Adliyeden Bakınca...

Davaları mahkemede izlemek, hakimin tutanağa geçirmediklerini de okura duyurmak demek. Davanın özünü de, hukuksuzlukları ve skandalları da tutanağa geçirmeyenler oluşturuyor.

21 Ekim 2019

Görsel: Mana Nayestani

Gazeteciliğin en heyecanlı yeridir saha. Sadece olanı biteni değil okuyucuya izlenim aktararak “Ben senin adına buradayım” demektir bir yandan da.

Adliyeden bakınca

Mahkemelerde dört duvar arasında yaşananlar, dosyadaki belgelerin, hukuki duruşun gerçek hayattaki karşılığı oluyor. Evrim Kepenek bir süredir erkek şiddeti davalarını sahadan izliyor. “Adliyeden bakınca” isimli izlenim – haber köşesinde sanıkların mimiklerinden hakimlerin duruşmayı nasıl yönettiğine kadar en küçük detayları bile aktarıyor.

Evrim Kepenek geçen hafta iki davayı izledi. Birinde sanık bir kadındı: Hülya H. yıllarca şiddetine maruz kaldığı kocasını öldürmüştü, öldürmek zorunda kalmıştı. Mahkemede sarf edilen şu cümle, onlarca makalede anlatılmaya çalışılanı özetliyordu: "Eğer İstanbul Sözleşmesi ve 6284 No'lu yasa nedeniyle verilen uzaklaştırma kararı uygulansaydı, Hülya bu mahkemede olmayacaktı, kocası da yaşıyor olacaktı.”

Evrim’in takip ettiği bir başka davada, oyuncu Efecan Şenolsun, oyuncu Elit İşcan’a “cinsel saldırı” ve “alenen hakaret” ettiği suçlamasıyla yargılandı. Bu duruşmada ise sanık avukatının mahkeme salonundaki hareketlerini, taciz davalarının çoğunda olduğu gibi kadını suçlama eğilimini şöyle aktardı Evrim Kepenek: “Sanık Şenolsun’un avukatı Yağız Nail Görenli, İşcan konuşurken zaman zaman gülümsüyor, göz kırpıyordu. Mahkeme salonunda olduğunu unutmuş gibiydi. Hakim ve Elit İşcan’ın feminist avukatlarından Meriç Eyüboğlu, kendisini uyardı. Daha sonra elinde bir fotoğrafı Elit İşcan’a sallayarak, 'Bu fotoyu ne zaman çektirdiniz? Erkeklerle böyle foto çektirir misiniz?' minvalinde bir soru yöneltti.”

Duruşmalarda yaşananlar davanın seyri açısından önemli bilgiler veriyor ve hukuksuzlukların kamuoyunca bilinmesini sağlıyor. Tutanaklara yansımayanları kamuoyuna duyurmak için daha fazla adliyeden bakmak, sahaya inmek gerekiyor… Bizim de amacımız bunu daha fazla yapmak...

Bu arada Evrim Kepenek, haftalık olarak kadın haberlerinden derlediği “kadın gündemi”ni yazacak. İlk yazısı bu Pazar bianet’te olacak…

Beş manşet

bianet, yayınlarında cinsiyet eşitliğine özellikle dikkat ediyor, vurgu yapıyor. Geçen haftanın yoğun gündeminde gözden kaçan bir durumu sosyal medya editörümüz Yağmur Karagöz hatırlattı yazıişlerine.. Beş manşetimizde de haberin öznesi erkekti. Haklı uyarısının gereğini yerine getirdik. Yağmur'un bu uyarısı tüm medyaya gelmiş olsun...

İklim krizi yazıları başladı

Geçen hafta duyurusunu yaptığımız İklim Krizi Yazıları, çarşamba günü başladı. Elif Ünal'ın İstanbul Politikalar Merkezi kıdemli uzmanı Ümit Şahin'le yaptığı söyleşiyi yayımladık. Şahin, Türkiye ve dünyadaki iklim politikalarını, atılması gereken adımları, engelleri aşmayı, sorumluları ve sorumlulukları anlattı. İklim krizi yazıları her çarşamba bianet'te olacak.

Sahadan aktaranlar

Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyine yaptığı Barış Pınarı Harekatı sadece savaş ve çatışmayı değil, saha gazeteciliğini de tartışmaya açtı. Hikmet Adal, çatışma dönemlerinde sahadan bildiren gazeteciler Can Ertuna, Nevin Sungur ve Murat Utku’yla konuştu.

Ertuna, gazetecilerin nesnel bilgiler aktararak dezenformasyonu ortadan kaldırmakla yükümlü olduklarını söylerken, Sungur "Her şeyden önce bölgedeki gazeteci doğru bilgileri aktarmalı ve her türlü duruma karşı bölgeye hazırlıklı gelmeli" dedi. Utku ise gazetecinin üçüncü göz olduğunu hatırlatarak "Herhangi bir tarafta görünmeksizin hadiseye tepeden bakarak ve tüm doğrulama yöntemlerini kullanarak haberini kitlesine ulaştırmak durumundadır" diye konuştu.

Cezasızlık

Herkesin gündeminden çıksa bile bazı konular bazı gazetecilerin ajandasından silinmez. Ayça Söylemez de 20 yıldır süren “Hayata Dönüş” operasyonlarının yargı sürecini ısrarla takip ediyor. Geçen cuma günü Ümraniye’deki (biri asker beş kişi ölmüştü) davadan son gelişmeyi aktardı. Savcılık, davanın zamanaşımından düşmesini talep etti.

"Hayata Dönüş" davası da birçok katliam ve hak ihlali davasında olduğu gibi cezasızlık yolunda ilerliyor. Aradan uzun zaman geçtiği için de kamuoyunun ilgisi giderek azalıyor ve genellikle sonuçlandıktan sonra gündem oluyor. O yüzden gözden kaybolup gitmemesi için sıkı takip gerekiyor.

Kaynak: BİANET