Elazığ Hapishanesinden Tek Kişilik Hücreden Mektup Var

"Burayı başka nasıl anlatabilirim ki: 5 m2 odaların 5-6 adımlık havalandırmalarının yanında uzanan 7-8 metre yükseklikte duvarlarla çevrili bir kutunun dibinden bir avuç gökyüzü gözetlemek gibi."

Ergin Doğru

2 No’lu Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumu D-19 Tek

Elazığ

***

Merhaba Adil Hocam

İyi olmanızı diliyorum. Uzun sürenin ardından size yeniden merhaba demek güzel. Zindanlar genelde durağan yerler olarak görülse de çoğu zaman kendi devinimlerinin dışında ciddi bir hareketlilik olur. Mahpus açısından hiç hesapta olmayan sürprizlerle yeni bir sürecin başladığı anlaşılır. Bende E tipi cezaevinde bir sabah bulunduğum yere sürgün edildim ve tek kişilik bir odaya kondum üstüne bir de mektup yasağı gelince size yazmak keyfinden mahrum kaldım.

Hocam tek kişilik odaları bilirsiniz F tiplerindeki odalarla aynı. Aslında burası mimari olarak F tipleri gibi yalnız tekliler fazla. Belki de OHAL’den kaynaklı teklilerde daha fazla kişi kalıyor. Burayı başka nasıl anlatabilirim ki: 5 m2 odaların 5-6 adımlık havalandırmalarının yanında uzanan 7-8 m duvarlarla bir kutunun dibinden bir avuç gökyüzü gözetlemek gibi.

Mahpus çoğu zaman kendi yalnızlığını yaşar lakin tek başına yaşanılan yalnızlığın birde ayna rolü oynadığını söylemeliyim. Bu öyle bir ayna ki kişi kendi hakikat yolculuğunda uğradığı durakları yeniden gezerken var olan duraklarda kendi dışındakilerin rol, sorumluluk ve yaklaşımlarını da zaman süzgecinden süzerek anlamaya, anlamlandırmaya çalışıyor. 5 adım attıktan sonra karşında yükselen duvarla gerçeği hissedince yapılacak başka ne var ki?

Alışılıyor hocam, her şeye alışıldığı gibi bu dar soğuk mekanlara da alışılıyor lakin alışkanlıkların zamana yayılmış tükenmişliğin ilk adımları olduğunu bilerek alışmak hem yaman çelişki hem de bizlerin trajedisi gibi soğuk, yalnız mekanlarda. Her şeye rağmen umudu var etmek, büyütmek geleceğe kurulan bir köprü. Umudu yüreğinin sol yanındaki hazine gibi büyütüp korumadan varlığı sürdürmek imkansız. O yüzden de hakikat yolculuğunda canımızı acıtan ne olursa olsun güneşi görüp, aydınlığa ulaşabilmenin umudu insanı yalnızlık içeren, bir avuç gökyüzüne kutunun dibinden bakarak maviliklerle buluşmayı sağlıyor.

(…)

Önümüzdeki süreci kestirebilmek çok mümkün değil. Her şeyin hızla değişip, gündemlerin üst üste bindiği bu süreçte egemenlerde aklı selim bir duruş beklemek çok mümkün değil. Böylesi süreçlerin pratik laboratuvarlarının zindanlar olduğu da hesap edildiğinde karamsarlık olarak düşünülse de gerçeğin kendisi olduğunu söyleyebiliriz.

Hocam size uzun aradan sonra yazmak beni mutlu etti. Yasaktan dolayı çok mektup biriktiğinden bu seferlik kısa tutuyorum. Dostça kalın. Sevgi ve saygılar.

Ergin Doğru