Tutsak yazar İbrahim Şahin'den mektup var: Mektup yasağı sürüyor

2 Mayıs 2013
 

Ucu ateşli oklar gibiydi yağmur

gözlerini unutmadım

her yanım talan

kal dersen

biraz geç ölürüm

Sevgili Adil can merhaba

Sana selamlarımı ve sevgilerimi gönderiyor tüm içtenliğimle, dostlukla sarıyorum seni.

Uzun bir aradan sonra ancak mektup için alıyorum elime kalemi çünkü üç aylık mektup cezası yeni bitti. Bu arada eşe-dosta bir merhaba için uğramak lazım diye aceleyle yazayım dedim.  Çünkü ben bu mektubu postaya verir vermez, kaç tane kaç ay-yıl olduğunu hesaplamayı bıraktığım mektup ve görüş cezaları başlayacak. Bildiğin üzere bu yıllardır hep aynı şekilde devam ediyor. Kabul etmeyi reddettiğimiz her dayatmayı, tredman, "terbiye" etmeye dayalı her uygulamaya (ki o kadar çok ki) her türlü tepki disiplin cezasıyla karşılık buluyor ve bu karşılık, bir tutsağın sosyal yaşamla tek bağı olan iletişim araçlarının elinden alınmasıyla somutlanıyor. F tipi hapishane modeli ultra-F tipi bir kıskaca dönüşüyor. Sana düzenli yazamayışımı bu nedenlerin varlığı nedeniyle anlayışla karşılayacağını biliyorum ve zaten hem basından hem de mektup yazan başkalarından dolayı benzer gelişmelerin,  içinde bulunduğumuz ortamın bilgisine vakıfsındır.

Bunca sıkıntılı vaziyetim arasında güzel birşey oldu, kamu oyunda gündem olan kitap sınırlaması kalktı; geçen günlerde kitaplarımızı verdiler. Yani daha önce hücrede bulundurulan kitap sayısı sınırlıyken şimdi o sınırlama kalktı. Bizim gibi okuyup, yazan, özellikle de araştırma yapanlar açısından kitap sınırlaması hayli sıkıntı vericiydi. Ve zaten o sıkıntıya maruz kalalım diye alınan bir karardan şimdi geri adım atıldı. Yani bu çağda kitap yasaklanır mı demiyecek kimse, diyen olursa aha da somut örnek.

Geçenlerde "ilginç" bir şey oldu: Gazetelerden de duymuş olabilirsin. Deniz Bakır adında bir arkadaşın davasından dolayı aldığı ceza bitmesine rağmen ve de başka bir cezası olmadığı halde hapishane idaresi tarafından tahliye edilmedi. Sebep sosyalist basını okumaya devam etmesi, hapishanede psikologa işliklere vs. çıkmıyor oluşu ve bu itibarla iyi halli olmadığına kanaat getirilmesi gibi bir "dumur" karar.  Bunun 'adaleti' konusunda bir tez çalışması dahi çıkar ama sen adalet konusunda hayli deneyim sahibi olduğun için sanırım başka bir şey söylememe gerek yok.

Adil can, benim, paylaşmak isteyebileceğin sevincimi söyleyeyim, yeni kitabım yayınlandı. Umut yayıncılıktan yayınlandı: Adı "Ey Yüreğim Seni Devrim Uslandırır" Senin değerlendirmeni özellikle istediğimi, beklediğimi söylemek istiyorum. Söz konusu şiir olunca senden başka kaç kişiden nesnel yorum alabilirim ki. Aslında yıllarca yazmak niyetinde olup da cesaret edemediğim bir çalışmaydı. Kendimi de hem nesnel koşullar hem de öznel nedenlerden hazır hissetmiyordum ama nihayet bunu yakın zamanda gerçekleştirmek rahatlattı beni. Ayrıca Kaypakkaya için yazıyor olmanın ağırlığı da vardı tabi. Konu olarak Kaypakkaya'nın yaşamı - mücadelesinin seçilmesi esasen geçmişe dair bir anma değil geleceğe dair bir yönsemeydi. Bütün bunları ne kadar başarabildiğimin değerlendirmesini sana bırakıyorum.

Burada ve bende durumlar böyle Adil hocam.  Umuyorum sende iyisindir. Sen hep iyi ol emi?

Sana sevgili eşin Tülin cana ve yüreğimizin Akdeniz prensesi Öykü'ye kocaman sevgilerimi ve selamlarımı gönderiyorum.

Benden şimdilik bu kadar olsun

Seni dostlukla kucaklıyorum

Uzakların olsun!

Sevgilerimle Düşle

İbrahim Şahin

1 Nolu F Tipi Hapishane  A-8/24

Sincan- ANKARA

NOT: Toplu mektuplarımı dün alabildim. İçinde seninde kartların vardı. Aldım

NOT: NOT Kitabım çıkmış. İlanını gördüm. DUYURULUR :)

NOT: NOT: NOT: Bugün 1 Mayıs: Herkese kutlu olsun. Ve benim doğum günüm iyiki aranızdayım.V