FIDEL CASTRO İKTİDARA ADIM ADIM
ADLI KİTABA DAİR BİRKAÇ SÖZ…
Derleyen Çeviren: Zeynep Türkmen
Yayınevi: Yeni Dönem Yayıncılık
Kısa bir süre önce elime ulaşan Zeynep Türkmen’in derleyip çevirdiği Yeni Dönem Yayıncılık tarafından yayımlanan Fidel Castro’nun “İktidara Adım Adım” adlı kitabını beğenerek okudum.
Kitabın içeriğine dair yorumlarıma geçmeden önce çeviri ve bu işin zorluğu üzerine ne çok emek ve çaba gerektirdiği konusunda birkaç cümle kurmak istiyorum.
Çeviri zor ve meşakkatli bir yolculuktur. Çevrilen bir metinden fazlasıdır. O toplumun hafızası, düşüncesi, duygusu ve eylemleridir aynı zamanda. Mikrocerrahi hassasiyeti gerektirir. Dil, kavram, anlam üçgeni her toplumda farklı şekillenir. Bunu diğer topluma aktarmak çevirmenin işidir. Sarraf hassasiyeti isteyen bir iştir. Başarılı çeviriler sadece metindeki düşünceleri değil duyguları ve atmosferi de metnin çevrildiği dile ustaca aktarmayı, yansıtmayı gerektirir.
Kuru ve düz çeviriler metnin varoluş zeminini de sakatlar. Dolayısıyla ruhu yeterince yansıtılamamış metinler ölü doğmuş bebeklere ya da bir insanı sadece iskelet yapısıyla tanımlamaya benzer.
Özce, çeviri; bir dilde yazılmış bir eseri diğer bir dile çevirmekten öte eseri çevrildiği dilde yeniden yazmak demektir. Yeni bir eser yazmakla eş değerdir. Yeni yazılan kitaplardan tek farkı elde verili bir metin olmasıdır. Bu nedenle çeviri, emek, yoğunlaşma, çaba, derinlik, her iki dile, kültüre, tarihe, coğrafyaya, toplumsal alışkanlıklara ve daha birçok şeye hakimiyet ya da vakıf olmayı gerektirir. Başarılı çeviri yapabilmek ise daha fazlasını ister.
Bu optikten bakınca Zeynep Türkmen başarılı, mahirane, hakkını verecek biçimde, gayet sade, anlaşılır ve hissedilir şekilde kitabı çevirmiş, yeniden yazmış. Başaranın en önemli kıstası olan metnin ruhunu verebilme işini en iyi olacak şekilde kotarmış. Bizi dilin engin sularında kavram gemisiyle yolculuğa çıkarıp anlam adasında bir devrimin belki son kesiti gibi görünen 4 ay 25 günlük macerasının içine atarken aslında Küba devrimi ve önderi Fidel Castro’nun bütün mücadele süreçlerine tanıklık etmeye davet etmiş.
Güzel, anlaşılır, sade ve kavranabilir ifadeleri tercih ederken Küba’da olup bitenleri devrim sürecini derinden hissetmemize olanak yaratacak dil patikaları kurmuş. Bu nedenle çevirmeni kutluyor, bu anlamlı ve değerli eserle bizi buluşturduğu için tebrik ediyorum. Derleme ve çeviri net, berrak ve temiz olmuş. Bu da yapılan çalışmayı daha güçlü, emeği daha nitelikli kılmış. Zeynep Türkmen ve Yeni Dönem Yayıncılık, Küba devriminin son aylarını başka bir açıdan görmemizi sağlarken hafızamızda yeniden o heyecanı, mücadele azmini, coşkuyu ve kazanma umudunu canlandırması açısından da özgün bir çalışma ortaya koymuş.
Küba devrimi, Küba halkı, Fidel Castro, Che Guevara, kadınlı erkekli Küba devrimcileri ve diğerlerinin başarılı mücadelelerini ve eşsiz zaferlerini ufkumuzda bir kez daha görünür kılarken kendi toplumsal gerçeğimizde eksik bıraktığımız azim, kararlılık ve sonuç alıcı olma merceğini, hakikati daha net görebilmemiz için uyarıcı biçimde sunmuş. Zafer momentine ivme kazandıran başarı manivelasının Küba devrimi modelinde nasıl gerçekleştiğini gözler önüne sermiş. Derleyen ve çevirenin emeği sonucu ortaya çıkan ve topluma mal olan bu eser tarz ve tür olarak da bir ilktir. Belli bir kitabı çevirmekten ziyade belge, bilgi, ses kayıtlarının incelenerek esere dahil edilmesi somut ve canlı katkılar sayesinde çalışmayı özgün kılmış.
