Diyarbakır'ın Lice ilçesinde, 22 Ekim 1993 tarihinde 15 sivilin, bir askerin ve dönemin Jandarma Bölge Komutanı Bahtiyar Aydın'ın öldürülmesi ile ilgili dava geçtiğimiz hafta İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde sonuçlandı. Davanın tek sanığı dönemin İl Jandarma Komutanı Eşref Hatipoğlu duruşmada beraat etti.
Ancak davanın başka bir boyutu da var. Bu olayın mağduriyetini uzun yıllardır yaşayan ve 22 yıldır cezaevinde bulunan 80 yaşındaki Mehmet Emin Özkan. Özkan, 1996 yılında Mersin’de başka bir suçtan dolayı gözaltına alındı. PKK’ye katıldıktan sonra teslim olan Zafer A.’nın ifadelerine dayandırılarak Adana eski Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) tarafından hakkında ek iddianame hazırlandı. Suçlama; Lice ilçesinde 1993 yılında Tuğgeneral Bahtiyar Aydın’ın öldürülmesiydi.
12 GÜN İŞKENCE GÖRDÜ
Gözaltında 12 gün boyunca ağır işkenceler gören Özkan, suçlamayı kabul etmedi, olayla bir ilgisinin olmadığını söyledi. Ancak suçlamaları kabul etmemesi durumu değiştirmedi. DGM, Özkan’a müebbet hapis cezası verdi. Müebbet hapis cezasını yattığı süre zarfında 6 cezaevi değiştirdi.
TANIK ASKERİN İFADESİ OLAYIN SEYRİNİ DEĞİŞTİRDİ
20 yıl sonra Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na gelen bir ihbar Bahtiyar Aydın’ın öldürülmesi ve Lice’nin yakılması olayının seyrini değiştirdi. İhbar, ordudan atılan Ahmet B. İsimli uzman çavuşa aitti. Uzman çavuş ihbarında, 1993 yılında Tokat Reşadiye İlçe Jandarma Komutanlığında görev yaptığını, evrak imzalatmak için komutanlarının makam odasına gittiğinde “Tuğgeneral Bahtiyar Aydın’ın Lice'ye gittiğini, helikopterden indiği sırada BTR timinde görevli bir uzman çavuş tarafından çok uzaktan Kanas suikast silahı ile vurulduğunu anlattıklarını duyduğunu” anlattı.
İTİRAFÇI: JANDARMA İFADEME EKLEME YAPTI
Bunun üzerine soruşturma başlatan Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığı, Lice dosyasını tekrar açtı. Çok sayıda tanığın ifadesine başvuran savcılık, Bahtiyar Aydın ölümünden müebbet hapis cezası alan Mehmet Emin Özkan’ı da dinledi. Özkan’ın ifadesinde, olay günü Lice'ye 8 kilometre mesafede bulunan Yolçatı köyünde olduğunu, hiçbir şekilde bu eyleme katılmadığını söyledi. Savcılık, Özkan’ın Aydın suikastından hapis cezası almasına neden olan Zafer A. isimli itirafçıyı da dinledi. Zafer A., o dönem 27 gün boyunca işkence gördüğünü, ifadesine Bahtiyar Aydın’ın ölümüyle ilgili olarak jandarma tarafından ekleme yapıldığını anlatarak, Özkan hakkında verdiği belirtilen ifadeyi geri çekmiş oldu.
ÖZKAN’IN SUÇSUZ OLDUĞU ORTAYA ÇIKTI
Soruşturmayı tamamlayan Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nın hazırladığı iddianame 16 Ocak 2015 tarihinde kabul edildi. Mehmet Emin Özkan'ın, Bahtiyar Aydın cinayetine katıldığına dair herhangi bir bilgiye rastlanmadığı tespitinin yer aldığı iddianamede iki sanık vardı. Bu sanıklar, İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından haklarında beraat kararı verilen Eşref Hatipoğlu ve öldüğü belirtilen Tünay Yanardağ’dı. Bu gelişmenin ardından Özkan’ın salıverilmesi beklenirken, tutukluluk durumunda herhangi bir değişiklik olmadı. Bunun üzerine Özkan’ın avukatı aracılığıyla yaptığı yeniden yargılanma talebi kabul edildi. Taleplerinin ardından başlayan yargılamada gelişme yaşanmadı.
ÖZKAN 22 YILDIR CEZAEVİNDE
22 yıldır cezaevinde olan Mehmet Emin Özkan 80 yaşında. Gözaltında gördüğü işkencelerden dolayı vücudu yıprandı. Hastalığı ilerledi. İhtiyaçlarını karşılayabilecek durumda değil. Özkan’ın suçlanmasına konu edilebilecek tek bir delil yok. Lice davasında beraat kararının verilmesinin ardından Mehmet Emin Özkan’ın serbest bırakılıp bırakılmayacağı merak konusu oldu.
MAHKEME İZMİR'DEKİ DAVANIN SONUCUNU BEKLEMİŞ
Artı Gerçek’e konuşan Özkan ailesinin avukatı Serdar Çelebi, Özkan‘ın dosyasının Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nde olduğunu söyledi. Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığı'nın, Lice olayları ile hakkında iki askerle ilgili hazırladığı iddianameyi hatırlatan Çelebi, “İddianameyle net bir şekilde müvekkilim Mehmet Emin Özkan’ın suçsuz olduğu anlaşıldı. Bunun üzerine biz, müvekkilimin suçsuz olduğunu belirterek, yeniden yargılama talep edip, infazını durdurulmasını istedik. 2014’ün başında talebimiz kabul edildi. Ancak müvekkilimiz tahliye edilmedi. Biz defalarca, Mehmet Emin Özkan’ın bu suçu işlemediğini ifade ettik. Dosyada suçu işlediğine dair hiçbir delil yok. Defalarca beraat kararı verilmesini istemimize rağmen mahkeme ısrarla İzmir’deki davanın sonucunu beklemek istedi. Bakın o davada askerin beraat edip etmemesi Özkan’ın durumu ile ilgili değil. Özkan suçsuzdur, dolayısı ile beraat etmesi gerektiğini söyledik. Ama mahkeme ısrarla İzmir’deki davanın sonucunu beklemek istedi” dedi.
