"28-29 yılı içerde devirdik. Daha ne zamana kadar içerde kalacağım tam net değil"

28.02.2023

“Hiçbir yara bize kalbimiz kadar acı vermez

Hiçbir ilaç bizi kalbimiz kadar çabuk iyileştirmez”

                                                               Hallac-ı Mansur

 

Sevgili Mamostelerim

Sibel, Temel Merhabalar;

                Büyük Afetlerin değil, büyük kansız tufanların yıktığı ve kalbimizin bile saramadığı zorlu ve çetin günlerin yaşandığı acılı zamanlardan geçiyoruz. Bu acılı günlerde yaşamını yitiren insanlarımızın yasını tutuyor, yaralı insanlarımıza şifalar diliyoruz.

                Değerli mamostelerim, hakikaten büyük bir tufanla karşı karşıya kaldık. Mitolojilerde çokça Nuh Tufanı’ndan bahsedilir. Lakin 6 Şubat depremi hiçbir yüreğin kaldıramayacağı kadar büyük bir ateş tufanı oldu. Bilge sûfîlerin dediği gibi “yaralarımız acımızdan daha büyük ve derindir” üstelik hiçbir şey yapmadan beklemek, biz içerdeki insanların acılarınız daha da katmerleştirdiğini söylemeye bile gerek yok.

                Evet, can dostlarım, bir yandan acı, bir yandan umut iç içe geçmiş her şeye rağmen, hayat devam ediyor. Kalbimiz içten içe kanasa da, birbirimize tutunarak, birbirimizin ruhuna dokunarak acılarımızı birlikte sağaltacağız. Ki uzun yıllardır yaptığınız tüm anlamlı paylaşımlarınızın manevi yönü takdire şayandır. Bizler için tüm hazinelerin en büyüğü ve en unutulmazıdır. En zor ve çetin zamanlarda bizlere ulaşan her selamınız, adeta tutsaklık zincirlerine vurulan bir çekiç darbesi, güneşe uzanan bir buse ve elden ele dolaşan bir gül oldu o sevgi huzmeleriniz. En son yolladığınız yeni yıl selamı ve kartlarınız hakeza yeni yıl temennileriniz için yürekten teşekkürler.

                Bu arada sizden her daim haber almak, iyi olduğunuzu bilmek beni ve Resul arkadaşı, diğer yoldaşları ziyadesiyle sevindiriyor. Zaten Resul arkadaş da benimle birlikte size sürekli yazıyor.

                İnanın fırsat buldukça size yazmak, o engin gönül okyanusunda yelken açmak beni müthiş heyecanlandırıyor. Bu heyecanı özgür ve güzel mekanlarda bir arada yaşayacağımız günlere sakladığımı ayrıca belirtmeyi ihmal etmeyeyim. Gerçi yaklaşık 28-29 yılı içerde devirdik. Daha ne zamana kadar içerde kalacağım tam net değil. İddianameye bakılırsa daha 12 yıl beni salıvermeyecekler. Sağlık olsun! 30 yıl yatan kişi 3-5 yıl da yatabilirmiş deniliyor. Eh öyle olsun! Bana sorarsan bunları düşünmeye bile değmez. Çünkü özgürlüğe dünden daha yakınız. Büyük şair Nazım dediği gibi “Akın var akın, Güneşin zaptı yakın”…

                Bunun dışında zamanımı en iyi biçimde değerlendirmeye çalışıyorum. Daha önce yazdığım şıverêyên lal (Dilsiz patikalar) şiir kitabım yayınlanmıştı. Aladağın Çığlığı (qêrinên eleqezê) ve zaroki çîyayî (Dağlı bir çocuğun anıları) ve Mısteke Ronahi (Bir Avuç Aydınlık) kitap çalışmalarımı bitirdim. Aladağın Çığlığı tarihi romanın ikinci cildini yazmak için kimi araştırma ve incelemelere ihtiyaç var. Bunun için HDP MV. Sayın Garo PAYLAN’a yazmıştım. Ancak şu ana kadar ulaşamadım. Bu konuda yardımcı olacağınızı umut ediyorum.

                Değerli mamostelerim, şimdilik bununla yetineyim.

                Özgür ve umutlu günlerde buluşmak dileğiyle…

Sevgilerimle

Fikret KARAKOÇ

T Tipi Hapishane

DÜZCE