Tutsak Gazeteci Hüseyin Aykol'a Mektup

21 Temmuz 2019

Değerli yoldaşım Hüseyin Aykol,

Günün birinde size mektup yazacağımı hiç düşünmemiştim. Daha doğrusu bunu düşünmekten korkmuştum. Ama şimdi yazmaya çalışırken de çok zorlanıyorum. Kelime için harfler, cümle için kelimeler birbirinden kaçıyor...demem o ki çok zoruma gidiyor bu mektubu yazmak. Oysa ki mektup yazma tecrübem oldukça uzun yıllara dayanıyor...Biliyorum siz tutuklanmanızdan dolayı üzülmediğinizi ve buna şaşmadığınızı söylüyorsunuz olsanız da, bizler çok ama çok şaşkınız, üzüldük, üzülüyoruz güzel İNSAN.

Sevgili yoldaşım en çok gücüme giden senin bana şu an bir E-Mail değil de bir mektup kadar uzakta olman. Bu büyük zulme lanet okuyorum! 11 Temmuz’u takvimden kazımak, silmek istiyorum ama günün ne suçu var ki? diye kendimi teskin etmeye çalışıyorum. velhasıl zorlansam da, isyan etsem de ben bu kaç satır yazıyı yazacağım. Dilerim ikinci mektup yazmama gerek kalmaz ve yine E-Mail ile yazışırız.

Dışarda zaten merak edilecek bir durum yok. Her şey bıraktığın gibi sanki... Değişiklik beklemek zaten biraz naifçe bir durum olur herhalde. Bizler alıştık artık hergün yeni bir felaketle uyanmaya. Bozulan hava iklimi gibi...Her mevsim artık birbirine karışmış; yaz-kış bazen yer değiştiriyor. Güncel siyaset gibi desem abartmış olmam. Ve bizler de bu döngünün içinde sema dönmeye, bazen yanıp, yakılmaya devam ediliyoruz öylece...bir de artık bazı olayları algılayacak halimiz yok. Aslında yorulduk galiba, her gün bu hızlı değişimleri takip edip, algılamaya.

Değerli yoldaşım ilk etapta bu kadar da olsa yazmayı başardım ya, bayağı iyi hissediyorum kendimi. Başlarken çok zorlanmıştım. Dilerim yazdığım bu birkaç satır mektubu alır ve dağınık düşüncelerimi toparlayamama gülersin...

Selam, sevgi ve saygılarımı göndererek, en kısa zamanda özgür ortamlarda olmanı diliyorum.

Gül Güzel

Almanya/Deutschland