15 Eylül 1980’de polis evi basınca, aceleyle yerdeki küçük kilimi ve not defterini fileye koyar. Neboş’un hapiste canla, başla koruyup, gizlice dışarıya çıkardığı bu defterin tıpkı basımı yapıldı.
***
‘Elinizdeki bu kitaba konu olan defter, hapisten kaçan defter. Gözaltında benimle saklanarak yaşadı. Kocaman bir kışla koğuşundaydık. Bu defter bütün köşe bucakta ne kadar zula varsa oraları tanıdı. Hiçbir zaman sayıma çıkmadı, aranmadı; bizim gibi güneş yüzü görmedi. Hava, su, ağaç nedir bilmedi. Yalnız arada bir üzerine yazılan sözleri saklamak için elden ele dolaştı. Yastık altına, yatak altına, koynumuza girdi. O da benimle beraber donumun ağına saklanarak, arayanlara takılmadan özgürlüğüne kavuştu…’’ Neboş
Sevenlerinin Neboş dediği Nebahat Akın, 12 Eylül’ü Samsun’da bir öğretmen olarak karşılar. Birkaç gün sonra da gözaltına alınır. Yazının girişinde kendisinin anlattığı not defteri, birebir boyutuyla ‘‘Firari Defter 12 Eylül Günlerinden’’ adıyla basılır. Ben de bu güzel çalışmayı sizlerle paylaşmak adına çaldım Neboş’un kapısını.
24 yaşında genç bir kadın canlılığıyla karşıladı beni, ertesi gün 90 yaşına basacak olan 89 yaşındaki Neboş. Hoşbeşten sonra açtık ses kayıt cihazını o anlattı, cihaz kaydetti, ben fotoğrafladım.
"AYDINLIK İÇİN BİR DAKİKA KARANLIK" EYLEMİNİN METİN YAZARI
Vanlı bir ailenin öğretmen kızı Nebahat ve Giresunlu bir ailenin oğlu Abdullah Akın 1957’de evlenir. İkisi de TÖB-DER’li öğretmen. Samsun’da görev yaparlar. Korkut ve Petek isimli iki çocukları olur. 12 Eylül’de gözaltılar ve baskılarla günleri geçer, İstanbul’a göçerler. Abdullah Akın’ı bir trafik kazası sonucu kaybeder. Neboş düzenli ve sorgulayıcı bir kadın olarak gençlerle birlikte toplumsal muhalefette yerini alır. Yazar, çizer, eleştirir. 1997 yılında Avukat Ergin Cinmen, Can Yücel ve bir grup aydın, sanatçı ile Taksim Sinematek Derneğinde açıklanan ‘‘Aydınlık İçin Bir Dakika Karanlık’’ eyleminin hem metnini yazan, hem de açıklamasını okuyan kişidir.
Fotoğraf: Özcan Yaman/Evrensel
UMUT BİR HAZİNEDİR KULLANMAKLA TÜKENMEZ!
Neboş yanında sürekli kağıt kalem taşıyan, notlar alan, şiirler yazan bir öğretmendir. Yeşil plastik kaplı küçük not defterine ilk olarak ‘Umut bir hazinedir kullanmakla tükenmez’ satırlarını yazar. Sonra incir reçeli, çorba tarifleriyle devam eder. Devamında gelen gözaltı notları ile yaşama tanıklık defterine dönüşür.
15 Eylül’de evde tek başınayken polisler evi basar. Aceleyle yerdeki küçük kilimi bir fileye koyar hırkasının cebinde not defteriyle emniyete uzun bir yolculuğa çıkar. Kilimi neden aldığını bilmez ama içeride çok işe yarar taş zeminlerde yorgan olur. İçeriden dışarıya ya da dışarıdan içeriye haber gelmez. Çocuklarını, eşini merak eder. Eşi ve çocukları valiliğe başvurur Neboş’un akıbetini öğrenmek ve para yollamak için. Bulurlar sonunda. Mektup gönderme istekleri reddedilir. Elbise göndermeye ‘belki’ cevabını alırlar. Hemen bir bohça hazırlarlar. Kağıda yazamadıkları satırları bohçanın uçlarına yazarlar, güzelce paketleyip adını soyadını yazıp teslim ederler. Bohça adresine ulaşır. Merak içindeki Neboş böylece bir ay sonra ailesi ile iletişime geçer. En azından iyi olduklarını öğrenir. Bohçanın ortasında anamıza, köşelerde sen neredesin? Petek okulda ve Akın ile Korkut 23.9.1980 yazar.
TARİHİ BİR KARŞILAŞMA
Bir süre sonra kocasıyla karşılaşır. ‘‘O ne! Karşıdan Akın, süngülü askerler eşliğinde geliyor.
Neboş mektuplar yazar ama adresine ulaşmaz. Not defterinin sayfalarında kalır.
