"Sınırlar, yasaklar, yokluklar vs. çoğaldıkça var olana alışıyor, alıştırılıyoruz ne yazık ki!"

“Havalandırma saatim hâlen iki saat, gerçi bir ara üç saat olmuştu sonrasında pandemiden dolayı ikiye düştü öylece kaldı. Çok iyi olmasa da bu “kısıtlı” saatlere de alışıyor insan bir süreden sonra! Hayatta da böyle sanırım. Sınırlar, yasaklar, yokluklar vs. çoğaldıkça var olana alışıyor, alıştırılıyoruz ne yazık ki! Kabul etmesek de bu böyle işliyor. Dışarıdaki hayatta birkaç televizyon kanalından “izleyip” anlamaya çalışsam da her şey giderek zorlaşıyor.”

Zeynep AVCI

R Tipi Kapalı Cezaevi B-2

ELAZIĞ

***

12 Şubat 2022

Sevgili Adil Hoca Merhaba!

Mevsim yeniden bahara döndü, dönecek şu günlerde sanırım. Dışarıda kıştan kardan sonra bir güneş var şimdi. Pencereden içeriye vuruyor. Havalandırmaya çıkıncaya kadar büyük ihtimalle boyumuzu aşıp, duvardan tırmanmış olacak! Bu bile iyi geliyor insana buralarda! Mevsimlerin her halini severim gerçi. Her ne kadar içeride sadece iki mevsim olsa da yılların üzerine yeni mevsimler, baharlar ekleyip devam ediyoruz hayat denilen yolculuğa…

Kaç zamandır bekletiyorum mektupları. Uzun zamandır buranın kapatılacağı söylentileri var. Ne zaman, nereye gönderileceğimiz hâlen meçhul. Bu sebeple mektupları, en azından ulaşanları diyeyim yanıt vermek için bekletip duruyorum. Zamana yeni zamanlar ekleyip yaşanmışlıklar üzerine yeni günler eklenip duruyor. Pandeminin başından bu yana ve öncesinde de deyim yerindeyse “batı yakasında değişen pek bir şey yok!!” Havalandırma saatim hâlen iki saat, gerçi bir ara üç saat olmuştu sonrasında pandemiden dolayı ikiye düştü öylece kaldı. Çok iyi olmasa da bu “kısıtlı” saatlere de alışıyor insan bir süreden sonra! Hayatta da böyle sanırım. Sınırlar, yasaklar, yokluklar vs. çoğaldıkça var olana alışıyor, alıştırılıyoruz ne yazık ki! Kabul etmesek de bu böyle işliyor. Dışarıdaki hayatta birkaç televizyon kanalından “izleyip” anlamaya çalışsam da her şey giderek zorlaşıyor. Aslında buralardan bakınca yazıp anlatabilecek epey konu da var sadece cümleye nereden başlanır onun karmaşası var biraz. Olumsuzlukla dolu. Yine de umudu diri tutmaya çalışıyorum her zaman.

Tabi bu arada sizler nasılsınız? Koronadan korunmuşsunuzdur umarım ve ne olursa olsun sağlığınız iyi olsun ötesi hayat yaşatır bize yaşatacağı öyle değil mi? Başta da söylediğim gibi buradan gönderileceğimiz için sanki yazılacaklar da etkileniyor gibi, bundan dolayı özür dilerim. Tabi bu beklemeli ruh hali de insanı etkiliyor biraz. Her yerde zorluklar baş gösteriyor. Bir yandan “normalleşme” var fakat burada aramalar yine sıklaştı, üstelik kameralarla geliniyor. Havalandırma veya koridordaki “izlenme” yeterli olmuyor belki de kim bilir!

Ekimde yazdığıma verdiğiniz yanıtı almadım, ama son gönderdiklerimin ulaşmasına sevindim. Pandemiden dolayı fotoğraf çekimi de yoktu uzun süre. Ardından çektik fotoğrafları, size gönderdiğim de yeni sayılır. Yeni seneyle ve büyük ihtimalle yine “taşınma” durumu olacağından fotoğraf çekilemiyor yine. Yağan karda biraz çekerim diye düşünüyordum, olmadı. Havalandırma dize kadar karla dolmuştu. Açıkçası iki saati çocuk gibi eğlenerek geçirdim. Dışarıda kar “eziyet-çile” manzaralarına dönüşse de insan baharı, toprağı düşünmeden edemiyor. Küresel ısınma yok edip yaşanıyorken..!

Yaşanan fahiş fiyatlar yani “zam yağmuru” içeride de belirgin. Yurtdışı postalar Euro üzerinden gönderiliyor yine de her hafta tek iletişim aracı olan mektuplarımıza da gelen “engelleme zam”ları aradaki köprüyü daha da güçlendiriyor. Bu arada gönderdikleriniz (kart vb.) için çok teşekkür ederim, arada var olan karışıklık iyi oluyor sanırım!! Böylesi anlarda!!

Çalışmalarınız nasıl? Bahar kapıda, belki de bu mektup ulaşıncaya kadar cemreler de düşmüş olur. Her konuda elimden geleni yapmaya çalışırım, hatta şu sıralar daha fazla yazmak paylaşmak da istiyorum. Yazmak, paylaşmak nefes aldırtıyor, biliyorsunuz.

Zarfta “Deli mi Ne!” adlı öykü var. Uygun bulursanız yayınlarsınız, olmasa da bolca eleştiriyle döner değil mi? Yazdıklarımı henüz temize çekemedim bu nedenle şimdilik bir tane gönderiyorum. Onun dışında iyi olmaya çalışıyorum. İlacımı kullanmaya devam ediyorum, açıkçası hastaneye ring aracıyla gidip gelmek daha fazla rahatsızlık veriyor, iki gün boyunca daracık yerdeymişim (tekli ringler) gibi hissediyorum. Ama iyi olmak dışında şansımız da yok öyle değil mi? Sizler de iyi bakın kendinize. Tülin ablayı özellikle (biraz pozitif ayrımcılık olsun dimi?) ve tabi Öykü şimdi büyümüş de olsa, fotoğraf karesinde kalan tatlı yüzünü öpüyorum, kucaklıyorum sizleri. Hep iyi olun. Sevgilerle.

Zeynep AVCI

R Tipi Kapalı Cezaevi B-2

ELAZIĞ