu F Tipi’nden Ali Gülmez’le görüştük, telefonla. On dakikacık! “Patır patır ceset çıkarıyorlar, buradan da gitti yine biri, Mehmet Hanif Bilgin duydunuz mu?” dedi. “Duyduk. Metris’ten de ses geldi Turgay Deniz. Basın açıklamaları yapılıyor. Güç yettiği oranda sesinizi dışarıya çıkarıyor insanlar...” diyebildim aceleyle.

“Katlediyorlar resmen, bile bile öyle bırakıyorlar...” dedi jet hızıyla.

“Biliyoruz. Bu açıklamalar yapılıyor hep bu aralar...” deyiverdim jet hızıyla.

Mektubumu almışlar. Bu sefer içerisinde çok yüklü selamlar vardı. Yaşadığımız diyarlardaki ahbaplar, Alman yoldaşlar dahi onlara mektuplar yollamışlardı. Almışlar...

Erol Zavar! Ağır hasta! Kanser! O da geçen ay kalp sıkışmasından dolayı hastahaneye götürülmüş, kelepçeli kontrolü kabul etmediği için geri getirilmişti. Yani ne kontrolü yapıldı ne de tedavisine devam edilebildi! Ve her gün bir avuç ilaç yutmak zorunda.

Takılar yapmıştı, buradakilere hediye edilmek üzere. Koronalı çocuklarımız arttı. “Erol’a söyle, hastalanıp iyileşen çocuklara vereceğim takıların bir kısmını” dedim. Biliyorum, ilaç olur bu haber Erol’a. Tam o anda, işte tam o anda sıcacık sevgi dolu bir ses çınladı kulaklarımda:

“Ganimeeee, nasılsıııııın? Biz çok iyiyiiiiiiiz! Herkese çooooook selaaaaaaam!!! Dışarıya bin selaaaaaam!”

Ali hemen, Erol’un da o an annesiyle telefon görüşmesi olduğunu ve hücresine doğru ilerlerken bağırdığını anlatıverdi.

İkisinin de seslerindeki isyan ne denli keskinse, sevgi de o denli yumuşak ve güçlüydü!

Bolu F Tipi! Daha yeni orada bir tutsak katledildi!

Böyle bir hapishaneden ilk kez, hem de ağır hasta bir tutsağın; Erol Zavar’ın sesini duymak benim için abartısız bir mucizeydi! Ve bu sıcacık, insan sevgisi dolu sesin “dışarıya selaaaaam” deyişini hepinize iletmek istiyorum geç olmadan, hemen şimdi. Bir aksilik olmazsa, 15 gün sonraki telefon görüşmesinde selamlarını aldığınızı ileteceğim onlara.

Firari Yazılar ve nice kitap, dergi ellerine geçemiyor olsa da, seslerimizi firar ettirebiliriz belki!

Umutla, dirençle ve onların her şeye rağmen sadece bizlerle, direnenlerle atan sımsıcak-tertemiz yürekleriyle kalalım!