Hayatına anlam katacak, sanattan güncel sorunlara kadar duyarlı bir ömür Neboş’un yaşamı. Çocuklarından torunlarına ayrı ayrı el işi albümler hazırlıyor, şiirler yazıyor, eleştiriler yapıyor, çok güzel şiirler okuyor…
Unutamadığı bir anısı Yaşar Kemal’le olan tanışması. Yaşar Kemal’in dört ciltlik ‘Bir Ada Hikayesi’ romanı üzerine bir yazı yazar. Yazı, Yaşar Kemal’e ulaştırılır. Birkaç gün sonra bir telefon gelir. Arayan Yaşar Kemal’dir. Neboş inanamaz ve bir süre dili tutulur. Koca Yaşar Kemal arıyordur. “Şimdiye kadar çok eleştiri aldım ama senin yazdığın gibi bir eleştiri almadım, seninle tanışmak istiyorum. Ahmet Güneş Tekin’in sergi açılışında buluşalım” der. Neboş heyecanla o günü beklerken buluşma gününden bir gün önce Yaşar Kemal’den bir telefon daha alır. “Grip oldum sergiye gidemeyeceğim ama Caddebostan’da bir mekanda buluşalım’ der. ‘O gün gittim arkadan sarıldım, o sırada eşi bize bakarak ‘Nebahat Akın mı?’ dedi. Sonra oturduk konuştuk. Çok mutlu olmuştum.’
Diğer bir anısı da 1997 yılında yapılan sivil itaatsizlik eylemlerinin basın açıklamasına dair. “Aydınlık için bir dakika karanlık’ eylemlerinin basın açıklaması metninin yazılması işi üstüne kalır. Metni Taksim Sinematek Derneğinde yapılan açıklamada okur. Büyük beğeni alır.
Fotoğraf: Nebahat Akın
PERDE SERGİSİ
Gündemi sıkı sıkı takip eder, notlar alır, el işleri yapar. Perdeleri ün yapar. Evlilik fotoğrafından bakarak perde işler ve asar. Perdeleri görenler fotoğraflarını çeker. Yaptığı perdelerin kenarına küçücük fotoğraflar iliştirir. Perdelerin sayıları çoğalınca sergiler açar Neboş.
Fotoğraf: Özcan Yaman/Evrensel
Saatlerin nasıl geçtiğini anlamadık. Neboş anlattıkça Korkut arşiv sorumlusu gibi poşetleri açıyor, diğer yandan Petek çay, kek hazırlıyor; zaman zaman konuşmaya katkı sağlıyordu. Saat 11.00’de başladığımız sohbet sürüyordu. Saat 15.00 olmuştu ki “Eyleme gidiyoruz, hadi dedi Neboş”. Acıbadem’de güzelim parkı önce kültür sanat merkezi yapacağız diye talan etmişler. Sonra vefat eden muhtarın ismini vermişler. Kaba inşaat bitince bir cemaat vakfına ait kız yurdu olacağı açığa çıkınca Acıbadem halkı tepki göstermeye başlamış. Her gün inşaatın önünde protesto eylemleri yapılıyormuş. Röportajı yaptığımız gün de eylem varmış. Hep birlikte Acıbadem Telekom önünde eyleme gittik. Etrafları polislerce çevrilmiş bir grup, protestolara başlamıştı. Neboş hemen pankartın arkasına geçti. Kısa bir şiirli konuşma yaptı. Herkesin sevgilisi olan Neboş’la bütün gün birlikte olmak güzeldi.
"90. YAŞINI BİR KİTAPLA KARŞILAMAK İSTEDİK"
Bir kitap üzerine röportaj yapalım dedim, ama bir hayat üzerine röportaj oldu. Yeniden kitaba dönersek;
‘‘Firari Defter 12 Eylül Günlerinden” Kitabının Editörü Korkut Akın. Nas Yayınlarından çıkan kitap, 64 sayfa. Kitabın tanıtımında ‘‘Neboş’un doksanıncı, kendince yirmi dördüncü yaşını bir kitapla karşılamak istedik. Kendi yazdıkları ve kendisiyle ilgili yazılanları topladık. Çoktu, karışıktı… Çözümü yine Neboş buldu. Aşure” diye yazıyor.
“Ancak aşureyi kaynatmaya zamanımız yoktu. Neboş, çıkıntıların arasında bu defteri buldu. Boyutlarını değiştirmeden, yazım yanlışları dışında sözcüklerine müdahale etmeden tıpkı basım yapmayı kararlaştırdık. Ancak Neboş içeride, o koşullarda yazmak isteyip de yazamadığı bazı notları farklı bir yazı karakteriyle ekledi. Neboş’un canla, başla koruyup, gizlice dışarıya çıkardığı bu defter, sadece onun notları değil, dönemin koşulları ve kişilerle ilgili olarak da çok içten ve tanıdık.”
Neboş’un 2003 yılında yazdığı bir şiirle bitirelim, yaşadığımız karanlık günlere de bir gönderme olsun…
SAVAŞA HAYIR!
Birlik olalım,
Aşalım zorlukları.
Resmedelim dünyaya barışı.
Işıl ışıl
Şen şakrak’
"Başarı; İmkansızı mümkün, mümkünü kolay, kolayı da zarif ve sevkli yapmanın yollarını bulmaktır"
Kaynak: Evrensel Gazetesi
- 4 gösterim