Savcılıkta bırakılan aile 2 aydır Geri Gönderme Merkezinde

Avusturya'da katıldıkları etkinlikten dolayı gözaltına alınan Avusturyalı 2 kız kardeş ve anneleri iki aydır İzmir Geri Gönderme Merkezinde tutuluyor.

30 Kasım 2018

Eylem NAZLIER
İstanbul

Avusturya vatandaşı 2 kız kardeş ve anneleri yaşadıkları Viyana şehrinde Avusturya FEYKOM/Demokratik Kürt Toplum Merkezi (DTKM)'nin etkinliğine katıldıkları gerekçesiyle akraba ziyareti için geldikleri İstanbul'da gözaltına alındı. Cumhuriyet Başsavcılığınca ifadeleri alınmadan serbest bırakılan aile adliye içinde 'hakkınızda sınır dışı etme kararı var' denilerek yeniden polis tarafından gözaltına alındı. Yaklaşık 2 aydır idari gözetim kararıyla geri gönderme merkezinde tutulan ailenin avukatı avukatı Mahfuz Çelik, 'Annenin sağlık sorunları var. Geri gönderme merkezinde iki aydır hukuksuz olarak tutuluyorlar' dedi. 

ATATÜRK HAVALİMANI'NDA GÖZALTINA ALINDILAR

Avusturya vatandaşı 20 yaşındaki Dilara ve 18 yaşındaki Helin anneleri Birgül Süner ile birlikte Türkiye'de yaşayan dedelerini, kuzenlerini ziyaret etmek ve akrabalarının düğününe katılmak için 2 ay önce İstanbul'a geldi. Ziyaretin ardından Viyana'ya dönüş için 16 Ekim'de Atatürk Havaalanı'na giden kız kardeşler burada PKK/KCK'nın Avusturya yapılanması içerisinde faaliyet yürüttükleri, etkinliklerine katıldıkları iddiasıyla gözaltına alındı. Karakola çağrılan kızların annesi Birgül Süner de aynı gerekçeyle burada gözaltına alındı. 

'SİYASİ PARTİ, DERNEK YA DA SENDİKA ÜYELİĞİM YOK'

Avusturya FEYKOM/Demokratik Kürt Toplum Merkezi (DTKM)'nin etkinliğine katıldıkları ve üye oldukları gerekçesiyle suçlanan Kürt kökenli aile ifadelerinde suçlamaları kabul etmeyerek, herhangi bir örgütle bağlantılarının olmadığını ifade etti. 48 yaşındaki Anne Birgül Süner ifadesinde “Sık sık Türkiye'ye geliyorum. Benim ailem Türkiye'de yaşamaktadır. Ancak benim hiç bir terör örgütüyle bağlantım yoktur. 4 tane çocuğum vardır. Ben onlara bakıyorum. Terör örgütü ile alakası olan kişilerle de asla muhatap değilimdir. Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum' dedi. Dilara Süner ise 'Öğrenciyim. Üniversiteye hazırlanıyorum. Legal olarak doğduğumdan beri Türkiye'ye giriş, çıkış yapıyorum. İllegal olarak hiç giriş, çıkış yapmadım. Bugüne kadar hakkımda güvenlik kuvvetleri tarafından herhangi bir yasal işlem yapılmadı. Herhangi bir siyasi parti, dernek ve sendika üyeliğim yok. Herhangi bir eyleme katılmadım. Eyleme katılan şahısları da tanımam. PKK/KCK terör örgütünün Avrupa yapılanması hakkında hiç bir bilgim yoktur. Sadece orada folklor kursu Alevi Kültür Derneği'ne gittim” derken, Helin Süner de ablası Dilara Süner gibi üzerine atılı suçlamaları kabul etmedi.

2 AYDIR GERİ GÖNDERME MERKEZİ'NDE TUTULUYORLAR

İfadeleri alındıktan sonra adliyeye sevk edilen anne ve kızlarının İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nda ifadeleri alındı. Savcılıkta üzerlerine atılı suçları kabul etmeyen anne ve kızları serbest bırakıldı. Ancak aile adliyeden çıkmadan 'Hakkınızda sınır dışı etme kararı var ' denilerek, tekrar polis tarafından gözaltına alındı. Anne ve kızları PKK/KCK Silahlı Terör Örgütü ile bağlantılı kamu düzeni, kamu güvenliği ve esenliği açısından tehdit oluşturdukları iddiaları ile sınır dışı edilmek üzere İstanbul İl Göç İdaresi, Geri Gönderme Merkezi'ne götürüldü. Yaklaşık 2 aydır burada tutulan anne ve iki kızı avukatlarının iddiasına göre kimseye haber verilmeden İzmir Geri Gönderme Merkezi'ne sevk edildi.

