Sincan Kadın Hapishanesi'nden Mektup Var: "Askerler muayenehaneden çıkmıyor".

"Burada, ‘askerin muayene mahallinden çıkmama’ dayatması oluyor. Geçtiğimiz hafta ben gitmiştim Kadın Doğum’a. Asker çıkmadı. Doktor çıkmasını istedi, kadın subay çıkmayacağını belirtti, protesto ettim. 'Tedavi  hakkımız engellenemez' diye. Kadın subay beni iterek: 'Terbiyesiz, burası hastahane, hastalar var. Bağırarak insanları rahatsız etme! Şuna bak, hasta olsan böyle slogan atar mıydın' deyip durdu."

13 Eylül 2015

Sevgili Adil Merhaba!

Uzun bir ara oldu benimkisi. Tecrit koşullarından sonra, kalabalık bir ortam da iyi oldu. İlk kaldığımız koğuş çok küçüktü, idare şu an kaldığımız koğuşu bize vermek istemedi. Zorlandık biraz, karşılığında 1 ay etkinlik “cezası” olarak şu an kaldığımız koğuşa geçebildik.

Arkadaşlar da zaten bu foto projesi nedeniyle yazacaklar; hepimiz çok iyiyiz\iyi olmaya çalışıyoruz demek daha doğru olur. Dışarısı yangın yeri!!

İnan ki ailelerimiz için\halk için üzgünüz, bu vandallar Kürt ve Alevi mahallelere saldırınca yüreğimiz ağzımıza geliyor. Mamak ve Tuzluçayır harika tavır koydu.

Ermeniler, Türkler de kendi mahallelerini korusa\birlik olsa, işte o zaman sırtımız yere gelmez. Bugün de Diyarbakır’da sokağa çıkma yasağı var. ‘Adam’, “benim dediğimi yapmazsan keskin nişancılar yaptırır” demeye getiriyor. Bu kadar saldırganlık o saray şaşası düşünce sistemini bozmuş, kendi sonunu hazırladığını göremiyor bile!

Burada, ‘askerin muayene mahallinden çıkmama’ dayatması oluyor. Geçtiğimiz hafta ben gitmiştim Kadın Doğum’a. Asker çıkmadı. Doktor çıkmasını istedi, kadın subay çıkmayacağını belirtti, protesto ettim. “Tedavi  hakkımız engellenemez” diye. Kadın subay beni iterek: “Terbiyesiz, burası hastahane, hastalar var. Bağırarak insanları rahatsız etme! Şuna bak, hasta olsan böyle slogan atar mıydın” deyip durdu. Ben sloganlarıma devam ettim. Girişe yakın bekleme odası yapılmış tutsaklar için. Erkek komutana sorunu aktardığımda, beni tekrar aynı bölüme götürdüler ve asker dışarıda bekledi. Kapı da biraz açık kaldı.

İstediklerinde sorunu çözebiliyorlar. Daha sonra birlikte kaldığım Evrim ve Kader’de hastahaneye gitti, sorun yaşamadı. Kader bu Pazartesi yine gidecek, umarım sorun çıkmaz. Onun dışında bize pullu gelen mektupların üzerini tükenmez kalemle çiziyorlar. Ve postane görevlisi, Evrim’in taahhütlü yolladığı mektubuna koyduğu ipten ördüğü bilekliği geri gönderdi. Mektup gitti, bileklik geri teslim edildi. Neymiş, taahhütlü mektubun içine bileklik konması yasakmış! Postacı ne yapsın,  ülkenin yöneticileri bu kadar hukuksuzluk yapıyorken, o da koltuğunda; tutsakların mektubunu engellemiş, pulunu çizmiş, bilekliği koymamış kimin umurunda! Sanırım böyle düşünüyor. (...)

‘Şair Kapıları’nı aldım. Sonracıma Atlas Dergisi’nin çocuk eklerini ve dergileri aldım. Zevkle okudum, teşekkür ediyorum. Geç yazdığım için özür dilerim. Adil sana ‘Şair Kapıları’na atfen yazdığım şiiri yolluyorum.

Zeliha Bulut

Kadın Kapalı Hapishanesi

Gebze\KOCAELİ