23 Şubat 2020
Cezaevlerinde 0-6 yaş arasında yaklaşık 800 çocuk bulunuyor. Halıya basma imkanı bile olmayıp, doğadan kopuk büyüyen bu çocukların yine sağlıklı ve yeterli beslenemediğini belirten CİSST Hapiste Çocuk Ağı’ndan Cansu Şekerci, çocuğun üstün yararı ilkesine dikkati çekti.
Yaşanan hak ihlalleri ve kötü muamele vakaları ile sık sık gündeme gelen Türkiye cezaevlerindeki çocuklar durumu ise yeterince gündeme gelmiyor. Hapishanelerindeki çocuklara dair açıklanan son resmi veri, 14 Kasım 2018 tarihinde TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu üyelerinin soruları üzerine Ceza ve Tevkif Evleri (CTE) Genel Müdürü Şaban Yılmaz’ın verdiği yanıt. Açıklanan rakamlarda 0-6 yaş arasında 743 çocuğun hapishanelerde olduğu belirtilmişti.
O günden bugüne bu sayının ne kadar arttığı bilinmezken, gelişimlerine uygun bir ortamda kalamayan bu çocuklara yönelik çözümler üretilmiş değil.
Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği’ne (CİSST) bağlı Hapiste Çocuk Ağı Temsilcisi Cansu Şekerci, hapishanelerdeki bu çocukların durumunu değerlendirdi.
BAKANLIK BİLGİ PAYLAŞIMINDA KETUM
CİSST olarak düzenli bir şekilde Adalet Bakanlığı’na hapishanelerdeki çocuklar hakkında bilgi almak için başvurduklarını belirten Cansu Şekerci, fakat Bakanlığın bilgi paylaşımında ketum davrandığını kaydetti.
Kamu Denetçiliği Kurumu’nun kararına göre, bu yanıtların şeffaf devlet ilkesi gereği paylaşılması gerekilen bilgiler olduğunu vurgulayan Şekerci, “En son Kasım 2018’de CTE’nin yayımladığı bir raporda 743 çocuk olduğu söylendi. Daha sonra milletvekilleri sayılar açıkladı. Bunlara ilişkin bir belge olmadığı için çok net bir sayı verilemiyor ama 800 civarı çocuğun hapishanelerde olduğundan söz edebiliriz. Yalnız bu sayılar şöyle yanıltıcı olabilir. Verilen sayılar 14 Kasım 2018 günü içeride 743 çocuk olduğunu belirtir. Sirkülasyonu göz önüne aldığımızda bu sayı çok daha yüksek olabilir” dedi.
‘HAMİLE KADINLARIN HAPİSHANEDE DURMAMASI LAZIM’
Şekerci, hapishanelerdeki çocuklar için mevzuatların yeterli şekilde organize edilmediğini ve bunların vahim sonuçlar doğurduğunu da ifade etti. 0-6 yaş grubu çocuklar ile ilgili sadece 5275 Sayılı Kanun’un olduğunu, bu kanunun ise sadece annenin infazının ertelenmesine ilişkin bir düzenleme içerdiğini belirten Şekerci, “Bu kanunun hiçbir ayrım gözetmeksizin herkese uygulanması gerekiyor. Fakat uygulamada ne yazık ki farklı şeylerle karşılaşıyoruz. Bunların sebebi ise çocuğun doğumundan sonraki 6 aylık süreçteki kadınlar için bu kanunun uygulanmasının Cumhuriyet Başsavcılığının takdirine bırakılıyor olması. Bu takdir de ise ‘Çocuğa süt veriliyor mu?’ gibi basit araştırmalarda bulunuluyor. Örneğin iaşe yönetmeliği var. Bu yönetmelikte hamile kadınlara daha fazla iaşe verilmesi gerektiğine dair düzenleme yer alıyor. Ama yasaya göre hamile kadınların hapishanede durmaması gerekiyor” diye belirtti.
‘ÇOCUKLAR SADECE BİR KOĞUŞTA KALIYOR’
İhlallerin sadece hapishane idaresinden değil, mevzuatların ayrıntılı organize edilmediğinden kaynaklı olduğunun altını çizen Şekerci, 0-6 yaş arası çocukların gelişiminin olumsuz etkilendiğini vurguladı.
Şekerci, bu konuda şunları dile getirdi: “Çocuklar sadece bir koğuşta kalıyor ve belki halıya basamıyor. Doğaya erişimi yok. Sadece annesini görebiliyor. Ailesinden diğer üyeleri görmesi için çok zor bir yol tüketmesi gerekiyor. Hapishanelere oyuncak sokulmaması ciddi bir problemdir. Kantinlere çocuklar için gıda sokuluyor fakat bunların raf ömürleri kısa olduğu için çabuk bozuluyor ve bu ürünlerin yenilenmemesi gibi ihlaller bize ulaşıyor. Çoğu hapishanede kreş bulunmuyor. Belki Bakırköy kadın hapishanesinde var. Herhangi bir yetişkin erkek hapishanesinin kadın koğuşunda kalan 0-6 yaş arası çocuk için bu imkanlar çok daha sınırlı hale geliyor. Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’nun son yaptığı ziyaretlerde çocukların oyuncaklara, boyalara, besinlere erişimi konusunda çok ciddi problemler olduğunu tespit etti. Belli iyi örnekler karşımıza çıkabilir ama bunu tüm insanlara eşit olarak sunamıyorsak ihlal olduğunu söylemek zorundayız.”
‘ÇOCUĞUN ÜSTÜN YARARINI ÖNCELEMEK ZORUNDASIN’
Bu örneklerin 0-6 yaş arasındaki çocukların hapishanelerde kalmaması gerektiğini açık biçimde ortaya koyduğunu söyleyen Şekerci, “Anayasa Mahkemesi’nin bir kararı var. Şükran İlge başvurusu ile ilgili bir karar. Başvuran Diyarbakır kadın hapishanesinde kalıyordu. Yaptığı başvuruda ‘hapishanenin yaşam şartları benim çocuklarım için uygun değildir, infazımım ertelenmesini talep ediyorum’ dediğinde Cumhuriyet Başsavcılığı bunu reddetti. Fakat Anayasa Mahkemesi ‘Sen bunu reddederken mahpusun durumunu çocuğun üstün yararından daha ağır bir yere getiremezsin. Çocuğun üstün yararı öncelemek zorundasın’ dedi. Bunu bir ihlal olarak gördü” ifadelerini kullandı.
‘HERKESİN ERİŞMESİ GEREKİR’
Şekerci, anne çocuk ünitelerinin yapılmasıyla ilgili adımlar atıldığını, bunların çocukların daha iyi şartlarda tutulabileceği yönünde adımlar olduğunu da söyleyerek, şunları ekledi: “Öte yandan resmi verilere göre 743 tane çocuktan bahsediyoruz. Atılacak bir adımın olumlu etki yaratması devlet nezdinde herkese erişimle daha sağlıklı olacağı için bunun tekrar değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz.”
Kaynak: Mezopotamya Ajansı
- 7 gösterim