Özcan Yaman

Sevgili Dostum

Dışarısı dar, sokaklar sıkışık, meydanlar boş. Düşünce dünyası soluk kesici bir sessizliğe batmış. Arkadaşlarımız eksik, neşemiz de. Sanatın ve siyasetin vasatlığı çöktü üzerimize. Şikayet etmek gibi olmasın! İçeride olmanın zorluğunu yaşayan bilir ama buralar da pek havadar değil.

‘Görülmüş Mektuplar’ sergisine dair

"Hapishanelerin sanatçı yetiştirme merkezleri olduğu bilinir. Sanatın birçok dalında sanatçılar yetişmişlerdir. Orhan Kemal, Balaban, Nevzat Çelik ilk akla gelenlerdendir. Nâzım’ın hocalık yaptığı bilinir. Yakın tarihten ise Zehra Doğan bir gazeteci fotoğrafçı olarak bilinirken ressamlığıyla görsel sanatçılığını gösterdi. Fatoş İrwen ise resim öğretmenliği ile ressamlığını hapishaneye girince daha bir yaratıcılıkla pekiştirip zeka ve üretim ilişkisini kullanarak sergiler açarak sanat üretimlerini paylaştılar. Kim bilir daha nice adlarını bilmediğimiz sanatçılar yetişiyor."

***

Hapishane, ölüm oruçları ve korona günleri

Bu yazı yayımlandığında Avukat Aytaç Ünsal ölüm oruçlarının 186, Avukat Ebru Timtik 217, müvekkilleri Özgür Karakaya ve Didem Akman 171. gününde olacaklar. Adil yargılanma hakkı istiyorlar. Derhal tahliye edilmeli ve adil yargılanma haklarının önü açılmalıdır. Kısa zamanda seslerine ses verilmez, adil yargılanma hakları tanınmazsa ölecekler. Topluma seslerini “Adalet ve vicdanlarınıza’’ sahip çıkın diyerek duyurmaya çalışıyorlar…

Askaros Deresi

Bir çoğunuzun hatırlayacağı Askaros Deresi diye bir Karadeniz şarkısı vardır. Cem Karaca’dan çokça dinlemişimdir. Ama Ebru Timtik onu bir başka güzel söyler bilir misiniz? Ebru Timtik bir avukat. Güzel de şiir okur… Bugün avukat arkadaşı Aytaç Ünsal ile ölüm orucunda.

Başta Ebru olmak üzere birçoğunu tanıyorum. Birçok etkinlikte fotoğraflarını çektim, şarkılar, türküler dinledim. O yüzden biraz da duygusal bir yazı olabilir.  

Korona günlerinde mahpusluk ve redfotoğraf ile görülmüştür gruplarının yeni sergisi

 

 

 

 

 
 

Yıllar önce -zannediyorum 2009- bir fotoğrafçı olarak hapiste olsanız ne yapardınız? diye sormuş ve şöyle bir öneride bulunmuştum: İçeride nasıl fotoğraf çekmek istiyorsanız yazın şimdilik dışarıda olan bizler çekelim.

Neboş’un firari defteri

15 Eylül 1980’de polis evi basınca, aceleyle yerdeki küçük kilimi ve not defterini fileye koyar. Neboş’un hapiste canla, başla koruyup, gizlice dışarıya çıkardığı bu defterin tıpkı basımı yapıldı.

***

Çizgiler vardır özgürlüğü anlatır

Yazar ve Fotoğrafçı özcan Yaman'ın İstanbul'da İHD İstanbul Hapishane Komisyonunun girişimiyle açtığımız "Duvarları delen Çizgiler" adlı Karikatür sergimizin ziyaretçi defterine yazdıkları:

DUVARLARI DELEN ÇİZGİLER

Çizgiler vardır, sınırlar koyar,

Çizgiler vardır, Duvarları, Sınırları deler,

Çizgiler vardır özgürlüğü anlatır.

Düşünce, Bilinç çizgilerin noktalarıdır.

İçerde, Dışarda düşler tutsak edilemez.

Edilemez olduğunu bu sergi gösteriyor.

Ne mutlu bizlere İçerde, dışarda özgürlük ve umudu yaşatanlara

12 Ekim 2019