Tabi bu ilk değildi. Onlarca belediyeye kayyum atanmıştı. Örneğin yerine kayyum atanan önceki dönem Diyarbakır Belediye eş başkanı Selçuk Mızraklı yıllardır zindanda.
Sonraki süreçte halk kayyuma gerekli yanıtı verdi.
Ama düzmece suçlamalarla hapse atılan Dr. Mızraklı halen tutsak.
Son Seçimlerden sonra ise önce Van'da sonra Hakkari'de halkın iradesi yok sayıldı. Van'a kayyum atanması kolektif örgütlü bir direniş sonucu engellendi.
Ama Hakkari'de halkın iradesi tüm protestolara rağmen gasp edildi.
Şimdi de uzun yıllardır tanıştığım, aynı etkinliklerde yer aldığım, muhabbetimizin olduğu Esenyurt Belediye başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer düzmece suçlamalarla hapse atıldı. Yerine kayyum atandı.
Yazıya başlarken "tabi bu ilk değildi" demiştim. Unutmamalı ki Türkiye’de “Hukukun üstünlüğü, adaletin tecellisi” hiçbir zaman gerçekleşmedi. Haklar her daim az veya çok, ince veya kaba yöntemlerle gasp edildi. AKP İktidarı seleflerini aratacak denli fütursuz biçimde muhaliflere saldırıyor. Son yirmi yılda zindanlar seçilmiş belediye başkanları, milletvekilleri, gazeteci ve yazarlarla dolduruldu. Bir o kadar da sürgünde yaşamak zorunda kaldı.
Hepsi AKP'nin eseri.
Demem o ki siyasi iktidar sermaye sınıfı ile elele genelgelerle, kayyumlarla” ülkeyi yönetiyor. Copla, biber gazıyla, dozerle insanı ve doğayı tahrip etmeye devam ediyor. Zaten kırık dökük olan ve bin yamalı bohçaya benzeyen “anayasa” bile onlara fazla lüks geliyor.
Velhasıl artık iktidar Liberal demokrat Ahmet Özer'i bile "terörist" sayıp hapse atıyor.
Ses çıkarmazsak sıra tabi ki bize de gelecek.
Dün Hakkari Belediyesine kayyum atanmasını protesto etmiş, Akdeniz Belediyesinin önünde gerçekleşen "Kayyuma hayır" etkinliğinde konuşma yapmıştım.
Bugün de Esenyurt Belediyesine kayyum atanmasını protesto ediyorum.
Ahmet Özer yalnız değildir diyorum.
Adil Okay
- 26 gösterim