“Yıllardır içerideyim, bu dönem kadar sıkıntılı, kısıtlayıcı bir dönem görmedik, yaşamadık. (…) Sohbet yok, spor iki haftada bir, kapalı ziyaretler yarım saat, açık ziyaretler kırk beş dakika, aileler saatlerce bekliyor. Hastanelere sevkler sıkıntılı. Tabii en önemli sorun kitap alınmıyor…”
Seyit Oktay
T Tipi Cezaevi A5-2
VAN
***
6 Ağustos 2017
Merhaba Kekê Adil!
Daha önce yazmıştım, ulaşmadı herhalde. Kartınızı ve davetiyeyi aldım. Teşekkür ediyorum.
(…)
Sevgili ve değerli dostlar!
Yaklaşık iki aydır buradayım. Yeni açılmış bir cezaevi. Bunun getirdiği sıkıntılar mevcut. Doğrusu ne kadarı aşılır ne kadarı aşılmaz bilemiyorum. Sohbet yok, spor iki haftada bir, kapalı ziyaretler yarım saat, açık ziyaretler kırk beş dakika, aileler saatlerce bekliyor. Mevcut, genel anlamda binin üzerinde, hastanelere sevkler sıkıntılı. Tabii en önemli sorun kitap alınmıyor, yani şöyle bir şey söyleniyor. Yayınevi yollayacak, yolladığında da ücretini de isteyecek. Peki diyorum, yazar da yayınevi de arkadaşım, belki para istemiyorlar. “Olmaz” deniyor, “kitap yollarsa parasını yayınevi isteyecek”. Artık yorumu size bırakıyorum.
Yani anlatsam uzar gider. Yıllardır içerideyim, bu dönem kadar sıkıntılı, kısıtlayıcı bir dönem görmedik, yaşamadık. Kısa bir şekilde özetleyebilirim. Eskiden diyalog ve karşılıklı anlayışla birçok sorun aşılabiliyor, bir biçimde halledilebiliyordu. Şimdilerde bu yol ve yöntemler de sıkıntılı ya da çözüm odaklı olmaktan çıkarılmış, o yüzden de hiçbir gelişme kaydedilemiyor. Oysa çok basit biçimde çözülebilecek çok sorun var. Yeter ki anlayış ve çözüm niyeti olsun. Sanırım içinden geçtiğimiz dönemle ilgili. Bir de bu “tek tip elbise” tartışması iyice germiş her yeri. Oysa asla giyilmeyeceği de biliniyor. Yani zaman ve hayat kendi mecrasında akar, su yatağını bulur diyorum.
Sevgili Adil Okay,
Doğrusu yeni kitabını okumak isterdim. Zaten Ümran Düşünsel dost da Ay Portakalı ve Halname adlı kitaplarını yollamıştı. Üstelik yayınevinden. Ancak yayınevi ücretini istemediğinden vermediler. Böyle bir garabetle karşı karşıyayız. Senin kitabını da yayınevi yollarsa ücretini istesin, artık beş lira on lira neyse. Durum böyle. Bunların dışında iyi olmaya çalışıyorum. Kız kardeşim ve yeğenlerim, ailenin büyük bölümü Van’da oturduğu için gelip gidiyorlar. Galiba bu zamanda, bu koşullarda yegâne teselli sebebi olsa gerek. Fazla kitap yok, bahsettiğim sıkıntıdan kaynaklı. Bulduklarımı okumaya çalışıyorum. Ayrıca son yazdığım “Aryan-Med Destanı/ Bir Peri Masalı/ Bir İnsan Hikâyesi” adlı kitabımın da son düzeltmelerini yapıp yayına vermeye hazırlanıyorum. Bazı arkadaşların okuması ve düşüncelerini belirtmesini bekliyorum. Tarihi-mitolojik. Roman formatında yazdım. Aryan mitolojisinin ana unsurları ve Med tarihinin esaslarını, çapraz kurguyla Med öncesi dönemi birlikte ele almaya çalıştım. Gerçi halihazırda kitap yazmak, yayımlatmak da sıkıntılı. Yine de yeni eserimi toplumla buluşturma çabası içinde olacağım.
Burada da yazmak istiyordum. Özellikle otobiyografik bir çalışma. Yani kendi yaşantımın iç içe olduğu bir çalışma. Ama henüz yeterince yoğunlaşamadım. Olursa başlarım.
Kısaca bunları yaşıyorum. Uzun zamandır Marsilya’dan Şenol Hantekin arkadaşımdan, Almanya’dan Berdan İldan dosttan haber alamadım. Çok selamlarımı söylüyorum, eğer okurlarsa dostum Candeniz’e –o da İsviçre’de- selam ve sevgilerimi iletiyorum, edebi çalışmalarına devam etmeli. Okuyan, izleyen, dinleyen tüm dostlara, canlara selam ve sevgilerimi iletiyorum. Hayatın direnmek olduğunu asla unutmuyoruz.
Sevgili Okay ailesi,
Sizleri de özlem ve sevgiyle kucaklıyor, sanat çalışmalarınızda başarılarınızın devamını diliyorum. Serginizde şahsen bulunamasam da yüreğim ve sevgimle sizlerle olduğumu bilmenizi isterim. Başarı ve tebriklerimle, sizlerin şahsında “Görülmüştür” ekibine de selam ve sevgilerimi iletiyorum. Esen kalın, başarı ve sağlık dileklerimle.
Kart için teşekkür ederim.
Selam, sevgi ve saygılarımla.
Seyit Oktay
T Tipi Cezaevi A5-2
VAN
- 2 gösterim