İzmir'de Gezi Direnişi nedeniyle tutuklanan sınıf devrimcisi Burcu Koçlu'nun öğrencilik yaptığı Ege Üniversitesi'nden bir arkadaşının kaleme aldığı mektubu okurlarımızla paylaşıyoruz.
Sınıf kavgasının olduğu her alanda yer alan Gezi direnişçisi Burcu Koçlu’ya özgürlük!
Tarihsel bir dönemden geçiyoruz.
“Gezi” ile başlayan süreç Türkiye’nin bütün sokaklarında yankı buldu ve bulmaya devam edecek... Peki yaşadığımız bu süreç gerçekten “üç ağaç” meselesi miydi? Bu konuya dair birkaç şey söylemekte fayda var. “Gezi”, sokağa yansıyan öfke tarihsel bir birikimin yansımasıydı. Bu birikimin arkasındaki “gizli” başlıkları sıralayacak olursak; Roboski, Reyhanlı, HES, kentsel dönüşüm, İş cinayetleri, kadın cinayetleri… Kısacası yıllardır emekçiler üzerindeki baskı ve terörün son yıllarda giderek artmasının sonucu olarak “Artık yeter” diyebilmenin adıydı “Gezi”…
31 Mayıs gecesi ile “başlayan” sokak hareketliliğini muhtemelen başta örgütlü kesimler olmak üzere toplumun bütün katmanları büyük bir şaşkınlıkla karşıladı. Bundan dolayıdır ki süreci halen yorumlamakta zorlanıyoruz. Türkiye’nin birçok sokağı inanılmaz derecede çarpışmalara sahne oldu. Bu süreçte emekçiler 31 Mayıs’tan bugüne yaşananlar karşısında önemli bir mücadele birikimi elde ettiler. Kolay değil, beş canımızı yitirdik, yüzlerce yaralı verdik, binlerce gözaltı sonrasında yüzlerce canımızı da tutsak vermiş bulunmaktayız.
İzmir’de “Gezi” nedeniyle 51 kişi tutuklandı. Bunların büyük bir çoğunluğunu ise genç arkadaşlar oluşturuyor. Sermaye devletinin bu gözaltıları kuşkusuz boşuna değil. Burcu’nun dediği gibi; herkes kartlarını açık oynuyor.
Tutuklananlar arasında yer alan Burcu Koçlu’nun önemli bir sağlık sorunu bulunuyor. Hapishane koşullarında Burcu’nun sağlığı giderek kötüye gitmektedir. İnsanca yaşama talebinden başka bir talebi olmayan Burcu’nun hapishane koşullarında yaşaması mümkün değildir. Bu konuda başta devrimci örgütler olmak üzere sendika ve meslek örgütlerinin Burcu’nun şahsında bütün Gezi tutsaklarının serbest bırakılması için acilen bir mücadele programı oluşturmaları gerekiyor.
Burcu’ya gelince, kendisini en çok mücadele alanlarında yer alan sınıf kardeşleri ve tabi ki sermaye devleti tanır. Ege Üniversitesi’nde öğrenciyken işten atılan yemekhane işçilerinin yanında, faşist saldırılara karşı örülen mücadelelerde en ön safta yer aldı. Burcu okulu bırakıp kendisini işçi sınıfının davasına adadıktan sonra, Buca Belediyesi’nden atılan temizlik işçileri, Konak Belediyesi’nden atılan taşeron işçileri, Savranoğlu işçileri, Billur Tuz işçilerinin kavgasına ortak olmayı başarabilmiş bir sınıf devrimcisidir. Burcu’nun tutuklanması boşuna değil!
Şakran Kadın Hapishanesi'nde yaşam mücadelesini sürdüren %52 engelli raporu bulunan Burcu derhal serbest bırakılmalıdır.
Bu daha başlangıç, mücadeleye devam!
Kaynak: kizilbayrak.net
- 2 gösterim