Zeynep Avcı

Tek kişilik hücrede kalan Zeynep Avcı'dan yeni gelen bir şiir: KÜÇÜK BİR KIZDIM

NARİN İÇİN 

Küçük bir kızdım

Henüz sekizinde

Sek sek oynamayı sever

hiç durmadan koşardım

Güvendiğim, sokakların tozlu sarısında

 

Küçük bir kızdım

Henüz sekizinde

Pembeyi severdim

Pembe pembe bakmayı

Saklanırdım yeşilinde

Kavak ağaçlarının

Korkmadan dallarından

tutunup sallanırdım ince bir yaprak gibi

Şimdi sakladınız ya

              beni suyun gürültüsünde,

bulamadınız beni/en güvendiğim

Tek kişilik hücrede tutulan Zeynep Avcı'dan gelen mektup ve 2025 dilekleri

Sınırların yeniden çizildiği yeni bir zaman yaşıyor dünyamız, dilerim bu sınırların çizimiyle daha fazla ölümlerin yaşatılmamasıdır. Toprak kana doydu, gözyaşlarına doydu! Barış içinde yaşamayı öğrenir dilerim insanlık… Dünyada en büyük engel sevgisizlik ve dilerim 2025’te bu sevgisizliğin biteceği yılların ilki olur, bu şekilde yaşamayı da unutmaz insanlık…

                Sağlıklı, mutlu yeni yıllar diliyorum. 

Erzincan hapishanesine sürülen Zeynep Avcı'dan bir şiir Ve Faysal Encü'den bir resim

 

"Harman kokusu sarmış gök kubbeyi

Arasına karıştırdığı portakal çiçeği

ile yıkamak istemiş geceyi

Solursun, uzak diyara açar kapısını

Solursun açarsın gerçekle yüzünü

Pençesine sarmak ister seni

Etrafına örülü duvar

Sen yine solursun

Harmanı alırsın koynuna

Portakal çiçeğiyle uzanırsın

tozlu yollara açarsın belki de

yarım kapılarını

Gölgemi bırakırsın ardında

Gelip gelip içine oturmuyor mu

Şu sabır ve özlem!

Hangisi gelip yerleşse de

Harman yeli gibi bir yanın

Erzincan Hapishanesine Sürülen Hasta Tutsak Zeynep Avcı'dan mektup var "Sekiz yıl sonra kız kardeşlerimle sarılabildik. "

Sevgili Adil Hoca Merhaba!

              İki mektup ve gönderdiğiniz (3 adet) kitabı Ağustos’un son haftası aldım ve hepsini aynı hafta içinde almak sevindirdi. Mutlu oldum. O kadar “uzak” ki buralar böylesi sürprizler, hatırlanmalar ayrı bir mutluluk kaynağı tahmin edersiniz. 

55 TUTSAKTAN 55 MISRA

 

55 TUTSAKTAN 55 MISRA...

Görülmüştür Kolektifi ve redfotoğraf grupları olarak hazırladığımız “içerden dışarıya-dışardan içeriye fotoğraf köprüsü” sergisi için tutsakların yorumlarından 1’er cümle- mısra alarak oluşturduğumuz ortak şiir... 

 

İÇERDEN DIŞARIYA...

Zamanın sırlarını emmiş duvardan

Bu hayatımı özetliyor zaten

Bir cocuğun soran bakışları, bir yaşlı kadının acısı

Suların derin sessizliği

Öğleden sonraları en direnişçi an’lardır.

Şimdi daha iyi anlıyorum

Bir kurşunla vurulmadan

Tek kişik hücrede tutulan hasta tutsak Zeynep Avcı'dan mektup var: "Adeta tümüyle kapatılmıştım bir “tabuta”. "

“Önce üşüten bir kış yaşandı, ardından kavurucu, bunaltan bir sıcak yaşadım şu daracık hücrede. Geçen yılı koronayla geçirmiştim. O zamanlar yazamamıştım size. Adeta tümüyle kapatılmıştım bir “tabuta”. Olayı trajediye vurduğuma bakmayın. Şimdi gülümseyip geçiyorum. Defalarca revir doktorunu ya da bir insanı göreyim diye dilekçeler yazmıştım. Fakat şu iki buçuğa altı metrelik (banyosu da dahil) alanda… Tam Ağustos sıcağında ve haftalarca pencereden havalandırmaya bakmak, o virüsle birlikte mücadele ederken, sıcağın da etkisiyle aklımı oynattığımı bile düşünmüştüm bir ara!”

Merdivendeki İz

Bugün doğum günüm. 60 yaşıma girdim. Uzun sayılabilecek uzun bir yaş. Bir su damlası gibi. Hiç evlenmedim. Bir halam vardı, dili acı söyleyen bir halam; “evlenmemiş kızdan korkmayacaksın” derdi. Neden böyle söylediğini hiç açıklamaz, dik dik gözlerimin içine bakardı. O küçük yaşlarda korkutmuş olacak ki, takıntılı biri olup öyle büyümeye başlamıştım. Halam göçüp gitmişti. Onunla birlikte birçok sevdiğimi de… Hepsi iz bıraktı, ama en çok halam dokundu aklıma. Adeta kendisine benzetti beni, ya da ben benzemek istedim. O yıllarda beni de terapilerine götürürdü.