Duvarların arkasında da direnenler var…

Bugüne kadar tiyatro eserlerini sahnede sergilenir hali ile gördüm, eleştiri yazısını yazdım, fakat bu sefer sahneye konmadan kitap olarak önüme çıktı…

Adil Okay yıllardır cezaevleri ile ilgili sergiler, yayınlar yapmakta, cezaevlerinde yatanlar ile dışarıdan bir dost, arkadaş, dert ortaklığı yaparken bunu “görülmüştür” grubunu kurarak bir anlamda ilişkileri bir kurumsal yapıya dönüştürdü. Her yıl yapılmakta olan sergileri organize etmekte, onları il il, ülke ülke taşımaktadır. Bir anlamda sergilerin gönüllü hamalıdır…

Adil Okay diğer bir özelliği de nerede başı dertte olan biri varsa gücü yettiği kadar ona ulaşır, onun sorununa çare olmak için var olan tüm ilişkilerini seferber eder, bir anlamda dayanışmanın anlamını gerçek anlamda ortaya koyar… 

Bana dayanışma nedir diye sorarsanız iki isimi direkt söylüyorum, biri Özcan Yaman, diğeri Adil Okay.

Bugüne kadar yaptıklarını göz önüne alın, işte dayanışma budur, somut, elle tutulan bir tanımdır…

Adil Okay ve Özcan Yaman son çalışmasını Karşı Sanat Çalışmaları galerisinde izleyicilerine, takip edenlerine sundu. Bu sergide cezaevlerinde yatan yazarların kitaplarını ve mektupları, resimleri, karikatürlerini derlemişler, modern bir sunum ile “Sınırsız Kütüphane” adında sunmuştur.

Bu sergide var olanları sahnede görmek isterseniz eğer, işte bize bu son tiyatro eseri sunuyor.

Sergiyi gezerken, öyküleri dinlerken istedikleriniz okuduklarınız bir anlamda sizi sahneye taşımaktadır.

Bu sergide var olanları sahnede görmek isterseniz eğer, işte bize Okay'ın son tiyatro eseri bunu sunuyor.

Sergiyi gezerken, öyküleri dinlerken bir anlamda sizi sahneye taşıyor.

Uzaklara Bakamamak adlı kitap bir hücrede yaşananları seyircisine sunar. Sahnede görecekleriniz bir öykünme, dert yanma filan değildir, tersi var olan sorunları, yaşanmışlıkları, yaşanacakları somut olarak ortaya koymaktadır.

Tiyatro eserlerini okurken elbette insanın gözünde sahneler canlanıyor, her okuyan kendisine göre gözünde canlandıracaktır ama “Görülmüştür” ekibinin yaptığı sergileri gezerseniz zaten oyunun görsellerini, belgelerini orada somut olarak görebilirsiniz…

Kitabın içinde gerçekliğin içinden seçilmiş ve bir sahneye taşınmış tarihin cezaevinden yansıyan dipnotlarını görürsünüz.

Ezilenlerin tarihi sahnelerde, sergi salonlarında, roman ve öykülerde…

Tarih yazılırken kişinin durduğu noktaya göre yazılır ama genelde okunan ve bilinen ise güçlü olanların yazdığı tarihtir. Fakat tarih tek boyutlu değildir, o tek boyutlu olmadığını romanlar, tiyatro eserleri bize çıplak olarak gösterir ama biz onları sanki bir fantezi gibi okur ve geçeriz, fakat o geçtiğimiz şeyin altında yatandır gerçek tarih.

Uzaklara Bakamamak eserini en kısa zamanda sahnelerde ve değişik dillere tercüme edilmiş halini görme umudunu taşıyorum. Bu kitabı tiyatro ile ilgilenen, sahneye oyun taşımayı düşünenlerin ilk başvuracağı bir eser olarak görmekteyim…

Umarım taşınır ve seyirci koltuğundan bu sefer tiyatro oyunu eleştirisini yazarım…

Künye 


Adil Okay, Uzaklara Bakamamak,Klaros yayınları  Ağustos 2024, Ankara.


ISBN: 978-625-415-808-7