4 Yıldır Tek Kişilik Hücrede Tutulan Zeynep Avcı'dan mektup var

"2010 Mayıs’ından bu yana 'ağırlaştırılmış müebbet’ten' ötürü teklilerde (yani tek kişilik hücrede) kalıyorum. Kaç zamandır iki buçuk saatlik havalandırma dışında havalandırmayı kullanmam imkansızdı…"

06.04.2014

Sevgili Adil Hocam,  Merhaba!

Kartlarınızı aldığıma çok sevindim ve bu kadar geç cevap olduğum içinde ayrıca özür dilerim. Yanımdaki yazıların çoğaltıp gelmesini bekledim bir süre, dışarı gidende biraz zor ulaşabiliyor maalesef. Herhangi bir gerekçe sıralamak istemiyorum. Bu kadar sıcak, hızlı bir gündemi takip etmek oldukça yorucu da olabiliyor. Benim acımdan farklı işliyor biraz. 2010 Mayıs’ından bu yana “ağırlaştırılmış müebbet’ten” ötürü teklilerde (yani tek kişilik hücrede) kalıyorum.

Kaç zamandır ikibuçuk saatlik havalandırma dışında havalandırmayı kullanmam imkansızdı, 8 Mart sabahı kapıların açılmasının dört saate çıkarıldığını, yani ikibuçuk saat olan havalandırmayı dört saate çıkarttıklarını söylediler, şaka filan sandık önce. Hiçbir şey normal işlemediği için haliyle bir şüphe uyandırıyor J. Yan hücrede MLKP Ve DHKP-C davasından iki tutsak arkadaşım var, üç kişiyiz burada ve bu dört saati birlikte geçiriyoruz. Bir araya gelince İçtiğimiz çayın tadı bile değişti desem yeridir.

Statümüz nedeniyle birçok kısıtlamada var tahmin edebileceğiniz gibi. Ailemizle olan görüşü, şimdi de tek tek görüş mekanına alıyorlar, yani anne-baba, kardeş geliyorsa, birini tercih etmek zorundasın. Yıllardır cezaevlerinde olan bizler için ailelerin tüm fedakarlıkları ortada, git gide bize a-sosyalliği dayatıyor önümüze sürdükleri “mevzuatlar”. Ne zamana kadar bu şekilde devam eder ki tümden değişmeyen bu sistem var oldukça içerdeki uygulamalarda katlanarak devam edeceğinin işaretinin her gün okuyor görüyoruz basından. İşte, havalandırma saatlerinin artmasına kadar aramızda acaba hangi kısıtlama gelecek arkasından diye espriyi bile vurduk. Daha ne yapılabilir ki, yasak kapsamında olmayan tek şey nefes alabilmek. O da sınırlı zamanlarda geçer…

Adil Hocam yanımda yazdıklarımı size göndermek istedim. Amatörce ve tabi severek öykü yazmaya çalışıyorum. Bir süredir, bir uzman görüşü alma ihtiyacı duyuyorum açıkçası daha “yüzlerce fırın ekmek yemek gerekiyor” ama bu konuda eleştiri ve önerilerinizde beklediğimi bildirmenizi istiyorum. (…)

Tekrar bu kadar geciktiğim için özür dilerim. Küçük Öykü’müze kucak dolusu sevgiler ve onu çok öpüyoruz, adı tadında olsun her şey onun için. Bundan sonraki mektuplarımı bu kadar geciktirmeyeceğim, arada sizi rahatsız edeceğim için özür dilerim şimdiden. Her şey gönlünüzce olsun, bahar tadında, barış dolu yarınlar diliyorum.

Çalışmalarınızda başarılar diliyorum.  Sevgilerle

Zeynep Avcı

Kadın Cezaevi

C-4 Sincan/ANKARA