Kitabın içeriğine dair ise; toplumsal özgürlük ve sınıfsal kurtuluş mücadelesi veren duyarlı kesimler açısından Küba devrimi, devrim lideri Fidel Castro, Che, mücadele yoldaşları devrimle özdeşleşen simge ve semboller bunların başında gelen Sierra Maestra Dağları, karşı devrim cephesinden General Batista, onu ve dikta yönetimini destekleyen emperyalistler, Moncada Kışlası Baskını, devrimin başarı ve zaferle taçlanması ve bir çok yönüyle incelenen, kimi yanlarıyla esin kaynağı kimi özellikleriyle ise örnek alınan tarihsel ve bilinen bir hakikattir.
“İktidara Adım Adım” eserinde ise daha çok adını 26 Temmuz Hareketi olarak tarih sayfalarına yazdıran Kübalı devrimcilerin 6 Ağustos 1958’den 1ocak 1959’a kadar geçen 4 ay 25 günlük yoğun mücadele ve zafere yürüme evresi işlenmiş. Kitap Küba devrimine dair birçok belge, doküman ve notlarla, konuşmalarla desteklenip zenginleştirilmiş. Adeta devrim belgeseli havası kazanmıştır.
Sade, anlaşılır anlatı ve satır aralarında ise sayısız isimsiz ve eşsiz insan hikayeleri Latin Amerika’nın Kesik Damarları’ndan akan coşkulu devrim kanının bıraktığı izler, unutulmayacak anekdotlar ve enstantaneler gizlenmiş. Kapak, sondaki fotoğraflar, el yazısı örnekleri de bu amacı güçlendirmiş.
Fedakarlıklar, özveriler, katlanılan acılar, zorluklar, iradenin ve mücadelenin zaferinin çarpıcı serüveni, sert tartışmalar, demokratik ve devrimci hiyerarşi içinde yapılan polemikler, paylaşımlar, içtenlik samimiyet, savaş, taktik, strateji… Bir bütün olarak Küba devriminin anatomisi çıkarılırken, önderi Fidel Castro’nun liderlik meziyetleri belirgin bir biçimde göz önüne serilmiş.
Küba belki uzak, Latin Amerika’da bir ada ülkesi ancak dokümanter niteliğindeki bu kitapla, bize çok yakın ve benzer acı, sevinç, heyecan ve mücadele örnekleriyle biz gibi.
Hikayelerin benzerliği coğrafyaların farklılığında kaybolmamış. “Gökyüzündeki güneş ve yeryüzündeki özgürlük” diyor Fidel Castro. Bu ve benzeri birçok veciz halen geçerliliğini koruyan sözlere rastlamak mümkün. Güneşi ve özgürlüğü Küba tadında duyumsamak için okunmalı bu kitap. Akıcı, sürükleyici ve insanı heyecanlandıran yönleri, devrimin diriliğini halen duyumsatması bakımından da önemli.
Adı “devrim” olan şeyin aslında bir tür özgürlük ve kurtuluş çığlığı olduğu aşikâr. Kendi kimliği, kişiliği, kültürü, varlığı, imkanları ile yaşama, bunu haykırma onuru ve haysiyeti olarak da okunabilir. Bu kitapta Küba devriminin belki kısa bir dönemine tanıklık edeceksiniz ama aslında bütünlüklü bakıldığında devrimin özeti gibi. Küba’da devrim arefesinde neler olup bittiğini, bir halkın savaşçılarının bütün yokluklara ve imkansızlıklara rağmen neleri nasıl başardığına dair oldukça etkili sarsıcı bir anlatı okumak isteniyorsa bulunmaz bir kaynak bu eser.
Bütün güzel şeyler ilmek ilmek örülür. Her düğümde gösterilen özen, estetik, etik, bizi sonuca, güzel olana götürür. Bu eser güzel olanın anlatısı. Devrim bir rüyayken nasıl gerçeğe dönüştüğünün somut kanıtlarından biri Küba. Kitap Küba devrimini yeniden gündemimize taşıyıp güncellerken hafızalarımızca sadece bir hatıradan ve nostaljiden ibaret kalmaması gerektiğini de anlatıyor.
Aslında uzun uzadıya analiz edilebilir. Çok daha çarpıcı saptamalar yapılabilir ve çok şey söylenebilir. Kalanını merakları celp ve cezp olan okuyuculara bırakıyorum. Bir kez daha mahirane çevirisi özenli yaklaşımıyla kitabı vücuda getiren çevirmene emekleri için teşekkür ediyor, başarılarının devamını diliyor ve kutluyorum. Yayın evine de eseri temiz ve düzgün bir biçimde yayına hazır hale getirdiği için özellikle tebrikler.
Bu önemli kitabı kaçırmayın…
Ekim 2023
Seyit Oktay
T tipi Cezaevi B3-2
TOKAT
- 30 gösterim