Ben Çıkana Kadar Büyüme e mi

"Ben Çıkana Kadar Büyüme E mi..."

Hapishane kapılarında büyümenin ne mene bir şey olduğunu çarpıcı örnekleriyle anlatan sevgili Adil Okay’ın Nota Bene Yayınları’ndan çıkan “Ben Çıkana Kadar Büyüme E mi…” kitabını okumanızı öneriyorum.

26 Nisan 2013

Babası Adil Okay’ın kızı adına yazdığı mektuplarla tanıştım şirinem Öykü ile…

Vefasızlığın, incelikten ve sevgiden yoksun yabancılaşmanın insanın içini üşüttüğü bir süreçte kapımı çalmıştı Öykücük!

Ak zarflardan çıkan mektuplara, kartlara eklenmiş balonlara konulan yasakla kamuoyu Öykü’yü tanıdı…

Metin Aydemir'den Çocuk Öykü'ye T.C. Başlıklı Mektup

T.C.

Merhaba sevgili Öykü, sana mektup yazmaya niyetlendiğimde aldım elime kalemi, ilk iki harfi yazdım: T.C… Her zaman bize mecbur edilen iki harf. Sen de gör nasıl bir psikoloji içinde olduğumuzu diye silmedim. Çünkü yazdığımız dilekçenin olmazsa olmazıydı bu nedenle bilinç altımıza yerleşmiş. Bazen ailemize bile yazdığımız mektupta aynı şey olur.

Tutsak Yazar Muzaffer Tansu'dan "Ben Çıkana Kadar Büyüme E mi" Eleştirisi

"Kesinlikle herkese ulaşması ve mutlaka okunması gereken bir kitap bu. Okuyanların bakış açılarında, düşüncelerinde; kim olurlarsa olsunlar, neye inanırlarsa inansınlar, hangi ideolojiyi savunurlarsa savunsunlar, insan olabilme üst kimliğinde buluşarak çok pozitif değişimler olabileceği düşüncesindeyim.."

Muzaffer Tansu

L tipi kapalı hapishane

Ferizli / Sakarya

Mart 2013

Sevgili Adil hocam,

Kitap Tanıtımı: Çocukların Büyüdüğü Yıkılası Kapılar

Bilmiyorum ağızdan çıkan bir laf genele değmeden havada asılı kalabilir mi? Yani kapitalist devletin hayatlarından çaldığı yıllara bir de çocuklarının çalınan 'çocukluğu' eklenince, hele de bu bir kitaba konu edilmişse, o kitabın içindeki her söz genele gönderme yapar ve olsa olsa iki işe yarayabilir: Okuyan ya öfkeyle donanacaktır ya da "aman benim/yakınlarımın başına gelmesin" diyerek geri çekecektir kendini.