Şakran Hapishanesinde yazılan Günlükler: "Siya'nın Güncesi" adıyla yayınlandı
Siya'nın Güncesi
Aryen yayınevi, Ankara, Nisan 2021
Siya'nın Güncesi
Aryen yayınevi, Ankara, Nisan 2021
15 Nisan 2021
“Her yazar doğduğu yerden gelen güçlü bir histen yola çıkarak yazmalı”… Naipul
27 yıldır cezaevinde bulunan şair İlhan Sami Çomak'ın yeni otobiyografik kitabı çıktı.
Şair ve yazar İlhan Sami Çomak'ın çocukluğunu, tutuklanma hikâyesini ve cezaevi yıllarını anlatışının yanı sıra şiirini, şiirinin arkasında yatanları, hayata bakışını ve bir ömür süren adalet arayışını da anlattığı ‘Karınca Yuvasını Dağıtmamak’ isimli otobiyografisi İletişim Yayınları’ndan çıktı.
Tanıtım yazısı:
"25 yıl. Dile kolay. Kesintisiz 25 yıllık mahpus. Devrim ve sosyalizm için bedel ödeyenlerimizden.
Hasan Polat, birçok dergi, gazete ve haber sitelerine yazdığı makalelerden oluşan birikimini Halden Hale Kelimelerde derledi toparladı.
Bize düşen ise onu yayınlamak ve okuyucuyla buluşturmak. Bir an özgürlüğüne kavuşması dileğiyle.
“Bê derpê bigere, stûyê xwe
li ber zalim xwar neke.”[1]
Mircan Karaali mahlasiyla yazan İbrahim Şahin'in "Umut Kolonileri - Aşkın Sır Katibi" adlı romanindan bir bölüm:
“Türkiye’nin hapishane karnesini grafikleştiren ve kapatılmanın arttığı bir dönemde, başka bir ‘ıslah’ imkânının mümkün olabileceğini savunan ‘Hapishanesiz Toplum Arayışı’, herkesi konu üzerine yeniden düşünmeye davet ediyor."
***
‘Sorgu’ isimli eseri, bir kitabın nasıl okunması gerektiğine çarpıcı bir örnek olarak değerlendirilmekte. Bu analize göre, Öztel, rastgele okuma yapmaz, okuduklarını sorgular, katharsis yapar, yeni saptama ve önerilerde bulunur
Adnan Öztel, benim dava arkadaşlarımdan biri. Tam 16 yıldır hapisanelerde ikamet ediyor. İktidar değişmez ve siyasi mahpuslara bir af çıkmazsa, en az 14 yıl daha ‘yatması’ gerekecek. Ancak Öztel, içerideki zamanını “ne zaman dışarı çıkarım” beklentisiyle değil, gece-gündüz düşünerek, yazarak, kısaca üreterek geçiriyor.
7 Aralık 2020
Yazar Alihan DEMİR ’in Sis Yayınları’ndan çıkan romanı, moderniteye dair uzun bir eleştiri diye nitelendirebilir. Karşılaştığım ve okuduğum tek kitabı yine de bir değerlendirme yapacak olursam: YA STAR! Bir çığlık, bir tanrıçanın iç dökümü… Bir kadının çaresizliğinden, çare yaratan yürüyüş anlatısı. Zamane insanının, kadın şahsında kendini; tarihin başlangıcı sayılan Sümer’de Tanrıça İştar kimliğinde bulma arayışı. Özgürlük haykırışı!
Özgürlüğün sesi kitapçılarda.
Henüz almayan takipçilerimiz redfotograf grubu ile ortak hazırladığımız bu kitabı internet satış noktalarından ya da kitapçılardan edinebilir.
Kitap hakkında: