Ömer Özdurak

Tutsak yazar ve karikatürist Ömer Özdurak'tan gelen şiir: Adı Saklı

ADI SAKLI

düşler kitabında
bir eski fotoğraf gibi
unutulan sararan
içine düştüğüm sevda labirenti
yalnız, kör sokaklar
kim bilir hangi asi rüzgar dolanır saçlarında
ben, bu düşte sana deli, sana divane
sensizlik kıyılarında
kelamsızlık yemini etmiş bir dengbêj
uzam ve zaman
bana cellad, bana zindan
ateş mavisi gözlerini çevir gözlerime
yoksa bu düş kitabında
bir ağaç misali

dökülür tüm yapraklarım
 
***
 

Adı Saklı...

ADI SAKLI

düşler kitabında
bir eski fotoğraf gibi
unutulan sararan
içine düştüğüm sevda labirenti
yalnız, kör sokaklar
kim bilir hangi asi rüzgar dolanır saçlarında
ben, bu düşte sana deli, sana divane
sensizlik kıyılarında
kelamsızlık yemini etmiş bir dengbêj
uzam ve zaman
bana cellad, bana zindan
ateş mavisi gözlerini çevir gözlerime
yoksa bu düş kitabında
bir ağaç misali

dökülür tüm yapraklarım
 
***

Bolu hapishanesinde yazılan bir şiir: ADI SAKLI

ADI SAKLI

Gel.

Gir ömrüme sorgusuz sualsiz

Gel

Gir düşlerime hesapsız kitapsız

Yeter ki

Dokunma yar sol yanıma

Çünkü hala kavgam var yarınla

 

Akıt ağulu sözlerini içime

Kır senden ne kaldıysa geriye

Yeter ki

Dokunma yar sol yanıma

Çünkü hala sızı var orada.

 

Al,

Senin olsun bu hüzünlü gülüşlerim

Al

Senin olsun çocuksu bakışlarım

Yeter ki

Dokunma yar sol yanıma

Çünkü hala öfkem saklı yarına

 

Yak

Tutsak karikatürist Ömer Özdurak'tan bir şiir: “Düş Yorgunları”

Düş Yorgunları

Yorulan her kavil düşer bir gün toprağa

zaman yorar,

duvar yorar,

ıraklık yorar,

tıpkı yorgun ağaçlar gibi düşerler,

bazen bir rüzgar yeter.

 

ben sana düşmek isterim

ya da nehir olup akmak,

yağmur olup, kar olup yağmak sana

geçeceksem de düşünün içinden geçmek isterim.

 

her ayrılık meze olur kelama, saza

hiçbir yel taşımak istemez düş yorgunlarını

kayıptır, kırıktır bir yanları

ve her kırık parçaları

Burhaniye Hapishanesinden gelen şiir: DİYARA AĞIT

DİYARA AĞIT

dokundun düşüme bir sis bulutu gibi

Munzur olup geldin aktın içime

ilk katreyi elinden içtim zamanın kasesinden

düşüne ortak, yoluna yoldaş kıldın

ahir zaman pirlerinin sofrasından rızıklandık

söze, saza buyur ettiler

yedi iklimden dört bucaktan çıkıp gelmişler

Musalara yoldaş, kırklar dağına sırdaş

yüklenmişler dünyanın sırrını

ezelle ezel, ahirle ahir.

ağaca fısıldamışlar.

suya okumuşlar,

taşa kazımışlar.

ateşte pişmişler.

güneş kadar yaş almış

Sergimizde yer alan tutsaklardan Ahmet Bilge ve Ömer Özdurak'tan mektup var

14.05.2019

Sevgili Adil Abi;

Önce gönderdiğin kartı, daha sonra da sergi kitabı ‘’deneme’’ sayfalarından iki örnek aldım.

Sergiyle ilgili de katılımın olmasına sevindim. Gönül isterdi ki bizimkileri de göndereyim ama Diyarbakır ‘da oturuyorlar ve arada epey mesafe var ne yazık ki!

Emek ve çabalarınızdan dolayı ayrıca kutluyor ve teşekkür ediyorum. Umarım yapılacak yeni sergiler de gerekli ilgiyi görür.