Yakın tarihte başta Pozantı, Şakran, Kürkçüler, Antalya ve en son olarak Sincan Çocuk Ceza İnfaz Kurumlarında kalan çocukların işkence, kötü olduğu kadar onur kırıcı muamelelere maruz kalmalarını insanlık adına utançla, büyük bir kaygıyla takip eden insan ve çocuk hakları alanlarında çalışan sivil toplum örgütleri (İnsan Hakları Derneği, Türkiye İnsan Hakları Vakfı, Çağdaş Hukukçular Derneği, Gündem Çocuk Derneği, Tutuklu ve Hükümlüler Aileleriyle Yardımlaşma ve Dayanışma Dernekleri Federasyonu (TUAD-FED), Özgürlüğünden Yoksun Gençlerle Dayanışma Derneği (ÖZGEDER), İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği (MAZLUMDER), Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği (CİSST), Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği (SHUD), Türkiye Çocuklara Yeniden Özgürlük Vakfı, İştar Kadın Merkezi) bir araya gelerek “Çocuk Cezaevleri Kapatılsın Girişimi”ni oluşturdular. 22 Ocak Çarşamba günü Ankara’da Adalet Bakanlığı önünde yaptıkları açıklamayla kaygılarını belirterek kamuoyunu uyardılar ve çocuklara yapılan ihlallerin sona erdirilmesi için yetkilileri göreve çağırdılar.
Okunan metnin özeti sayılabilecek bir bölümü alıntılıyorum:
“Türkiye’nin de taraf olduğu başta Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme, uluslararası sözleşmeler ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu uyarınca;
*18 yaşına kadar her bireyin “çocuk” kabul edilmesinin yasal bir zorunluluk olduğunun;
* Hiçbir ayrım gözetmeden her çocuğun yaşaması, gelişmesi, katılımının sağlanması ve tüm
düzenlemelerde çocuğun yüksek yararının gözetilmesi gerektiğinin;
* Çocuk adalet sistemi içinde yer alan her çocuğa yaşına özgü muamelelerde bulunulmasının ve çocuk adalet sistemi içinde yer alan çocuklarla ilgili verilecek kararlarda çocuğun özgürlüğünün kısıtlanmasına son çare olarak başvurulması gerektiğinin;
*Adalet sistemine -her ne sebeple olursa olsun- giren çocuğun toplumdan izole edilerek
cezalandırılmasının değil, eğitici ve onarıcı bir yaklaşım sergilenerek toplum içinde toplumla
bütünleşmesinin sağlanmasının yasal bir zorunluluk olduğunun;
*Başta cezaevleri olmak üzere tüm kapalı kurumların şiddet oluşmasına ortam yarattığının ve kapalı kurum yapısının çocuk adalet sisteminin felsefe ve yaklaşımına aykırılık taşıdığının;
* Çocukların yaşadıkları hak ihlallerinin gerek çocukların yaşamında gerekse toplumda kalıcı ve telafisi çok zor izler bıraktığının göz önünde bulundurulması büyük önem taşımaktadır.
Bütün bu ilkeler bir bütün olarak değerlendirildiğinde uluslararası sözleşmeler ışığında çocukların özgürlüklerinin kısıtlanmasının “en son” çare olmasının zorunlu olduğu; alternatif tedbir ve yöntemlerle suça yönelen çocuklarımızı topluma kazandırmanın hem çocuklar hem toplumumuz yönünden yaşamsal bir önem taşıdığının ayırdına varılarak TÜRKİYE’DEKİ ÇOCUK CEZAEVLERİNİN KAPATILMASINI TALEP EDİYORUZ!
Bu talepte bulunan sivil toplum kuruluşları olarak talebimizin bir an önce hayata geçmesi için çizilecek yol haritasında birlikte çalışmak istiyoruz. Bu kapsamda yapılacak her türlü çalışmaya destek vermeye, yol açmaya, katkı sunmaya, öncü olmaya, -bize düşen her ne ise- yapmaya hazırız. Ancak yaşanan ihlallerin bir an önce sona erdirilmesi için acil olarak;
* Özgürlüklerinden yoksun bırakılmış çocukların nasıl bir muameleye tabi tutulduklarını
değerlendirmek üzere çocukların bulunduğu tüm infaz kurumlarının, Avrupa İşkencenin ve İnsanlık Dışı veya Onur Kırıcı Ceza veya Muamelenin Önlenmesi Komitesi (CPT) standartlarına uygun bir şekilde kapsamlı bir inceleme ve soruşturmaya tabii tutulmasını;
*Çocukların infaz kurumlarında karşılaşmış oldukları hak ihlallerinin önlenmesi, tespiti ve
sorumluların cezasız kalmaması için etkin hak arama ve bağımsız izleme mekanizmaları
geliştirilmesini T A L E P E D İ Y O R U Z!”
Bu girişimle ilişki kurmak , hazırlanan bilgi notlarını alabilmek için ilişki adresleri :
E-posta: [email protected] Tel: 0505 918 00 39 & 0532 326 44 52
Bu talebi yaygınlaştırmayı doğru buluyorum.
Kaynak: Evrensel Gazetesi
- 8 gösterim