Adil Okay

Düşünsel özgürlüğün Sınırsız Kütüphanesi açılıyor

Fiziksel özgürlüğün kısıtlandığı yerde düşünsel özgürlüğün sınırsızlığında üretilen kitaplar Sınırsız Kütüphane’de buluşuyor. Farklı hapishanelerden 96 mahpus ve dışarda olan 34 fotoğrafçı, grafiker ve heykeltıraşın yer aldığı sergi, 13 Eylül’de Karşı Sanat Çalışmaları’nda açılacak.

3 Eylül 2024

Haber: METİN EKİNCİ

Yeni sergi çalışmamız "Sınırsız Kütüphane" hakkında

Görülmüştür Kolektifi, redfotoğraf grubu ve Karşı Sanat olarak her yıl gerçekleştirdiğimiz sergilerin 2024 yılı kavramsal çerçevesini “SINIRSIZ KÜTÜPHANE” olarak belirledik. Karşı Sanat Çalışmalarının mekânında gerçekleştireceğimiz “SINIRSIZ KÜTÜPHANE” sergisi Eylül ayında içeridekilerle dışarıdakileri bir kez daha buluşturacak.

Özgürlüğün Sesi... 28- 29 Ekim'de Oberursel'de

Bu sergiyi ortaya çıkaran süreç 2015 yılında Görülmüştür Kolektifi’nin düzenlediği “Sizin hâlâ bir mektup arkadaşınız yok mu?” kampanyasıyla başladı. Görülmüştür’den yazar Adil Okay, Redfotoğraf grubundan Özcan Yaman’la bir araya gelerek içeri ile dışarıyı buluşturan fotoğraf temelli bir proje geliştirdiler. Bu çalışmanın amacı içeridekilere moral vermekten çok, dışarısı ve içerisi arasındaki politik sürekliliği göstermek.

Tutsak Yazarlar Anlatıyor: Hapishanede Nasıl Üretebiliyoruz

"Özellikle son çeyrek yüzyılda hapishanelerde yazılan edebi eserlerde zaman, mekân ve temalar (ve tabi biçem) daha da genişlemiş, hapishanelerin sınırlarını aşmıştır. Tutsak yazarların düşlerinde hapishane kapıları, prangalar, tabular yıkılmış, mikro ve makro iktidarların yasakları, iç ve dış mahalle baskısı ve sansür metaforlarla delinmiştir. "

Kökü Dışarıda

“İşte tüm bunları öğrenmek ve daha geniş bir bakış açısına sahip olarak konuya eğilmek için referans kitabı niteliğinde bir eser var artık elimizde. İçeriden Ayhan Kavak’ın dışarıdan Adil Okay’ın emeğiyle hazırlanan “Firari Yazılar” adlı söyleşi kitabı bize bu imkanı sunuyor. “İçerideki Yazarlarla Söyleşiler” alt başlığıyla Eylül 2021’de yayımlanan kitap Klaros Yayınları etiketini taşıyor. Kitapta söyleşilerin dışında hep genç, hep şair Sezai Sarıoğlu’nun kıvrak heyecanını taşıdığı bir “sonsöz” bölümü olduğunu hatırlatmalı. “

İlhan Sami Çomak