DURUŞMA 15 ŞUBAT'TA
Çelebi, normal şartlarda Mehmet Emin Özkan’ın beraat etmesi gerektiğini ifade etti. Kendilerinin, ailesinin talebinin bu yönde olduğunu belirten Çelebi, 15 Şubat 2019'da Mehmet Emin Özkan’ın duruşmasının olacağını söyledi. Mahkemeden nasıl bir sonuç beklediklerine ilişkin soruya Çelebi, “Yargılamaya baktığımız zaman pek iç açıcı bir durum yok ortada. Ancak beklentimiz suçsuz olduğu ortaya çıkan Özkan’ın beraat etmesidir” cevabını verdi.
“ÖLMEDEN ÖNCE KENDİSİNE YAPLAN HAKSIZLIK GİDERİLMELİ”
Mehmet Emin Özkan’ın hasta olduğunu, belki de son günlerini yaşadığını anlatan Çelebi, “Müvekilim Türkçe bilmiyor, kendini ifade edemiyor. SEGBİS ile duruşmaya bağlıyorlar, kendini ifade edemiyor. Özkan beraat eder, dışarıya çıkar ve bir hayat kurar diye beklentimiz yok. Tek bir isteğimiz var, cezaevinde ölmesin...Ölmeden önce kendisine yapılan haksızlığın düzeltildiğini ve bunu yargı kararı ile onaylandığını görsün istiyoruz. Bu aynı zamanda bir özür olur. Mehmet Emin Özkan, son günlerini ailesinin yanında, sevdiklerinin yanında geçirsin istiyoruz. Ailesi de bunu istiyor. Bu huzur hakkıdır” ifadelerini kullandı.
“BABAMIN ÜSTÜNE BIRAKMAK İSTİYORLAR”
Mehmet Emin Özkan’ın kızı Semra Özkan, Lice davasında verilen beraat kararına tepki gösterdi. Dosyada hiçbir delil olmamasına rağmen babasının 22 yılını cezaevinde geçirdiğini ifade eden Özkan, “Babamı suçlayacakları hiçbir delil yok. Askerlerin yargılandığı davada beraat kararı çıkıyor ama biz suçsuz olduğumuzu anlatamıyoruz. Lice davasında askerlerin beraat ettiğini duyduğumda yıkıldım. Bu karar hepimize, Lice’lilere ve mağdur olan herkese hakarettir. Bunu babamın boynuna bırakmak istiyorlar. Acı çekiyorum” dedi.
“BABAMIN SON GÜNLERİNİ BİZİMLE GEÇİRMESİNİ İSTEDİK”
Babasının durumunun daha da kötüye gittiğini belirten Özkan, babasını kaybetme korkusu yaşadığını söyledi. Görüşe gideceğini belirten Özkan, şunları söyledi: “Babam cezaevinde beş kez kalp krizi geçirdi. Defalarca ameliyat oldu. Hafızasını kaybetti, kulakları duymuyor. Kalp, bağırsak, tansiyon ve zehirli guatr sorunu var. Hemen hemen her gün hastanede. Cezaevinde dayanamıyor. Kapalı görüşe gittiğimizde sadece bir birimize bakıyoruz. Konuşamıyoruz bile. O hasta...Ben artık ne diyeceğimi bilemiyorum. Babamın son günlerini ailesinin yanında geçirmesini istedik. İstedik ki biz bakalım. Yanımızda huzur içinde ölsün. O bile bize fazla görüldü. Bir umudum vardı, belki son günlerini bizimle geçirir diye…O umut da bitti.”
LİCE DAVASI
Diyarbakır'ın Lice ilçesinde 22 Ekim 1993 tarihinde, 15 sivil, bir asker ve dönemin Jandarma Bölge Komutanı Bahtiyar Aydın öldürüldü, 36 kişi ise yaralandı. Devam eden olaylar sırasında 402 ev ve 242 işyeri yakılarak yağmalandı. Lice'de yakınlarını kaybeden mağdurların 20 yıllık adalet mücadelesinden sonra zamanaşımına bir gün kala, iddianame 16 Ocak 2015 tarihinde kabul edilerek dönemin İl Jandarma Komutanı Eşref Hatipoğlu ve JİTEM Tim Komutanı Tünay Yanardağ hakkında dava açıldı. Hatipoğlu ile Yanardağ hakkında 'Taammüden öldürme', 'Halkı isyana ve birbirini öldürmeye teşvik', 'Cürüm işlemek üzere teşekkül oluşturma' suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapis ve 24 yıla kadar hapis cezası istendi. Sanıklardan Tünay Yanardağ Ağustos 2015'te hayatını kaybettiği için Hatipoğlu davanın tek sanığı olarak kaldı. 7 Aralık’ta İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Lice davasının 14’üncü duruşmasında davanın tek sanığı Hatipoğlu hakkında beraat kararı verildi.
Kaynak: Artı Gerçek
- 3 gösterim