Urfa Hilvan Hapishanesi'nde tutuklu bulunan kadınlar, tahliye edilen bir koğuş arkadaşları yoluyla dışarı ulaştırdıkları peçeteye yaşadıklarını yazdı
28 Eylül 2019
Urfa Hilvan 2 No’lu T Tipi Hapishanesi’nde tutuklu bulunan kadınlar, yaşadıklarını bir peçeteye yazarak geçtiğimiz gün bebeğiyle birlikte tutuklanan ancak ardından tahliye edilen Meryem Haydaroğlu’na verdi.
BoldMedya’dan Sevinç Özarslan‘ın haberine göre, yetiştirme yurdunda büyüyen Meryem Haydaroğlu, geçtiğimiz günlerde 30 günlük bebeğiyle tutuklanmıştı. 20 günlük tutukluluğunun ardından dün akşam tahliye edilen Haydaroğlu’nun koğuşunda kalan tutuklu kadınlar, seslerinin duyurulabilmesi için bir peçeteye durumlarını yazdılar. Peçetede isimleri bulunan 1 ev hanımı, 1 diş hekimi ve 10 öğretmenin hastalıkları, ailevi durumları, meslekleri ve uzun tutukluluk süreleri dikkat çekiyor. Peçetede ismi bulunan tutuklu kadınların bazılarının tahliye edilmesini gerektiren hastalıkları bulunurken, hamile ve çocuğuyla birlikte tutuklu kadınların sağlık hizmetlerine erişemiyor olmaları dikkat çekiyor. Peçetede ismi bulunan kadınların tamamının iyi eğitimli ve meslek sahibi olmaları dikkat çekiyor.
“Dışarıda çocuklarıma kim bakacak?”
Meryem Haydaroğlu’nun tahliye haberini aldıktan sonra koğuştaki kadınların aceleyle yazıp eline tutuşturdukları peçete, Urfa Hilvan’daki 2 Nolu T Tipi Hapishanesi’ndeki kadınların durumunu özetliyor. Haydaroğlu o anları şöyle anlattı:
“Ben çıkarken yazıp elime verdiler. Özellikle üç kadın çok hasta. En ağır hastalar Pembe Erguvan, Nilgün Teselli ve Fatma Duraker. Vertigo hastası olan Fatma Duraker’in durumu ağır, bebeğim olmasaydı o arkadaşım çıksın derdim. Pembe Erguvan Karabaş’ın da durumu psikolojik olarak ağır. Nilgün Teselli ağır psikolojik ilaçlar kullanıyor. Sürekli bayılıyor. ‘Dışarıda çocuklarıma kim bakacak?’ diyor. Anneanne, babaanne diyoruz. Yok onlar yaşlı, bakacak durumda değil diye cevap veriyor.”
– Handan Tunç, bir yıldır içeride. 2,5 yaşında kızı var. Zihinsel Engelliler Öğretmeni. Bir yıldır içeride, hükümlü, Yargıtay’da.
– Özlem Uğurlu, Türkçe Öğretmeni, kalp krizi geçirdi, 1 çocuğu var, 1,5 yılı geçti içeride. Eşi de yüzde 50 raporlu, eşi de tutuklu, panik atak.
– Esengül Bilgin, 2 yıldır içeride, hükümlü, Yargıtay’da, bebek (hamilelik) tedavisi yarım kaldı, eşi de tutuklu.
– Hediye Kazan, Din Kültürü Öğretmeni, Yargıtay’da, iki yıldır tutuklu, bekar.
– Pembe Erguvan Karabaş, diş hekimi, 10 aydır tutuklu, bipolar bozukluk hastası, ağır, ilaç kullanıyor, eşi de tutuklu, 2 çocuklu.
– Rümeysa Güngör, 2 yıldır hükümlü, çocuk gelişimcisi, bekar.
– Betül Arga, Sınıf Öğretmeni, tutuklu, bekar, 1 aydır içeride.
– Nilgün Teselli, 3 çocuk (6-14-16), sürekli baygın, hasta, annesi yaşlı, çocukları gelemiyor, eşi de tutuklu, çocuğu okula başlayamadı.
– Fatma Duraker, ev hanımı, Vertigo, her gün bayılıyor, başını yere vurup ölüm tehlikesi atlattı, 6 yaşında çocuğu var.
– Derya Bozkurt, Türkçe Öğretmeni, 4 çocuklu (4-6-9-12), çocuklar zor, eşi de tutuklu durumda.
– Leyla Altın, Biyoloji Öğretmeni, üç çocuklu (4-10-12), küçük olan çocuğu yanına almak zorunda, bakacak kimsesi yok.
– Ayşe Tolay, Tarih Öğretmeni, karı-koca hükümlü, Yargıtay’da, 2 yıldır içerideler, 2 çocuk (6-8).
Haydaroğlu ek olarak, “Koğuşta önce 28 kişiydik. Ben birkaç gün bebekle yerde yattım. Sonra müdürle konuştum, durumu anlattım. Arkasından 2 kişi daha geldi. 30 kişi olduk. 15, 15 iki koğuşa ayırdılar bizi” dedi.
Kaynak: Gazete Yolculuk
- 6 gösterim