Solin yaşamalı!

Hanım Onur, KCK operasyonları kapsamında 1,5 yıl önce tutuklandı, aranan eşi Murat Onur da kayıplara karıştı. Epilepsi hastası 8 yaşındaki Mirhat ve 5 yaşındaki Solin ortada kaldı. Solin 1 yıl önce lösemiye yakalandı

10 Şubat 2013

Güneydoğu’da 30 yılı aşkındır hakim olan şiddet ortamı, ardında binlerce ölü, yaralı ve sakat bıraktı. Bu süreçte, binlerce aile dağıldı. Bunlardan biri de Şırnak’ın Cizre ilçesinde yaşanıyor. Onur ailesinin dramı, Eylül 2011’de BDP’li belediyelere yönelik sürdürülen KCK operasyonları ile başladı. Belediye Başkan Yardımcısı olan anne Hanım Onur, evlerine yapılan operasyon sonucu gözaltına alındı, ardından tutuklandı. Esnaf olan baba Murat ise arandığı için kayıplara karışırken, ikisi de hasta olan çocukları ortada kaldı.
Çocuklara bakmak için Hanım Onur’un annesi Ayşe ve babası Cemal Yural, Mersin’den Cizre’ye geldi. Anne özlemi ile yanıp tutuşan 5 yaşındaki Solin’in Diyarbakır Cezaevi’nde yatan annesi ile açık görüş yapmasına savcılık tarafından izin verilmedi. Solin, 1 yıl sonra lösemiye yakalandı. Bu sırada Mardin Cezaevi’ne sevkedilen annesi ile burada açık görüş yapma imkânı buldu.

Görüşte fenalaştı
8 yaşındaki ağabeyi Mirhat, epilepsi hastası olmasına rağmen derslerinde büyük başarı gösterince iki sınıf birden atlatılarak 4. sınıfa alındı. Solin, son olarak geçtiğimiz hafta annesi ile görüştüğü sırada fenalaştı. Kanama geçirmesi üzerine Diyarbakır’da tedaviye alındı. Anneanne Ayşe Yural, doktorların çabası sonucu Solin’in kanamasının durduğunu, tedavinin Adana’da tam donanımlı onkolojji hastanesinde devam edeceğini söyledi. Ayşe Yural’ın anlattığına göre çok düşkün olduğu annesi tutuklanınca önce psikolojisi bozulan Solin, ardından lösemiye yakalanmış. Annesinin tutukluluğunun ilk günlerinde içine kapanan Solin, bir süre sonra annesine olan özlemini her yerde dile getirir olmuş. Anneanne Ayşe Yural, Solin’deki değişikliği şöyle anlattı:

Hastalık ve özlem
“Solin’in hastalığı ile yıkıldık. Torunum Mirhat epilepsi ile boğuşurken Solin’in hastalığının gelmesi bizi çok yıprattı. Hastalık bir taraftan, anne özlemi bir taraftan, çocuklar annesini, babasını arıyor. İlla ki anneyi. Ne yapacağımızı şaşırdık. Solin’in iyi bir tedavi görmesi gerekiyor ama ‘illa annem’ diyor. Önceleri sessizliğini koruyordu, bir süre sonra farklı hareketlere girdi. Psikoloğa götürdük, annenin yokluğunun etkisi olduğunu söylediler. Zaman zaman psikoloğa görünmesi gerektiğini belirttiler. 15 günde bir psikoloğa gidiyoruz. Parmak kadar çocuk kendinden beklenmeyen sözleri sarfediyor. Ağabeyi Mirhat’ı çağırıp, ‘Niye su kadar bahtsız çocuklarız, bak bizim annemiz yok. Herkesin babası var, bizim yok’ diyor. Yaramazlığına kızdığımız zaman, ‘Niye böyle yapıyorsunuz, annemiz olsaydı bunu yapabilir miydiniz’ diyor. Arada bir ağlıyor. Bazen annesine şarkı söylüyor, mektup yazıyor. Bizden habersiz annesine ulaştırmak için komşu kıza mektup yazdırmış. Getirdi, ‘Anneme gönderin’ dedi. Her gördüğü kişiye, ‘Annem cezaevinde, biliyor musun’ diyor. Teyzesinin kızına ‘Annem yok, babam yok; keşke senin de annen, baban ölseydi’ demiş. Böyle giderse Solin ‘anne’ diye diye ölecek.”

