Ayhan Kavak

TUTSAK HEKİM AYHAN KAVAK KENDİSİ GİBİ TUTSAK OLAN RESUL KOCATÜRK’ÜN İÇERİDE YAZILAN KİTABININ YASAKLANDIĞINI YAZDI.

“Resul Kocatürk’ün yazdığı Tımarhanede 22 Gün kitabı ise; kurum güvenliğini tehlikeye düşüren veya müstehcen haber, yazı, fotoğraf ve yorumları kapsadığından, denilerek verilmedi. İtiraz için İnfaz Hakimliği’ne başvuracağım ama bu süreçte bir sonuç çıkacağını sanmıyorum. Velhasıl bu ellerdeki hali pür melalimiz böyledir…”

Ayhan KAVAK

Ereğli Yüksek Güvenlikli Hapishanesi B-1-18

Ereğli/KONYA 

 

 

Tutsak Yazar Ayhan Kavak Yazdı: "Yalan"

“Mütehakkimler mevcut sistemlerini daim kılmak için ahlâki ve politik toplum normlarını yerle yeksan etmede sınır tanımazlar. Bu uğurda “belleğinize karşı sonsuz bir zaferler zincirini” inşa yolunda engel görülenleri kriminalize etmeden çekinmedikleri gibi gerektiğinde fiziken imha yolundan da geri durmamışlardır. Onların bu uygulamalarını çok katmanlı çözmeye ihtiyaç vardır. Ama ilkin martavalcıların bizlere hayrı olmayacağını bilince çıkarmalıyız. Onlar kötülüğü rutine bindirmişlerdir.

NEDEN MEKTUP BEKLİYORUZ

"Örneğin okuduğunuz bir dergideki edebi yazıları mektup formatına dönüştürerek içerideki herhangi bir cana yollarsanız makbule geçecektir. En azından yazılan çizilenlerden bizleri de haberdar edersiniz. Çiçek açan, şiir olan nameler can suyudur, biline. Dilerim ve umarım ki meramımı kaç zamandır mektup yazmayanlara iletebilmişimdir. "

Ayhan KAVAK Ereğli Yüksek Güvenlikli Hapishanesi B-1. Kat-18. Oda

Ereğli/KONYA

NEDEN MEKTUP BEKLİYORUZ

55 TUTSAKTAN 55 MISRA

 

55 TUTSAKTAN 55 MISRA...

Görülmüştür Kolektifi ve redfotoğraf grupları olarak hazırladığımız “içerden dışarıya-dışardan içeriye fotoğraf köprüsü” sergisi için tutsakların yorumlarından 1’er cümle- mısra alarak oluşturduğumuz ortak şiir... 

 

İÇERDEN DIŞARIYA...

Zamanın sırlarını emmiş duvardan

Bu hayatımı özetliyor zaten

Bir cocuğun soran bakışları, bir yaşlı kadının acısı

Suların derin sessizliği

Öğleden sonraları en direnişçi an’lardır.

Şimdi daha iyi anlıyorum

Bir kurşunla vurulmadan

Tutsak hekim Ayhan Kavak'tan mektup var: "Hasılı kuyuya tıkılmış vaziyetteyiz…"

1 / 1

15.04.2024
 

Kekê Adil Hocama,  
 

Selam, sevgi ve saygılarımla merhaba…
 

Yeniden 1 Mayıs’ı kutlamanın heyecanını yaşıyoruz. Elbet sığmaz bir güne, “Birlik, Mücadele ve Dayanışma.” Fakat o gün daha bir harlar, daha bir kararlaştırır ve daha bir yola revan olmamızı sağlar. Değerli Kekêmin ve şahsında tüm canların 1 Mayıs’ını kutlarım.  
 

Bayram öncesinden yolladığın kartı ve Duvar Yazıları çıktılarını aldım. Sağ olasın, var olasın… 
 

Tutsak hekim Ayhan Kavak sürgüne yollandığı hapishaneden ilk mektubunu yazdı: "8 Mart’ta Filistin Günlüğü kitabını aldım."

"(8 Mart’ta) Filistin Günlüğü kitabını aldım. Tabii Şiirden Dergisi de gelmişti. Dergi vermiyorlar. Kitap için teşekkürlerimi sunarım. Bugün okumaya başlıyorum. Tanıtımını da yaparak bir sonraki mektupla yollayacağım… Eline-emeğine sağlık diyor ve nice verimlere… Kitabın 15. sayfasında İsrail’e karşı Savaş’ta hayatını kaybeden canların isimlerine bakınca fark ettim. Belki de isim olarak iyi bildiğimden dikkatimi çekti. 1982’deki ölümsüzleşenlerin içinde Mustafa Marangoz da vardı. İsmet Özkan’la birlikte hayatını kaybedenler arasındaydı.

Tutsak hekim Ayhan Kavak'tan mektup var: "Yüreğinizin Süveydasında Özgür Yaşam Ateşi ve Güneş Eksik Olmasın!"

"Filistin’de, Ortadoğu’da, bölgede akan kanın ortaklarının ikameti aynı. Adları farklılık arz etse de karanlıktan beslenenlerdir onlar. Alayı sömüren, kemirgen olanların ticaret ortaklıkları hız kesmeden devam ederken duyulmaz mazlum ve madunların sesi, soluğu. İnsanlık öldürülürken hegemonik zihniyet mevcut ateşe körük olmakta. Ne yazık, önlenemiyor insanlığın trajedisi… Önlenemeyen katliamlar ortadayken, bari bu yeni yılda -para bulup da alma ayrıcalığına ulaşanlar- hindilerin katliamını önleyelim! İnsanlığın, Doğanın, canlıların katliamına dur diyelim dur!

Merak

Özgürlük, imgelem ve hayat arasında korelasyon vardır. Bir insanın imgelem dünyası verili yaşamı aşacak boyuttaysa özgürlüğe duyduğu tutku da o denli yakıcı olur. Şayet bunu aşmayacak düzeydeyse özgürlük derdi ve istemi de olmaz. Özgürlük itkisini tehlike gören sistem, onu törpüleme, öteleme ve yok saymaya çalışırken hayallere ipotek koyar ki kütleyi küçük dünyalara hapsedebilsin. Özgürlük arayışında ısrar edenlere karşı da cezalandırma mekanizmalarını işletir. Kriminalize edilmeye açık bırakılan özne, bıçak sırtında giden bir yaşama zorunlu kılınmıştır.