Şakran kadın hapishanesinden mektup var

"Bu ara beni en etkileyen şeylerden biri Ayten Öztürk'le ilgili okuduklarım. Haberiniz oldu mu bilmiyorum. Şu an Sincan kadın hapishanesinde tutsak. Geçen yıl Mart ayında  gözaltına alınıp, bir şekilde Türkiye'ye iade ediliyor ve 6 ay bir kontr-gerilla merkezinde, hem de Ankara'da her türlü işkenceyi yaşatıyorlar. Vücudunda 868 yara tespit ediyorlar hapishanede. Çıplak, gözleri, elleri bağlı, 6 ay boyunca elektrikten falakaya, her türlü tacizden kaba dayağa çeşit çeşit yöntemi uyguluyorlar ama iradesini kıramıyorlar Ayten'in."

Didem AKMAN

Şakran Kadın Kapalı Hapishanesi

A-T-15  Aliağa/İzmir

***

15 Aralık 2018

Sevgili Adil Okay Merhaba,

Sevgiyle kucaklıyorum seni. Umarım iyisindir. Ben iyiyim. Malum kış geldi memlekete ama İzmir'de karı bulmak ne mümkün! Rüzgarı- ayazıyla idare ediyoruz.

Bu aslında gecikmiş bir mektup oldu. En son “dışarıda olsan neyin fotoğrafını çekerdin” diye sormuştun, red fotoğraf grubuyla ortak çalışmanız için. Ben de yazmıştım ama o mektup sana ulaştı mı, onu da bilemedim. Sonrası da hapishane hareketlilikleri… Cezalar, saldırılar derken geçti zaman. Gazete de fotoğrafların sergilerini yaptığınızı okuduğumda sevindim çalışmanızın bitmesine. Kandıra da yatan Deniz Tepeli’yle yazışıyorduk. O da fotoğrafların olduğu katalogdan bahsetti, aynı dönemlerde İzmir'deki sergiye de annem gitmiş çok da etkilenmiş. Velhasıl, Deniz'den kataloğu istedim, o da sana yazmış haliyle, uzun zaman sonra elime geçti, bir de iletişim cezam olunca yazamadım. 3 aylık zaman yeni bitti mektup yazma arası verdiler, yenisi başlayacak, ben de arada geç de olsa hem kutlamak istedim, hem de benim fotoğrafımı çeken Seda Öz'e bir teşekkür kartı yazdım, ancak siz ulaştırabilirsiniz sanırım.

Başarılı bir çalışma olmuş, emeğinize sağlık her şeyden önce, annem vasıtasıyla görenlerin nasıl etkilendiğini de öğrenmiş oldum. Bu toprağın böyle değerlerinin olması ne kadar iyi değil mi?

Ali Osman Köse abimle yazışıyordum. O da Tekirdağ'dan gelince yazamamış size sanırım. Bendeki katalog ona da yollayacağım. Mektubunda bir çocuğunuz olduğunu yazmıştı. Belki de şu an 3-4 yaşı doldu, yeni öğrenciliği için onuruyla büyüsün diyorum.

Buraya dair en son yazdığımda birçok hakkımız elimizden alınmıştı, direnişimizle hepsini kazandık. En önemli kitap ve dergileriniz elbette. Hiçbir sınırlama olmadan okuyabiliyoruz artık.

Bu ara beni en etkileyen şeylerden biri Ayten Öztürkle ilgili okuduklarım. Haberiniz oldu mu bilmiyorum. Şu an Sincan kadın hapishanesinde tutsak. Geçen yıl Mart ayında  gözaltına alınıp, bir şekilde Türkiye'ye iade ediliyor ve 6 ay bir kontr-gerilla merkezinde, hem de Ankara'da her türlü işkenceyi yaşatıyorlar. Vücudunda 868 yara tespit ediyorlar hapishanede. Çıplak, gözleri, elleri bağlı, 6 ay boyunca elektrikten falakaya, her türlü tacizden kaba dayağa çeşit çeşit yöntemi uyguluyorlar ama iradesini kıramıyorlar Ayten'in. Çok etkileyici değil mi? Bir yandan Cemal kaşıkçı gibi olaylar, bir yandan halka her yönden zulüm, zorbalık, ona rağmen bükülmeyen bir irade insan, inandığında çok güçlü bir varlık oluyor.

(…) Sevgiler

Didem