"Direngen olmanın daha fazla anlamlaştığı zaman dilimleri içindeyiz"

Üretmek dayanışmaktır. Dayanışma paylaşmayı, birlikte öğrenip öğretmeyi; güzel, anlamlı ve değerli olanı ileriye taşımaktır. Görülmüştür Ekibi ile Redfotoğraf grubunun tutsaklarla beraber hazırladığı İçeriden-dışarıya dışarıdan-içeriye Fotoğraf Köprüsü’nün de değeri, anlamı farklı coğrafyalara taşıyarak bunu yapıyor olmasıdır.

***

28 Mart 2016

Merhaba Sevgili Adil OKAY,

Selam ve sevgilerle. Umarım her açıdan iyi ve direngensinizdir. İyi ve direngen.

İyi ve direngen olmanın daha fazla anlamlaştığı zaman dilimleri içindeyiz. İnsana, doğaya, emeğe, kültüre düşman gerici egemenler dünya coğrafyasında saldırılarını sürdürecek yaşamlarımızı, yaşam alanlarımızı, tarihimizi, kültürümüzü yok etmeye çalışıyor. Kuşkusuz bunun yabancısı olmadığımız bir gerçek Yaşamlarımızın kimi izdüşümleri bunun yansımalarını dünden bugüne taşıyor. İnsana, doğaya, emeğe düşman bu gerici sistem olabildiğince emekçi halkların kanını dökmeye, sömürmeye devam ediyor. Ortadoğu kan deryasına dönmüş, kadim halklar kırımdan geçiriliyor. Yeni bir yaşam aldatmacası altında göç ettiriliyor. Kıyıya vuran cansız bedenler üzerinden timsah gözyaşları döken gericiler, insanları topraklarından göç ettirmiş, şimdi pazarlık konusu yapıyor.

İnsan yaşamı, yaşam alanı pazarlık konusu edilemez’ temel argümanını bir yandan seslendirirken, öte yandan bu pazarlık için zirveler kararlaştırılmış maddelerle gereksizleştirme ya da geleceği ipotek altına almaya yöneliyor. Ortadoğu’da parçalanırken bedenler, o bildik toprağı sularken kan, ülkemizde de durum bundan farksız değil. Kirli-haksız savaşın karşısında haklı ve meşru direniş çizgisi yükseltiliyor. Buzdolabında saklanan bebek cesetleri, sokakta çürümeye bırakılan bedeni çırılçıplak edilerek medyaya sunulan, araç arkasında sürüklenen bedenlerin çığlığından öğrenerek ilerliyor meşru ve haklı direniş. Sokak ortasında, evde, okulda, işyerinde tacize, tecavüze uğrayan, katledilen kadınların çığlığı büyüyor, çocukları katleden, taciz ve tecavüz edenlere karşı yükseliyor mücadele. Kadınlar, LGBTliler, çocuklar, işçiler, gençler, Kürtler, Türkler, Ermeniler, Çerkezler, Lazlar, Aleviler yürüyor, ilerliyor. ‘Özgürlük armağan edilmez fethedilir’ diyen milyonlar o büyük fetih hareketini olgunlaştırıyor. ‘Hak verilmez alınır, zafer sokakta kazanılır’ diyenler çoğalıyor. Sokaklara korkuyu, yılgınlığı, umutsuzluğu hakim kılmaya çalışanlara gerici egemenlere, sokakları dolduran Newroz ateşini harlayan Kawa’nın direnişi ısıtıyor.

Umutsuzluğu, yılgınlığı, kararsızlığı, karamsarlığı meslek edinmişler, yaşamlarımıza bunların tohumlarını ekmeye çalıştıkça, biz “umutsuzluk, kararsızlık ve karamsarlık bugün düşmandan daha düşmandır bize” deyip yaşamın acılı akışında, yeşilin, mavinin, sarının, kırmızının, pembenin bin bir renkleriyle yanıt olup ilerleyeceğiz. İşte bundandır ki iyi ve direngen olmak da fazla değer kazanıyor.

Sevgili Adil OKAY, 2 Mart tarihli kartını (kartları) aldım. Mart ayının bu son günlerinde yanıt olayım, baharın o canlandıran, neşelendiren dinamiğinden de yararlanarak size bir merhaba demek istedim.

“Fotoğraf Köprüsü”, sergiyi gazetelerden takip ediyorum. Dışarıdan gelen kimi mektuplarda bu anlamda çalışmanın ne denli değerli ve öğretici olduğunun altını çiziyorlar. İnternet üzerinden takip edilme olanağı da varmış. Sergiye katılamayanlar gorulmustur.org sitesinden takip ediyorlarmış. Üretmek dayanışmaktır. Dayanışma paylaşmayı, birlikte öğrenip-öğretmeyi; güzel , anlamlı ve değerli olanı ileriye taşımaktır. Fotoğraf Köprüsü'nün de bu değeri, anlamı farklı coğrafyalara taşıyarak bunu yapıyor olmasıdır.

İnsanın insana, kendisine yabancılaştırıldığı bir sürecin içindeyiz. Kapitalizmin girmediği alanın kalmadığı realitesi insan ilişkilerine de yansıyor. Bu anlamda bu gerici kültüre karşı insanın, dayanışma, paylaşma, duyarlılık kavramlarını pratikteki yaşamsallığıyla yanıt olup, bu gerici kültüre karşı insana yabancılaşmanın, duyarsızlığın, paylaşımsızlığın kabuklarını kırmada önemli bir etki eder.

Fotoğraf Köprüsü çalışması da bu kabukları kırmada önemli bir yer edinir, ediniyor. Gittiği alanlarda bu sergiye olan ilgi, o dayanışma ruhunu büyütmede, ileri taşıyıp geliştirmede güçlü bir dayanak oluyor.

Sevgili Adil OKAY, bugünden yarına uzanacak olan ve yaşanılır bir yaşamı yaratmak, böylesi çalışmalardan bu yeni yaşamın merkezine insanı, emeği, doğayı, yaşamı, dayanışmayı, paylaşımı vb.olguları koyarak ilerlemesi varken, yeni yaşamı yaratma da bir temel oluşturuyor.

Alabildiğine artan saldırılar karşısında, sağlam duruş sergilenerek, bu duruşu geniş bir kesime yaymak önemli. Ki dışarıdan gelen bir mektup arkadaşım  “ “Fotoğraf Sergisi” bunu tutsaklarla yapıyor. İçerinin gündemini dışarıya, dışarının gündemini içeriye taşıyor” demesi boşuna değildir.

Bu anlamda çalışmalarınızdan, emeğinizden dolayı size, bu çalışma içinde yeralan her dosta teşekkür etmek isterim. Çalışmalarınızda da başarılar diliyorum.

Sergi Kitapçığı’nın gelip gelmediğini sormuşsunuz. Elime herhangi bir kitapçık geçmedi. Gönderdiyseniz muhtemelen bir yerlerde tellere takılmıştır:-) Bolu tünelinden geçmemiş olabilir:-)

Sevgili Adil Hocam, ben yavaştan müsaadenizi isteyeyim. Daha fazla zamanınızı çalmayayım. Kendinize çok iyi bakın. Ailenize, dostlara; yüreği insandan, emekten, doğadan yana olan, yaşama dair güzel düşleri büyütenlere kucak dolusu selam ve sevgilerimizi gönderiyorum. Yoldaşlarımın, dostların size selamları var.

Çalışmalarınızda başarılar diliyorum.

Umutla, dirençle  Sağlıcakla Kalın

Sevgilerimle

Hıdır YILDIZ

F Tipi Cezaevi

BOLU