'TÜRKİYE'DE HERHANGİ BİR SABIKALARI YOK'

Avusturyalı ailenin avukatı Mahfuz Çelik yaşanan süreci şöyle anlattı: "Yılda 3 kez Türkiye'ye giriş, çıkış yapan ailesini ziyaret eden insanlar. Herhangi bir sorunla karşılaşmamışlar. Ekim'in başında Türkiye'den çıkış yapmaya çalışan küçük kız usulüne uygun olarak havaalanına gidiyor. Havaalanı polisi onu alıyor. Büyük kız kardeşte  'Kardeşim ne yaptı?' demesi üzerine onu da alıyorlar. Karakoldayken anneyi de arayıp, 'Buraya gelmeniz gerekiyor' diyorlar. Annesi de 'Bizim ne suçumuz var?' diyor ve çıkıp geliyor. Annesini de gözaltına alıyorlar. Avusturya'da yasal bir derneğin eylemlerine, toplantılarına katıldıkları gerekçesiyle alınıyorlar. Yanılmıyorsam bir iki fotoğraf gösteriyorlar. Keza biri 18 yaşında diğeri 20 yaşında üniversiteye hazırlanan çocuklar. Türkiye'de herhangi bir sabıkaları yok. Savcı ifadelerini almadan serbest bırakıyor onları. Hatta çocuklardan biri 'Uçağımızı kaçırdık. Şimdi nasıl gideceğiz?' diyor. Savcı da 'Asansöre binip, adliyeden çıkın. Sonra metrobüse binerek, gideceksiniz' diye dalga geçiyor. Tam asansöre bineceklerken adliye içinde yeniden polis tarafından gözaltına alınıyorlar. 'Hakkınızda sınır dışı etme kararı var' deniliyor." 

'İDARİ GÖZETİM KARARINI KALDIRMAYA ÇALIŞIYORUZ'

Çelik, müvekkillerinin yasaya aykırı olarak Geri Gönderme Merkezi'nde tutulduklarını belirterek, "Büyük ihtimalle devletin gözaltı ve tutuklama yapamayınca yaptığı bir yöntem alıkoyma yolu. Sınır dışı kararı alınmasının nedeni; bu kararı almazlarsa İl Göç İdaresi'nin Geri Gönderme Merkezi'ne kapatamıyorlar. Oraya kapatıyorlar. Aynı gün idari gözetim kararı da alıyorlar. 'Seni sınır dışı edeceğiz dedikten sonra da seni sınır dışı etmiyoruz 6 ay burada tutuyoruz' diyorlar. Bu 6 aylık  gözetim kararı yalnızca  sınır dışı edileceklerle ilgili karar. 6 ay bittiği  zaman bir 6 ay daha uzatabiliyorlar. Bu arada savcılık dosyasında bir şey görür, bir şey yakalarsalar bu seferde tutuklanmasına karar verebilirler. Şu an ikinci ayını doldurmak üzereler. Savcılık kararında da gizlilik kararı var. Gizlilik kararı olan bir dosyada ifade alma gereksinimi olmadan serbest bırakıyorlar. Şimdi biz bu idari gözetim kararını kaldırmaya çalışıyoruz. Annenin sağlık sorunları var. Geri Gönderme Merkezi'nde iki aydır yasaya aykırı" dedi.

Geri Gönderme Merkezinin görüntüde iyi ama gerçekte cezaevinden kötü olduğunu ifade eden Çelik, “Absürtlüğü görüyor musunuz? 'Seni sınır dışı ediyorum ama göndermiyorum' diyorlar. Burada tutulmalarının tek nedeni 'Bir şey bulabilir miyiz?' diye idari gözetim kararıdır” diye konuştu

Kaynak: Evrensel Gazetesi