Daha önce Sitav Yayınevi'nden çıkan "Konjonktürel Kimlik" adlı kapsamlı kitabıyla Said-i Nursi hakkında, sol-ilahiyat anlamında kaynak ve referans olacak bir çalışmayla kendisini tanıdığımız yazar Leyla ATABAY yakın zamanda Lîs Yayınlarından çıkan iki kitapla yeniden kendi düşün dünyasına ortak etti bizi.
Uzun yıllardır sosyo-felsefi konularda çalışmalar yapan yazar, iki yeni kitabıyla ufkumuza kendi bakış açısından felsefi bir gökkuşağı seriyor. Derinlik ve özgünlük bakımından oldukça çarpıcı değerlendirmeler içeren bu iki yeni eser, içerik yönüyle de kapsayıcı ve zengin tespitler içeriyor.
'Kendini Unutan İnsan' ve 'Şıkefta Fîlozofîyê' adlı eserleriyle Leyla ATABAY bizi hem Türkçe hem de Kürtçe felsefi bir gezintiye çıkarıyor.
'Kendini Unutan İnsan' felsefe dalında temel konulara dair öğretici örneklerle insanı birçok konuda yeniden düşünmeye davet ederken 'Şıkefta Fîlozofîyê' ise Kürtçe felsefe romanı olması itibariyle türü bakımından bir ilk olsa gerek. Felsefeyi anadilinde roman tarzında en güzel meyve nektarları tadında içiriyor insana.
'Kendini Unutan İnsan' günümüz insanına bir çağrı niteliğinde. Kapitalist Modernite'nin çarkları arasında unufak olmadan önce bir hatırlatma yapıyor. Hafızanın iki atından biri olan 'unutma' her şeyi silip süpürmeden 'kendin ol' diyor. Modernite'nin inşa ettiği bilgi paradigmasını, temel filozoflarıyla birlikte anlaşılır örneklerle yapı-bozuma uğratıp, bu bilginin üzerine inşa olan modern siyasetin yaşadığı bunalımı, çözümsüzlük ve çaresizlik girdabında topluma hiçbir şey sunmayan, kaosu vaat eden anlayışın yapı taşlarını analiz ediyor ve özgürlüğe giden yolun tam ortasında mitolojik bir kaya gibi duran devlet ve iktidar problematiğini çözmenin anahtarını ele tutuştururken, paradigmasal çıkışın karanlık koridorlarını aydınlatıyor: Çare toplum ve insandır, diyor.
Yeter kl unutmanın girdabından kurtul, hatırla. Kurtuluş ve özgürlüğe adım atabilmek ve bir başlangıç noktası yakalamak için sağlam bir referans sunuyor. Toplumun başlangıç noktasındaki doğal yapısı ve insanın öze dönüşü, kendi olma hali, diğer adıyla 'xwebun'. Felsefi düzlemde bir modernite eleştirisi diye de okunabilir 'Kendini Unutan İnsan' kitabı.
'Şıkefta Fîlozofîyê' kitabında ise, iki çocuğun kendi anadillerinde felsefi dünyayı, filozofları kendilerince keşifleri anlatılıyor. Anlaşılır ve sade bir Kürtçe ile romansı bir yolculuk yaptırıyor okuyanlara. Sanırım Kürtçe dilinde yazılmış ilk felsefi roman olma niteliği ile de çok değerli ve anlamlı bir çalışma olarak önümüzde duruyor.
Lîs Yayınlarından çıkan yeni iki kitabıyla Leyla ATABAY, düşünsel dünyamızda gittikçe kalıcı izler bırakırken, yazacağı, yazdığı yeni kitapların da işaretini veriyor. Yazarın kelimeleri gecenin karanlığından birer ışık hüzmesi gibi doğuyor, felsefe gibi zorlu bir alanda yarattığı sade, örnekleyici ve anlaşılır diliyle de anlaşılmayanı anlaşılır, sevilmeyeni sevilir kılarak önemli bir işi toplum yararına gerçekleştirmiş oluyor. Leyla ATABAY'ı okudukça bilgi ile sevginin buluşmasını kavrıyoruz. Zaten felsefenin tanımı, bilgi sevgisi değil mi?
Başarılı ve etkili tarzıyla, çarpıcı ve anlaşılır yazım diliyle, metinlerindeki çekici ve sade üslubuyla, zor bir akademik çalışmayı bile anlaşılır kılabilecek kadar yaratıcı bir zekayla tanışmak istiyorsanız, yazarın kitapları sizi bekliyor.
Uzun yıllardır cezaevinde olmasına rağmen, zindanın o tortu, tekrar ve tekerrür dilinden uzak, çözümleyici, yenilikçi üslubu ayrı bir tat katıyor yazdıklarına. Yaşam yolu ve sevgi yüklü cümleleriyle, bilmenin ışıklı yolunu aydınlatıyor.
Işığın karanlıktan aşkla doğuşunu anlatıyor. Bilgi yolculuğu, bilme serüveni dile geliyor. Ufuk açıcı, aydınlatıcı ve kapsamlı çalışmalarıyla cezaevinde anlamlı bir yaşamın düşünsel üretkenlikle bağının nasıl kurulacağını gösteriyor.
Her biri tez niteliğinde, oldukça başarılı birer çalışma olan her iki kitabı okumak, bilgilenmenin yanı sıra, huzur ve güzellik duygusuna da yol açıyor insanda. Etiğin, estetiğin, politik olanla ahlakiliğin varlıkla bağını muhteşem kuruyor. Felsefe onun dilinde ve anlatısında oldukça çekici ve anlaşılır bir hikayeye dönüşüyor.
Lîs Yayınevi'nden çıkan her iki kitabı da mutlaka edinin ve okuyun. Yaşadığımız zamana, karamsar pandemi günlerine, karanlık koronavirüs kabusuna anlam yüklü cümleler, ışık seli tümceler bahşeden ve bu vesileyle düşün dünyamızı zenginleştiren Leyla ATABAY'a bu güzel çalışmalarından dolayı teşekkürler.
Sevgili yazar ve güzel insan Leyla ATABAY'ı gönülden tebrik ediyor, kutluyor, yeni eserlerini dört gözle bekliyor ve dışarıda olanlara da bu hazineden, bu güzel mücevherattan faydalanmak için mutlaka okuyun diyorum.
Karanlıktan ışık doğuran Leyla ATABAY'a selam olsun.
Not: Leyla ATABAY halen E-Tipi cezaevi Elbistan/Kahramanmaraş adresindedir. 24 yıldır cezaevindedir.
Seyit Oktay
T-Tipi Cezaevi
B3-7 TOKAT
- 21 gösterim