Ergin Doğru yazdı: Onlarca Dersim'li Gülünç Suçlamalardan Zindandayız...

"Düzmece polis fezlekesinde baraj karışıtı eylemlere katılmak, Dersim 38 Katliamı Anmaları'na, 1 Eylül Dünya Barış Günü'ne katılmak, kalekol yapımına karşı çıkmak, Roboski Katliamı'na karşı çıkmak ve genel siyasi gelişmelere ilişkin düşünce açıklamakla suçlanıyorum. Bahsedilen konulardan yargılanmak sanırım sadece bu ülke hukukuna has bir anlayış. Gülünç ve absürd gözükse de bu suçlamalardan ceza alan ve yargılanan onlarca Dersimli'nin olduğunu unutmamak gerekiyor. "

ERGİN DOĞRU

E Tipi Kapalı Cezaevi D-1 Koğuşu 

ELAZIĞ

***

Türkiye'de evrensel değerleri savunmak ve yaşatmak için mücadele etmenin bedeli hep ağır olmuştur. Demokratik özgür bir yaşam arzulayanlar karşılaştığı sonuç bedel ödemek olmuştur. İnsanoğlunun tarihi aslında hep iyi ile kötünün mücadelesi şeklinde geçmiştir.

İlk insanın başlattığı bu yaşam kavgası günümüzde de devam ediyor. Bir yıllık bir tutsaklık sürecinin ardından hayllerimin kenti olarak gördüğüm Dersim'de daha özgürlüğü tadamadan 4. günde tekrar tutklandım. Şahsımın yaşadığı bu tutuklama da ileri sürülen suç isnatlarından dolayı birlikte yöneticilik yaptığım arkadaşlar ve onlarca Dersimli de tutuklanmıştı. Gerek mensubu olduğum DBP gerekse demokratik mücadele yürüten farkı çevrelerdeki arkadaşların tümünde gerekçe olarak gösterilen demokratik eylemlikler düzmece kolluk fezlekeleri ile yargı eliyle tutksak edilen bu arkadaşların tümü yasal demokratik eylemliklere katılmak ile suçlanarak tutsak edildiler.

Her biri hukuk garabeti olan fezleke ve iddanamelerle karşılaştığımız durum özelde Dersim'de genelde ise Türkiye'de demokratik siyasetin önünün kasilmesidir. Düzmece polis fezlekesinde baraj karışıtı eylemlere katılmak, Dersim 38 Katliamı Anmaları'na, 1 Eylül Dünya Barış Günü'ne katılmak, kalekol yapımına karşı çıkmak, Roboski Katliamı'na karşı çıkmak ve genel siyasi gelişmelere ilişkin düşünce açıklamakla suçlanıyorum. Bahsedilen konulardan yargılanmak sanırım sadece bu ülke hukukuna has bir anlayışı. Gülünç ve absürd gözükse de bu suçlamalardan ceza alan ve yargılanan onlarca Dersimli'nin olduğunu unutmamak gerekiyor.

Bu hukuk garebeti ile karşılaşınca insanın aklına ister istemez gelen soru "egemenler ne yapamak istiyor?" oluyor. Aslında sorunun cevabı çok basit : Egemenler kendilerine muhalefeti istemiyorlar. O yüzden toplumda öncülüğü yapabilecek tüm diri demokrasi güçlerini bertaraf ederek, toplumu sindiremek ve demokrasi siyasetin önünü kesmek istiyor. Dersim geneline baktığımızda son bir yılda onlarca kişinin tutuklanmasının kanımca en önemli sebebi budur. Ses çıkarmayan tepkisiz bir toplum arzulayan hakim sınıflar bu amaçlar bu amaçlarına ulaşmak için tüm iktidar imkanlarınını seferber etmiş durumda.

Tekçi yönetim anlayışının farklı olan herşeye karşı sürdürdüğü tahamülsüzlük yaşamın her alanına sirayet etmiş durumunda. Yaratılmak istenen korku imparatorluğu içerisinde demokrasi, hukuk, eşitlik özgürlük gibi evrensel değerler çoktan unutulmuş durumda. OHAL koşullarında KHK'la olmayan özgürlük ve hukuk daha da budanmış durumda.

Sonuç olarak gerek şahsımın yaşadığı gerekse genel anlamda yaşanılanlarla göz önüne alındığında önümüzdeki sürecin demokrasi ve özgürlük güçleri açısından daha da çetin bir süreç olacağı açıktır. Yaşanılan kötülükleri önlemenin tek yolu ise demokratik mücadeleyi yükseltmekten boyun eğmemekten geçiyor. Başka da bir yolu yok.

.. Ya özgür bir yaşam için mücadele etmeye devam edeceğiz ya da karanlıklar içinde yaşamaya devam edeceğiz. Yaşamın bize öğrettiği ise umudu büyüterek özlemlerimizi gerçek kılmak için mücadele etme gerçeğidir.

Nazım Usta'nın dediği gibi '' Güzel günler göreceğiz ...'' Yeter ki umudu, mücadele inancını ve azmini kaybetmeyelim.

ERGİN DOĞRU