Seyit Oktay

30 YIL SONRA ÖZGÜRLÜĞÜNE KAVUŞAN SEYİT OKTAY YAZDI: “HER TUTSAĞIN BİR GÜN UZAKLARA BAKABİLMESİ DİLEĞİYLE”

 

“HER TUTSAĞIN BİR GÜN UZAKLARA BAKABİLMESİ DİLEĞİYLE”

 

Uzaklara bakabilmenin de bir özleme, hasrete dönüşmesidir tutsaklık.

Bir uzun anlatıdır içeride olmak. 

 

Zindanda olmak, zamana ve hayata, dışarıda hiç tahayyül edemeyeceğiniz kadar kısıtlı sınırlarda anlam yükleme çabasıdır. Ve dilin sınırlarını zorlayan daha çok şeydir.

 

Tutsak Yazar LEYLA ATABAY’ın  yeni kitabı RABİA üzerine değinmeler… Bir Tasavvuf Destanı.

RABİA

Yazar LEYLA ATABAY’ın  yeni kitabı RABİA üzerine değinmeler…

Bir Tasavvuf Destanı.

Tam adı Rabia el- Adeviyye ya da Rabiatül Adeviyye olan, tahmini M.S.713 ile 801 yılları arasında Basra’da (Irak) yaşamış, tanınmış müslüman kadın sufi olan RABİA’nın, hayat hikâyesini ya da başka bir pencereden yazılmış biyografisini ele almış yazar bu eserinde.

55 TUTSAKTAN 55 MISRA

 

55 TUTSAKTAN 55 MISRA...

Görülmüştür Kolektifi ve redfotoğraf grupları olarak hazırladığımız “içerden dışarıya-dışardan içeriye fotoğraf köprüsü” sergisi için tutsakların yorumlarından 1’er cümle- mısra alarak oluşturduğumuz ortak şiir... 

 

İÇERDEN DIŞARIYA...

Zamanın sırlarını emmiş duvardan

Bu hayatımı özetliyor zaten

Bir cocuğun soran bakışları, bir yaşlı kadının acısı

Suların derin sessizliği

Öğleden sonraları en direnişçi an’lardır.

Şimdi daha iyi anlıyorum

Bir kurşunla vurulmadan

İktidara Adım Adım Adlı Kitaba Dair Birkaç Söz

FIDEL CASTRO İKTİDARA ADIM ADIM  

ADLI KİTABA DAİR BİRKAÇ SÖZ…

Derleyen Çeviren: Zeynep Türkmen

Yayınevi: Yeni Dönem Yayıncılık

Kısa bir süre önce elime ulaşan Zeynep Türkmen’in derleyip çevirdiği Yeni Dönem Yayıncılık tarafından yayımlanan Fidel Castro’nun “İktidara Adım Adım” adlı kitabını beğenerek okudum.

Kitabın içeriğine dair yorumlarıma geçmeden önce çeviri ve bu işin zorluğu üzerine ne çok emek ve çaba gerektirdiği konusunda birkaç cümle kurmak istiyorum.

"Keşke yanınızda olup, ellerimle, tırnaklarımla ben de o enkazları kazıyıp bir şeyler yapabilseydim"

“Bir bilseniz kalbimin nasıl ağrıdığını, içimin nasıl sızladığını. Keşke yanınızda olup, ellerimle, tırnaklarımla ben de o enkazları kazıyıp bir şeyler yapabilseydim, bir canın kurtuluşuna sebep olabilseydim. Ah şu kahrolası duvarlar, tel örgüler, kapılar, kilitler, açılsaydı da size gelebilseydim. Ama işte ne elim yetişiyor, ne tenim. Ancak kalbimden sökün eden bu sözcüklerle yasınıza, mateminize gelebiliyorum”

Seyit OKTAY

T Tipi Hapishane B3-2

Tokat

***

Değerli Adil Hocam ve

Enkaz altında kalan ve enkaz üstünde bekleyen canlara…

DEPREM

(Bir Ses Bir Nefes)

“Enkaz altında kalan ve enkaz üstünde bekleyen canlara…”

Hava soğuk üşüyorum anne. Bir gece sabaha doğru rüyam bir anda bölündü, sallandım ama bebekliğimin beşiği değildi. Rüyam en güzel yerinden kanadı anne. Enkazın karanlık, havasız, soğuk ve ıssız yığınları beşiğim oldu. Hiç bu kadar korkmamıştım. Ninemin zelzele deyip durduğu benim bir türlü anlamadığım o acı hikayedeki kelimenin deprem olduğunu anladım artık. Ama artık çok geç.

Tokat Hapishanesinden Gelen Deneme Tadında Mektup

“Zamanın kum saati bu anda güze akmaktadır…”

“Güz gülleri yoktur içerde, güllerin hayali vardır zihinde, epeski bir zamandan kalmış toprak bir evde bir hikâyeci hayaliyle buluşur gül hayali. O sana hayatın akıp giden yıllarını anlatır sen ona gül verirsin hediye niyetine. Gül ve hikâye senin hayalinde bir hikâyecinin dilinde buluşur hazan mevsiminde.”

1 Kasım 2022

Merhaba Adil Hocam,