Tutsak Dr. Ayhan Kavak Hapishanelerde Yasaklanan Kitapları Yazdı

"Hani bir ülkede demokrasinin ölçütü zindanlara bakılarak belli olur diye bir söz var ya, ben de bundan esinlenerek demokrasinin ölçütü kitap ve dergilerin yasak kategorisinde değerlendirilmesini ele alacağım (...) Şu daraltılmış mekanlarda yapılanlara akıl - sır ermiyor. Bir zindana rahatlıkla giren kitap ve dergi, işgüzar birinin elindeki salyangoz resminden kaçış krokileri diye ele alınırken bir başkası tarafından da çok müstehcen denilerek verilmeyen kitap - dergi haline gelebilmekte."

Ayhan Kavak                          

1 No'lu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu

Bandırma-BALIKESİR

***

Kekê Adil Hocam’a

İkinci bir mektupla konukluğuna gelirken tüm canlara selamlarımla başlamak istiyorum.

Şu daraltılmış mekanlarda yapılanlara akıl- sır ermiyor. Bir zindana rahatlıkla giren kitap ve dergi, işgüzar birinin elindeki salyangoz resminden kaçış krokileri diye ele alınırken bir başkası tarafından da çok müstehcen denilerek verilmeyen kitap- dergi haline gelebilmekte.

Hani bir ülkede demokrasinin ölçütü zindanlara bakılarak belli olur diye bir söz var ya, ben de bundan esinlenerek demokrasinin ölçütü kitap ve dergilerin yasak kategorisinde değerlendirilmesini ele alacağım. Sistemin kendisi irrasyonelliği rasyonel diye yaşamsallaştırırken bunun zindan ayağında daha bir baskı ve yasaklarla karşı karşıya kalınabiliyor.

Bir önceki mektupta zindanlarda kitap ve dergi sınırlandırılmalarından bahsetmiştim. Aslında gazeteler de böyledir. Birçok yerde Gündem ve Azadiya Welat gazeteleri “yassak” denilerek getirilmemeye başlandı. Ohal yasası denen kanun hükmünde kararnameler gırla gidiyor. Birçok yerde kararnameye gerek kalmadan fiiliyatta uygulamayı ifa edenler var elbet. Amed’teyken Cumhuriyet gazetesini ek olarak alabiliyor ama Evrensel ve Birgün gazeteleri Amed’te bayide yok diye getirilmiyordu. Tabii Amed’te Gündem ve Azadiya  Welat gazetelerini alıyorduk.

Siirt’te de alıyoruz. Ek olarak Cumhuriyet de alalım dedik. Ne kadar doğru bilmiyorum, “Siirt’e Cumhuriyet getirilmiyor” cevabı ile karşılaştık. Durumlar böyle. Fakat asıl olarak başımıza gelen, dışarıdan gelen kitap ve dergilere el konulması, yasak diye verilmemesi meselesini yazmak istiyorum.

Geçenlerde Silivri 9 No’lu F Tipinden Soydan Akay arkadaşım bir koli kitap, dergi, fanzinler…..yolladı. İşte hepsinde F Tipine girdiğine dair “görülmüştür” kaşesi de vardı. Bir zindanda yasak olmayan kitaplar burada verilmemekte. Tabii bir kısmını aldım. Fakat şuan için yassak diye verilmeyen kitap-dergilerin yazarlarının belirtilmediği bir karar almışlar.  “Fabrika, Olanlık, Aşı, Mazgalların Altında ve Del Kadın” isimli kitaplarla ilgili yapılan incelemeler sonucunda;

Ceza Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü’nün 17/06/2005 tarih ve 25848 sayılı Ceza İnfaz Kurumlarında Bulundurulabilecek Eşya ve Maddeler Hakkındaki Yönetmeliği’nin 8. Maddesi “Kurum güvenliğini tehlikeye düşüren veya müstehcen haber, yazı, fotoğraf ve yorum kapsayan hiçbir yayın hükümlüye verilmez.” (Hükmü gereğince adı geçen kitapların içeriğinin müstehcen yazılar içerdiği anlaşıldığından, …. verilmesi uygun görülmedi) denilerek yazarını bilmediğim kitaplar şahsıma verilmedi. Daha sonra verilenler arasında kimi 160. Kilometre yayınlarından çıktığını yayınladıkları kitap isimlerinden çıkardım. Bir kere Fabrika hangi yazarın veya fanzin mi muğlakta. 160. kilometrenin “Raskol’un Baltası” serisinden çıkarılmışlardan genelde oluşan bir durum açığa çıkıyor.

“Olanlık” Ahmet Gültan’ın, “Aşı” Ebru Ojen’in, “Mazgalların Altında” Ozan Çınar’ın çıkarttıklarından. Tabii bir de ismi “Del Kadın” diye geçen bir kitap var. Direkt görmediğimden bu garabet isimde kitap veya dergi olabileceğini tahmin etmiyorum. Gene “Raskol’un Baltası” serisinden çıkan bir kitaptır diye listeyi karıştırınca kesin ismini yanlış yazmışlar yargısına vardım. Nitekim Orçun Ünal’ın “ Dekadans ve Ölüm” kitabı var. Kesin bu kitabın ismini anlamadıklarından “ Del Kadın” diye karar altına almışlar.

Şu zindanlarda o kadar çok kitap yasaklanıyor ki; ilk kez 160. Kilometre yayınlarından çıkan kitapların yasaklanmasını haber vereyim diye 160. Kilometre yayınlarına kart yazdım. Yazarlardan isim olarak bildiğim Ahmet Güntan vardı. Güleriz ağlanacak halimize babında sevinsinler diye:-) Onların da kitaplarının zindan duvarlarını aşamadıklarını belirttim. Hani ortada “Benim de yasaklı kitabım var” diye hava atarlar icabında:-)

Bizim yasaklamaya karşı itiraz hakkımız var. Bunun için infaz hakimliğine uzunca bir itiraz yazdım. Yansısı nasıl olur bilemem. Malum başarısız bir darbeden daha çetrefilli- kapsamlı bir darbe ile karşı karşıyayız. Cevap gelir mi bilmem. Gelirse şayet (ve yasak yerindedir kararı çıkarsa) bir üst mahkemeye itiraz etmek boynumun borcu. İşin kötüsü herhangi bir karar verilmeden sürgüne yollanıyorsun. Böylesi netameli günlerden geçildiğinden cevap bile verilmeyebilir. Hal böyleyken bu ülkede kitapların yasaklı illetten kurtulamadığını belirtmek için Değerli Kekême yazayım dedim. Kitapları yasaklayan bir zihniyet her yere egemen olmuş vaziyette. Payımıza da çalakalem bunları duyurmak kalıyor.

Bir başka zindanda görüşme- yazışma ‘umuduyla’ selam, sevgi ve saygılarımı sunarım.

Kitap ve dergilerin yasak olmadığı bir dünya umudu ve özlemi ile tüm Görülmüştür emekçilerine ve sitenin takipçilerine saygılarla…

Ayhan Kavak

Not: Ayhan Kavak bu mektubu Siirt'ten Balıkesir'e sürgüne gönderilmeden önce yazmış.