Son iki yıldan beri Cezaevlerindeki siyasi tutsaklarla biz dışardakilerin irtibatını kesmek için her türlü hileyi kendine alet eden bir sistemin son çırpınışları olsa da, hepimiz uygulanan sürgün ve tecritlerden dolayı büyük acılar yaşıyoruz. Yakınmak, dert yanmak maksatlı değil ama bu kadarına da artık YETER!!! Deme zamanı…Yoğunca maruz kaldığı sürgün ve tecrit mağdurlarından biri olan siyasi tutsaklardan Dr. Ayhan Kavak’tan gelen mektup, bu konuda önemli bilgileri ihtiva ediyor. O yüzden bu mektubu siz okurlarımızla paylaşmak kaçınılmaz oldu. Tabii ki, Görülmüştür mühürlü ve dahası…Gelin şimdi Cezaevlerindeki sürgünlere dair bilgileri de içeren Dr. Ayhan Kavak’ın mektubunu aslına hiç dokunmadan birlikte okuyalım:
Gül Güzel Arkadaşa,
Adalet bakanlığı
Tarsus 2 Nolu T Tipi Ceza İnfaz Kurumu
Mektup Okuma Komisyonu GÖRÜLMÜŞTÜR
Selam, sevgi ve saygılarımla merhaba,
Geri iade aldığın 1 Mayıs kartı ve son mektubu birlikte aldım. Duyarlılığın, Dayanışma ve paylaşımların için teşekkürlerimi sunarım. 18 Mayıs 2022 tarihinde Siverek’ten buradaki hapishaneye sürgün edilmiştik. Namen Siverek’e gittiğinden geri iade edilmiş anlaşılan. Aslında orada zarfın üzerine yeni adresimi yazmış olsalardı direkt buraya da gelirdi. Ama söz konusu bizler olunca böylesi iyilikleri kullanmaktan çekinmiyorlar. Neticede geç de olsa elime ulaştı.
Ali Rıza Saygın’ın ‘’Ben Kimim’’ şiirini paylaştığın için de sağ olasın. Güzel bir şiirdi…
Ben/bizler son altı yıl içinde freni boşalmış araba misali habire bir yerlere sürülür olduk. Son altı yıl içinde beşinci zindanımdır bu. Ola ki, ileride de başka mekanlara götürülsek şaşırma. Geçenlerde zindan olmayan iller var mı diye kendi kendime sordum. Olmayan bir il yok. o da yetmezmiş gibi o illerin ilçelerinde bile birden fazla zindan yapılmış ve de yapılmaya devam etmekte. Ya hepten herkesi içeri alacaklar ya da Avrupa’nın kimi ülkelerinden mahkum ithali edip ondan rant elde edecekler. Yeni dönemde yapılan S.Y ve Yüksek Güvenlikli tiplerindeki zindanlar büyük olasılıkla ithal mahkumlar için ‘standartlara’ uygun yapılmış. Ama şu an bir çok canı oralara götürüp duruyorlar… Sonuçta her yer aynıdır benim/bizim için. Aslolan insanın umut, özlem ve düşlerini yitirmeden, niçin bu kuşatılmış karanlık mekanlara girdiğinin ayırdında olmasıdır. Aksi halde seni çepeçevre saran duvarlarla hemhal olur bir nevi kendinden ayaklı duvara dönüşürsün. Eğer ‘’Yaşamı Uğruna Ölecek Kadar çok Seviyor’’san tüm yönelimleri benliğinde yerle yeksan etmeyi başarırsın. Bize de düşen bunu hakikat eylemektir. Ve bunu yaparken sen/siz değerli canların desteği ve dayanışması olunca, farklı mekanlarda da olunsa, ufkun ardındaki özgür yaşam düşlerini görenlerin bitimsizliğini bilmek moral ve motivasyonumuzu daha bir arttırdığını bilmeni isterim. İyi ki varsınız… Evet dışarıda her şey dijitalleştiğinden el yazılarıyla mektuplar yazılmaz oldu. Bu yüzden yazan bir çok canın yazıları birbirine benzer oldu. Bilgisayar çıktısıyla daha akıcı yazabiliyorlarsa da el yazısından herkes zorlanır oldu. Bizim de başka seçeneğimiz olmadığından böyle yazıyorum. Belki ben de aynı durumda kalsaydım yazma edimini köreltirdim.
Köklerle dalların buluşması misali
Sayın Ayhan Kavak arkadaşa yazdığım mektupta şehit Cemal Kavak’ı sormuştum. Yazdığı cevabı okuduğumda tanıdığım küçük Amed ve o zaman 16 yaşındaki şehit Devrim için de yazdıkları oldukça hüzün içeren ve mühim bilgiler.
Değerli can Cemal Kavak’tan bahsetmişsin. Onunla akraba değiliz ama ta 90’larda İstanbul’da elektronik aletler(TV vs.) sattığı demlerde tanışıyorduk. Ben Özgür alanlarda olduğumda yani 1998 sonlarında henüz gencecik olan kardeşi Ferhat arkadaş yanımıza gelmişti. O yaşta evlenmiş ve birkaç aylık Amed adında bebeği olduğunu söyleyince kendisini oğlunun adıyla tanımlamıştık. Ben zindana girdikten sonra Ferhat abu hayat suyunu içmişti. Bir de Cemal arkadaşın oğlu Devrim ile Amed zindanında kalmıştık. Biz oradayken özgürlüğünü kendisi kazanmıştı. Cemal hevalin böyle çekip gitmesi yoğun yaşadığı hasretti diye düşünürüm. Ne yazık içerde duyduğumda kahrolmuştum.
Evet Can Heval, bana değerli bir canı hatırlattın. tanıdığını bilmiyordum. Ben Batmanlıyım. Daha doğrusu Kozuk-Kurtalan hattındaki ovalardan yani Garzanlıyım. Cemal heval önceden Batman’da kalsa da aslen Bismil -Stavre(Mardin) kökenlidir…
Bir kez daha teşekkürlerimi sunarım. Oradaki özgür yaşam sevdalılarına selamlarımı, saygılarımı sunarım…
Başarılar ve esenlikler diler, saygılarımı sunarım…
Ayhan Kavak, 26.09.2022,
2 Nolu T Tipi C.evi A – 17, Tarsus/Mersin
Mektubu okuduktan sonra kendi kendime, "İyi ki, bu halkın evlatlarıyız. Soylu acılarına hempa, yiğit evlatlarına müptelayız.Zifiri karanlığı yırtmak ve şafaklara yürümek,bunun bedeli ölüm ise seve seve diyenlerin yoldaşı olabilmek ne büyük onurdur tıpkı sizler gibi can kardeşim" demekten başka ne diyebilir.
- 22 gösterim