“Kalkın kardeşler ışıklar görünmeye başladı
Eski duvarlar değil bu duvarlar
Bir ak kuş gelip kondu kara çatıya
Dünyayı böylesine sardı mı kollar
Ne etsin kelepçe neylesin zincir
Kaç kez gösterdi tarih aldatmayacak bizi
(…)
Ekmek de özgürlük de barışın gülleridir
Yumuk elli bebekler pencerelerde bekliyor
Dünyayı çepeçevre kuşatan barış kervanlarını
Çelik canavarlar gibi tanklar değil
Caddelere yakışan özgürlük ekmek türküleridir…”
Vedat Türkali
Görülmüştür Kolektifi ile redfotoğraf Grubu’nun yeni projesi 50 mahpusun düşleriyle 50 fotoğrafçının görüntülerini buluşturuyor. Daha önce “İçeriden Dışarı – Dışarıdan İçeri Fotoğraf Köprüsü, Düşler Tutsak Edilemez ve Duvarları Aşan Çizgiler” adlı sergi ve kitapları hazırlayan Görülmüştür Kolektifi ile redfotoğraf Grubu bu kez, aylar süren zorlu bir süreci geride bırakarak bizlere özgür düş/ünce sesini ulaştırıyor.
Biliyorsunuz, cezaevi demiyoruz… çünkü ceza, suçluya verilir. TCK’de bile gerekçe bulunamadığı için tutsak edilenler içeride yıllarını geçiriyor. Onları yaşama bağlayan tek güçleri var: Özgür Düş(ünce)leri.
Büyüyen özgür düş(ünce)ler
Hapishanelere tıkılan gencecik insanlar düşlerini büyütüyorlar azim ve sabırla. Umutlarını üzmüyorlar. Bir gün başlarını kesintisiz masmavi gökyüzüne çevirip birlikte ağız dolusu güleceklerine inanıyorlar.
“(…) Sizden, Görülmüştür Kolektifi ve redfotoğraf grubu olarak ortak hazırlayacağımız yeni bir sergi için özgürlük temalı metin yazmanızı rica ediyoruz. Fotoğrafçı arkadaşlarımız sizin yazdığınız metinleri okuyarak, ‘Demir kapıları, Kör pencereleri’ aşıp gelen imgelerinizi çoğaltıp, kendi ‘özgürlük’ düşlerini de içine katarak çalışma yapacaktır. (…) Katkı sunarsanız seviniriz” diye başlayan ortak metin kimi mahpusa “yerinde bulunamadı” gerekçesiyle ulaş(tırıl)mamış. Güler misiniz, ağlar mısınız? Ancak bilinen bir gerçek var; politik mahpuslar sürgün ediliyor, kimselere duyurulmadan.
Özgürlük kavramını yeni boyutlara taşıyan, yepyeni imgelerle bambaşka duygular uyandıran şiir ve metinler inanılmaz güçlü. Zihninizde canlanan imge ile ete kemiğe bürünüp canlanıyor.
Özgürlük anıtının kelepçesi
“‘Özgür İnsan’, toplumun tutuculuklarına, egemen erkin pazar savaşlarına, demokratik olmayan baskıcı uygulamalara, sadece insanı değil doğayı da katletmesine karşı duran insandır” cümlesinden el alınca, içeride özgürlükleri kısıtlanan, ellerinden alınan insanların düşlerinde özgür olduğunu, özgürlük düşüyle coşkularını, umutlarını, heyecan ve aşklarını beslediklerini görüyoruz. Elinde daha da yükseğe kaldırdığı meşalesiyle özgürlük anıtı, çok uzaklardan da görülebiliyor.
50 fotoğraf 50 düşü taşıyor. 50 düş 50 fotoğrafta yaşıyor
Siz de sergiyi gezerek (ve uyarına gelir de basılabilirse aldığınız bir kitap ile) o özgür dünya düşünü hayata geçirebilirsiniz.
Kolay değil düşleri kaleme almak, kolay değil o düşleri görüntülemek. Kolay değil düşler için dört duvar arasına konulmak. Onların başardığı zoru siz de sergi salonunda görebilirsiniz.
Karşı Sanat (İstiklal Caddesi Aznavur Pasajı 108 Kat-6 Beyoğlu/İstanbul)
Sergi 10 – 20 Eylül 2020
Kaynak: Siyasi Haber
- 3 gösterim