Ben demekten sıyrılıp da geldim. Gönlümü dağlardan esen meltemlere açtım. Biliyorum ki zor olan güzel olandır. Zor olan geleceği kurandır. Zoru başarırsan hakikate varılır. Hakikate ancak aşkla uzanılır. Dünyanın sahte güzelliklerini geçtim, yalandan aşkları zor da olsa aştım. Şimdi hakikatin durağındayım. Bu yolda canım yandı, içim acıdı, çok kanadım ama kendimi buldum. Kendimi bildiğimde aşkla yol aldım ve hakikatle bir oldum.
YAŞAMI ADAMAK….
İnsanın serüveni kendini bilmesiyle başlar. Kendini bilmeyen için dünya rüzgara muhtaç bir uçurtma olmanın ötesine geçmez. “Kendini bil”, cihetinde yol arayan içinde bulunduğu koşulları ve kendisinin kuşatılmışlığını kabul etmez. Kendini bilen kendi dünyasını kurmak için kendi yolunu arar. Kendi dünyasını kuran dünyanın yükünü de omuzlarında taşıyandır.
Kendi dünyamızı kurarken karşımıza yollar çıkar. Uzayıp gider yollar kimi zaman kesişir kimi zaman ayrışır. Uzayıp giden yollar zamanla içimize uzar ve kendi yolumuzu belirleriz. Çıktığımız yolculukta yollar düz değildir. Yürümek için inişli-çıkışlı taşlı-dikenli yollar geçilir. Bir adım ötesi belirsiz olan bilinmezliğe yol alırken, yeniyi yaratmanın heyecanıyla koşarız. Koşarken karmaşık yollarda bazen takılıp düşeriz. Koşarken de, düşerken de tek edimimiz düşünmektir. Hep düşünür, düşünceyle var oluruz. Yol alırken atılan her adımın tadı damağımızda, yüreğimizde farklı tatlar bırakır. Heyecanla yeninin peşinde koşarken mutluluk hisseder, düştüğümüzde içimizde acı kalır. Her duygunun, her arayışın yaşamın ayrı tatları olduğunu yaşayarak öğreniriz.
Yolun üzerinde işaretlere bakarız. Yolu kapatan büyük kayaların sertliğini çarptığımızda anlarız. Kırıklar, çizikler içinde yaralansak da aşmak için düşünmekten vazgeçmeyiz. Gözümüzün görmediğine gönül gözü ile bakar, sonunda aşarız zorluğunu. Bazen ise kayanın üstünden uzanacak bir el bekleriz. El ele verildiğinde zorun kolaylaştığını biliriz. Gönül gözüyle bakıyorsan sadece kayayı değil, yolu kapatan kayanın ardında uzayan yemyeşil kırları ısıtan, aydınlatan, can veren güneşin gülüşünü görürsün. Ertelenen düşlerimizi güneşin gülüşünde yaratırız. Yüzümüzü çevirdiğimiz güneşle gönlümüzü ısıtıp, umuda dururuz. Güneşle gülmeyi bilmeyip kayalara takılıp yeis içinde beklemenin ömrü heba etmek olduğunu çoktan öğrendik.
Uzun yollardan geçilirken birçok kapı ile karşılaşır, her kapıyı açmak istersin. Yaşam içerisinde belki kırk kapı açarsın umudu, güzelliği ararsın ama yaşamın kapısı olan hakikate varamazsın. Önemli olan kırk kapı açmak değil doğru olan tek kapıyı bulmak onunla hayalleri gerçek kılmaktır. O tek kapı açılan kapılar içinde tek gerçek olan hakikat kapısıdır. Kapıları şaşırmamak lazım. Yanlış kapıdan içeri girersen, geri çıkamaz yolu bulamazsın. Yola çıkamadan mevsimler gelir geçer, altında kalırsın. Üzerinden geçen mevsimleri anlamasın çünkü sen hiç kendin olamamış, yanlış kapılarda oyalanmışsındır. Yol kat etmek isterken kendini katledersin ve hayat hurdalığının değersiz bir parçası olursun.
Hakikat kapısını aralamak, yol almak, yaşamı anlamak zordur. Bu yolda canın yanar, yüreğin kavrulur. Karşında dikilen dağları aşmak, uçsuz bucaksız kırlarda koşarken bahar çiçeklerinden taç yapmak için gönül gözünü açmak, aşkı yakalamak gerek. Aşkla yandıkça yol alır, hakikate varır, kirlerinden arınırsın. Hakikat yolcusu olmak zordur. Hakikat yolunda yanarken, neden yandığını bilmiyorsan susarsın. Kurumuş, çoraklaşmış yüreklere hazırladığın ve gönülden akıttığın pınardan içmeyi başarırsan susuzluğunu giderirsin. Yoksa yaşamı sen de heba edersin.
Ben demekten sıyrılıp da geldim. Gönlümü dağlardan esen meltemlere açtım. Biliyorum ki zor olan güzel olandır. Zor olan geleceği kurandır. Zoru başarırsan hakikate varılır. Hakikate ancak aşkla uzanılır. Dünyanın sahte güzelliklerini geçtim, yalandan aşkları zor da olsa aştım. Şimdi hakikatin durağındayım. Bu yolda canım yandı, içim acıdı, çok kanadım ama kendimi buldum. Kendimi bildiğimde aşkla yol aldım ve hakikatle bir oldum.
Sen de gönlünü aşka aç, hakikate bak. Aradığın oradadır. Dünyanın sefaletinden, kirinden, kırımından utanıyorsan canının acıyacağı kesin olsa da hakikat için yanmaktan korkma. Çünkü aşkı, sevgiyi yaratan hakikattir. Güneşin gülümseyişinde coşkuyla dans eden çiçeklerin rengi mutluluktan parlayan gözerin feri, eşitliğin, paylaşmanın, insanlaşmanın, vicdanın, ahlakın yarattığı huzurda yaşamı aydınlatan, yaşamı anlamlandıran hep hakikatin ışığı hakikatin kapısıdır.
Ergin DOĞRU
23.11.2020
2 Nolu Yüksek Güvenlikli C.İ.K C-17
ELAZIĞ
Fotoğraf: Adil Okay, Şair kapıları
- 7 gösterim