‘Amcalar bırakmıyor’
Hastalığının kritik dönemlerinde ve kanama sırasında annesini sayıklayan Solin’e, “En çok neyi istiyorsun?” diye soruyoruz, tereddütsüz yanıt veriyor:
“Annemi çok özledim. Annem dışarı çıksın. Burnumdan kan geldi. Her gece ağlıyorum, annem gelecek diye bekliyorum. Annemle cezaevinde görüşüyorum, ‘Bırakın birlikte evimize gidelim’ diyorum ama amcalar bırakmıyor. Annemi istiyorum.”

Annesine şarkı yazdı
Onur ailesi, bir yandan Solin’in durumuna ağlarken diğer yandan 8 yaşındaki ağabeyi Mirhat’ın epilepsi hastalığı ile çaresiz durumda. Hasta olmasına rağmen derslerini aksatmayan Mirhat, kendi durumuna değil Solin’in durumuna üzüldüğünü söylüyor. “Kardeşim çok hasta. Annem Solin’in gece rüyasına geliyor. ‘Güzel kızım neredesin’ diyormuş. Annemi özlediği için teyzeme ‘anne’ diye sarılıyor” diye konuştu. Mirhat, annesine özlemini onun için yazdığı şarkı ile ifade ediyor.

Direnebilecek mi?
23 Ocak’taki duruşmasına kızının hastaneden kendisini görmeye geleceğini bildiği için gitmeyen anne Hanım Onur, avukatların tutuksuz yargılanması için mahkemeye gerekli belgeleri sunmasına rağmen tahliye edilmemiş. Aile, Solin’le annesinin rahat görüşme yapabilmesi için savcılığa yaptıkları başvurudan da olumlu sonuç alamamış. Avukatlar Solin’in annesine kavuşması için 6 Mart’ta yapılacak duruşmada da tahliye taleplerini yenileyecek. Solin annesine kavuşmak için bakalım o tarihe kadar direnebilecek mi?

‘Annemi özlüyorum’
Anne ve babaya en çok ihtiyaç duyduğu yaşta Mirhat’ın annesine olan özlemini anlatan şarkının iki dörtlüğü şöyle:
Yalan, her şey yalan, yalan dostlar yalan
Bir sen varsın canım annem, senden sonrası yalan
Bıraktım her şeyi gidiyorum, yoruldum artık dayanamıyorm
Eridim artık bitiyorum, ne yapacağım artık bilemiyorum
Ağlıyor artık bu gözlerim
Gözlerim kanlı
Bağladılar elini zindana attılar
Kardeşim çok hasta, annemi özlüyorum.

Tek başına!
“Solin henüz beş yaşında ve lösemi hastası. Diğer lösemi hastası çocuklardan bir farkı var ama: Solin hastalığıyla tek başına mücadele etmek zorunda.”
Bu cümleler, Solin için internet ortamında başlatılan imza kampanyasının ilk cümleleri... Onur ailesinin yakınları, ‘anne ve babasından ayrı olan Solin’in her geçen gün hastalığının ilerlediğini ve yaşadığı travma nedeniyle tedaviye yanıt vermediğini ve görüşüne gittiği annesi dahil hiç kimse ile konuşmadığını’ belirterek, “Başta Adalet Bakanı olmak üzere tüm sorumluları ve vicdan sahibi herkesi Hanım Onur’un, çocuklarının özel durumu nedeniyle tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılması için duyarlı olmaya çağırıyoruz” diyerek bir imza kampanyası başlattı.
http://imza.la/solin-olmesin linkinde başlatılan kampanya, Solin’in durumunun kamuoyu tarafından duyulması ile büyük destek gördü. Yaklaşık 24 saat içerisinde 20 bin 430 kişi imza kampanyasına destek verdi. Sayı her geçen saniye hızla artmaya devam ederken Solin’e sosyal paylaşım ağı Twitter’dan da destek yağdı. “Solin Ölmesin” dün sabah saatlerinde Twitter’da en çok yazılan konu başlıklarından da biri oldu.

İSTANBUL Milliyet

Kaynak: Milliyet Gazetesi