Yerlerine kayyum atanarak tutuklanan belediye eşbaşkanları Keziban Yılmaz ve Rojda Nazlıer, cezaevinden yolladıkları mektupla, maruz kaldıkları kötü muamele ve cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerini anlattı
Görevden alınarak yerlerine kayyum atanan Kayapınar Belediye Eşbaşkanı Keziban Yılmaz ve Kocaköy Belediye Eşbaşkanı Rojda Nazlıer, gözaltına alınma, tutuklanma ve görevden alınma ile sevk edildikleri Kayseri Bünyan Kadın Kapalı Cezaevi’nde yaşadıkları sorunları dile getiren bir mektup kaleme aldı.
‘Yaratılan deliller kanunsuz’
Mezopotamya Ajansı’ndan Aydın Atay’ın haberine göre, ortak kaleme alınan mektupta eşbaşkanlar, gözaltına alınma ve bu güne kadar kendilerine yönelik uygulamaların “siyaset eliyle yürütüldüğünü” belirterek, “Gözaltına alındığımız 21 Ekim 2019 tarihinden bu güne kadar karşılaştığımız tüm hukuki ve idari uygulamalar siyaset eliyle yürütülmüş uygulamalardır. Öncelikle hakkımızda başlatılan soruşturmaların şekli, başlangıç tarihi ve yaratılan kanunsuz deliller, soruşturmanın yargı eliyle neye hizmet ettiği kamuoyunca açıkça görülmektedir” ifadelerine yer verdi.
‘Belediyelerimiz gasp edildi’
Gözaltına alındıktan sonra daha ifadeleri alınmadan, haklarında isnat edilen suçlamaların ne olduğunu bilmeden görevden alındıklarını ve temsil ettikleri belediyelere kayyum atandığını hatırlatan eşbaşkanlar Yılmaz ve Nazlıer, mektuplarında, “Belediyelerimize kayyum atanmış olması, yargının talimatı doğrultusunda soruşturma dosyalarını yarattığı ortadır. AKP Hükümeti seçimle alamadığı belediyeleri, bu şekilde gasp ettiği çok açık olarak görülmektedir” diye kaydetti.
‘Hukuk dışı ve siyasi uygulamaların ötesinde geçmiştir’
Hiçbir gerekçe olmadan traji-komik olarak değerlendirebilecek bir gerekçe ile tutuklandıklarını kaydeden eşbaşkanlar, tutuklanma kararlarının “belediyelere kayyum atanmasını kamuoyunda meşru bir hale getirmek amacıyla” yapıldığını vurgulayarak, “Kanun bir şekilde tutuklanmadan sonra konulmuş olduğumuz Diyarbakır Kadın Kapalı Cezaevinde tabi tutulduğumuz uygulamalar hukuk kisvesi adı altında yürütülen hukuk dışı ve siyasi uygulamaların ötesinde geçmiştir” diye belirtti.
‘Kelepçeli, molasız 10 saatlik yolculuk’
Diyarbakır D Tipi Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutuldukları koğuşun kirli, tozlu olduğu ve günlük yaşamın idame ettirilemeyeceği kadar kötü olduğunu ifade eden eşbaşkanlar, bu odada 3 gün tutulduklarını belirterek, daha sonra Kayseri Bünyan Kapalı Kadın Cezaevi’ne sevklerini şöyle anlattı: “26 Ekim sabahı saat 04.00 sıralarında sevkimizin çıktığı tarafımıza iletildi. Nereye sevk edileceğimiz konusunda defalarca sormamıza rağmen ne cezaevi idaresi ne de sevki gerçekleştiren jandarma görevlileri tarafından bize bilgi verildi.” Sevk esnasında tüm itirazlarına rağmen bileklerine kelepçe takıldığını belirten eşbaşkanlar, “Yine her birimiz küçük ve dar hücrelere ayrılmış ring aracına bindirilerek ellerimiz kelepçeli bir vaziyette tek başımıza, o dar ve küçük hücrelere konulduk ve o hücrelerin kapısı üzerimize kilitlenmiş bir şekilde Kayseri Cezaevine 10 saat süren bir yolculuk sonucunda getirildik. Yolda defalarca ihtiyaç molası talebinde bulunmamıza rağmen mola verilmedi” diye belirtti.
‘Siyasi kararların kirli yüzünü açıkça ortaya koyuyor’
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Selçuk Mızraklı ve Kayapınar Belediyesi Eşbaşkanı Keziban Yılmaz aleyhine ifade vererek tutuklanmasına neden olan Hicran Berna Ayverdi adlı kişinin “ağırlaştırılmış müebbet” hapis istemiyle yargılandığı davadan tahliye edildiğine işaret eden eşbaşkanlar, Ayverdi’nin şu anda Yılmaz ve Nazlıer’in konulduğu Kayseri Bünyan Kadın Kapalı Cezaevi’nden tahliye edildiğini ve kendilerinin de aynı cezaevine sevk edildiklerine işaret ederek, bu durumu, “Hukuk kisvesi adı altında yürütülen siyasi kararların kirli yüzünü açıkça ortaya koyuyor” sözleriyle değerlendirdi.
Kamuoyununa duyarlılık çağrısı
Konuldukları Kayseri Bünyan Kadın Kapalı Cezaevi’nde karşılaştıkları kötü uygulamaların sürdüğüne işaret eden eşbaşkanlar, “Kayseri Kadın Kapalı Cezaevi’ndeki uygulamalar da bu süreçte bize uygulanan uygulamaların devamı olarak sürmektedir” bilgisini paylaştı. Sağlık problemi yaşayan arkadaşlarının hastaneye kelepçeli götürüldüğünü, muayene sırasında kelepçelerinin çıkarılmadığını, mide rahatsızlığı yaşanan tutuklu ve hükümlülere doktorun önerdiği diyetin uygulanması için gerekli malzemelerin verilmediğini ifade eden eşbaşkanlar, cezaevine görüşe gelenlere çıplak arama dayatıldığını belirterek, “Kişinin rızası olmadan yapılan bu uygulamayı, insan hakları ihlali, bedene yönelik teşhir ve işkence olarak ele alıyor, kamuoyunu bu konuda duyarlılığa çağırıyoruz” dedi.
Kaynak: Yeni Yaşam Gazetesi
- 44 gösterim