Didem Akman'dan mektup var: "Şu ara bir haylaz tırtılım var, marulun arasından çıktı, tabak hazırlıyorum ona"
09.11.2024
Sevgili Adil Okay Merhaba,
Selam ve sevgilerimi yolluyorum sizlere.
Mektubunu aldım.
09.11.2024
Sevgili Adil Okay Merhaba,
Selam ve sevgilerimi yolluyorum sizlere.
Mektubunu aldım.
30.09.2024
Sevgili Adil Okay Merhaba,
Selam ve sevgilerimi iletiyorum. Umarım iyisinizdir. Ben, bizler iyiyiz. Bu da rutin tabir gerçi, ülke-dünya ne haldeyse biz de öyle oluyoruz. Bir yanda bitmeyen İsrail saldırganlığı; bir yanda ülkedeki açlık yokluk, öldürülen çocuklarımız… Haliyle biraz ülke, biraz dünya gibiyiz demek daha doğru olacak herhalde.
‘Ağlasam deli derler
Ağlamasam del’olurum
Haykır bre mızmız acım
Haykır bre şapşal öfkem
Haykır da
Kır şu paslı zincirlerini
Hasan Hüseyin
Sevgili Sibel ve Temel Hocam Merhaba,
"Bu ara beni en etkileyen şeylerden biri Ayten Öztürk'le ilgili okuduklarım. Haberiniz oldu mu bilmiyorum. Şu an Sincan kadın hapishanesinde tutsak. Geçen yıl Mart ayında gözaltına alınıp, bir şekilde Türkiye'ye iade ediliyor ve 6 ay bir kontr-gerilla merkezinde, hem de Ankara'da her türlü işkenceyi yaşatıyorlar. Vücudunda 868 yara tespit ediyorlar hapishanede. Çıplak, gözleri, elleri bağlı, 6 ay boyunca elektrikten falakaya, her türlü tacizden kaba dayağa çeşit çeşit yöntemi uyguluyorlar ama iradesini kıramıyorlar Ayten'in."
Didem AKMAN
“Kartında bir isteğin vardı. Dışarıda olsan neyin fotoğrafını çekerdin demiştin. Okuduğumda şunu söyledim; “bakınca bütün hücrelerimin aydınlık ve ferahla dolacağı bir soluğun fotoğrafı”. Çok soyut değil mi? Niye öyle dediğimi anlatayım. Buradaki hak gasplarına karşı hücremi yakmıştım. Ve 2 haftadan fazla yanık hücrede kaldım. Her yan is ve her solukta onu çekiyorum. Sadece 1 saatlik havalandırma saatinde çıkıyorum. Senin mektubun da o an geldi... Klasik karanlığın içindeki yıldız gibi değil fakat...”
Didem AKMAN
İzmir Hapishanesinden Didem Akman o zor koşulları resimle anlatmış, "sesimize ses katın" demiş...