Deneme/Makale/Yazı

24 Yıllık Tutsağın “Hikaye” Adlı Denemesi

Kan ikliminden, boğucu ve yıkıcı bir zamandan geçiyoruz. Ruhumuz lime lime, zihnimiz paramparça, durmadan ölüyoruz öldürdüklerimizle. Ölüm varsa hikâye yoktur. Hikâye yaşatır. Hikâye yaşamdır. Hikâye direnmektir insani olmayan her şeye. Sevgidir hikâye, aşk ve umuttur. Bir karanlık çağ çöreklenmiş tekmil insani ufuklara. Şafaklarda hep mağlubiyet havası. Hikâye ne yengidir ne yenilgi. Birlikte özgürce yaşamaktır. Gökten üç elma inmiyor, tekerlemeyle başlamıyor artık hikâye. Ağıtlar almış yerini. Ağıt da bir hikâyedir; ama ölüler diyarına ait olan.

Kitaplara Kıymak Üzerine

"Kişisel öykümde, serde müebbette yazgılatılmak varken, kitapların zindanda karşılaştığı uygulamalara değinmeden geçmek olmazdı. Tutsaklık koşullarında iktidarın görünür kılındığı ve kristalleştiği (kötülüğün kristalleşmesi!) mekanlarda akıllara durgunluk verecek düzeydeki yöntemleri tüm çıplaklığıyla yürürlüktedir. Baskı, işkence ve şiddetin yol açtığı yasaklamaların dönemsel ve mekânsal farklılıklar barındırsa da sayısız kısıtlama, hak ihlalleri ve mesleksiz yasaklamaların yanında kitaba karşı tahammülsüzlük adeta spontane bir hal almıştır. "

Kadının Asaleti

Zihinsel algısı iktidara odaklanmış erkek, topluma egemen olmadan önce hayat güzeldi. Dinlerin, felsefe ve ideolojilerin vaat ettiği cennet veya toplumsal ütopyalar o güzel hayattan feyz alıyorlardı. Demek ki analar özgürlüğü ve eşitliği daha o dönemde gerçekleştirmişlerdi. Sonra, direnen kadının dediği gibi: “Demek ki Tanrı fazla öfkelenmişti bana. Bu kız bu kadar başına buyruk olmamalı hayattan bu kadar keyif almamalı dedi herhalde. (s. 135 Tencerenin Dibi)

Sevgi Hakkında Sorgulamalar...

Bugün “sevgi” üzerine küçük bir yazı yazdım. Evet, sevgi. Beşerin en temiz, en samimi, en yüce duygusudur. İnsanı insanlaştırmada önemli bir işlev görüyor. Hiçbir şey sevgi kadar insanlaştıramaz. İnsanlık; insanlık ve insaniyet arıyorsa öncelikle karşılıklı güçlü bir sevgi ilişkisi kurmalıdır. Eğer toplumsal hayat akıl ile kurulur, sevgi ile sürdürülürse işte o zaman her şey çok güzelleşir. Toplumun tüm sorunları aşılır. Sağlıklı, huzurlu bir hale gelir. Güzel bağlar, değerler oluşur. Nitelikli ilişkiler kurulur. Ruhlar temizlenir. Paylaşımcılık, dayanışma, eşitlik, adalet gerçekleşir.

Sinan Bülbül'den sarsıcı bir deneme: Melkişahlı Kadın

MELKİŞAHLI KADIN (SİNAN BÜLBÜL)

Hüzün!

Tatlı bir hüzün sarmış yüzünü.

Pürüzsüz yüzün tatlı, sevimli. İnsan bakarken huzur buluyor.

Biraz tebessüm etsen her şey daha güzel olacak, ama yüzündeki hüzün ACI PELİN suyunu içen birinin yüzüne benzer.

Acıdan hüzün yüzüne oturmuş, tebessüm ise ebediyen dualarımda yükseliyor sana doğru ve zamanla tebessüm yok oldu, vadilerde, dağların kayalıklarında kayboldu.

Gülmekten korkmak!

Nedir gülmek?

Sende benim gibi yıllardır tebessüm etmek nedir bilmedin.

“Sus” dedi hüzün!