TJA aktivisti Xecê Şen, cezaevlerinde kadın yazarlara ait 500 eserin kaybedildiğini belirterek, kitap taslaklarının bulunması için bir komisyon kurulması önerisinde bulundu. Demokratik Toplum Kongresi’nin (DTK) Kürt kadın yazarların sorunlarına dikkat çekmek ve çözüm üretmek amacıyla “Kadın ve yazarlık” başlıklı düzenlediği çalıştay, ikinci oturum ardından sona erdi. Tartışmaları ile yayınlardaki cinsiyetçiliğe dikkat çeken Kürt kadın yazarlar, cinsiyetçiliğe karşı mücadele etmenin yollarını tartıştı. Karşılıklı tartışmaların yaşandığı çalıştayda, kadınlar yaşadıkları sorunları ve çözüm önerilerini paylaştı. Cezaevleri el koydu “Zindanlarda kadın ve yazarlık” başlıklı konu üzerine konuşma yapan TJA aktvisti Xecê Şen, cezaevlerindeki kadınların yaşadıkları sorunlara değinerek, cezaevlerinde yazılar kaleme alan kadınların yazıları ile özgürlük hissiyatının geliştirildiğini, özgürlüğün onlar için zamana ve mekana sığdırılamayacak kadar geniş olduğunu ifade etti. Cezaevindeki kadın yazarların toplum, yaşam, sosyoloji, felsefe, cinsiyet rolleri gibi birçok konu altında yazılar kaleme alıp taslak oluşturduklarını ancak bu taslaklara el konulduğunu ifade eden Şen, kadınların bir araya gelmemeleri konusunda çeşitli engellemelerin söz konusu olduğunu söyledi. Komisyon önerisi “Kadınlar hücre içinde hücreyi yaşıyorlar” diyerek cezaevi koşullarına dikkat çeken Şen, “İçeride yazdıkları elinden alınıyor. Yazmaya olan hevesleri kırılmak isteniyor. Biz Kürt kadınlar inatçıyız. Bırakmadık yazmayı. Cezaevlerinde 500’e yakın arkadaşın kitap taslağı var. Ancak sayılı arkadaşın kitabı çıktı. 500 taslak kayıp. Ne oldu bilmiyoruz. Biz de röportajlar aracılığı ile içerideki arkadaşlarımızın yazılarını yayınladık” ifadelerini kullandı. Şen son olarak, el konulan ve kaybolduğu iddia edilen kitap taslakları için bir komisyon kurulması önerisinde bulundu. Kadın yazarlar desteklenmeli Şen’den sonra 27 yıl cezaevinde kaldıktan sonra tahliye olan Ferda İldan, kısa bir konuşma yaptı. İldan, içeride yazmanın önünde birçok engelin olduğunu, ancak kadınların bunlara rağmen yazmaya devam edip büyük bir mücadele sonucunda kitaplarını bastıklarını söyledi. Hala içeride yazan çok sayıda Kürt yazarın olduğunu belirten İldan, kadınlara destek sunulması gerektiğini ifade etti. Yazar Mukaddes Erdoğdu Çelik de yazmaya başladığı ilk yıllarda cezaevinde defalarca koğuşunun basılıp koğuşta kalem ve kağıt arandığını, çeşitli baskılarla yazmasının engellendiğini söyledi. Çelik, tüm engellemelere rağmen kadınlarının yazmaktan vazgeçmediklerini dile getirdi. Çalıştayın son bölümünde ise Dilan Aydın’ın moderatörlüğünde “Yazma ve yayın teşviki” başlıklı konu tartışıldı. Aydın, kadınların hem kendilerini hem de birbirlerini yazmaya teşvik etmesi gerektiğini kaydetti. Oturum ardından çalıştay sona erdi. AMED
Yazar Sultan Yaray: Gelecek için bir adımdı
RENGİN AZİZOĞLU/JINNEWS/AMED Çeşitli kentlerden 40 yazarın katılımıyla düzenlenen ’Kadın ve Yazarlık’ çalıştayına katılan yazar Sultan Yaray, çalıştayın kendileri açısından önemine dikkat çekti. Kadınların bu tür etkinliklerde birbirinden feyz almalarının ve çalışmalarını paylaşmalarının büyük bir kazanç olduğunu vurgulayan Yaray, “Özellikle Kürtçe yazan kadınlar ayrıca sıkıntılar yaşamıştır. Anadilde eğitim olmaması, aileden dolayı okuyamamaları, Kürtçe üzerindeki baskı ve savaş politikalarının yol açtığı sıkıntılar bir yana bunları kadın yazar olarak başarmak büyük bir güç istiyor. Burada bunları paylaşmak ve arkadaşların çözüm yollarını dinlemek bizim açımızdan çok verimli oldu” diye konuştu. Kadın yazar olamaz’ anlayışı var Kadınların okuma yazmayı dergilerden ve gazetelerden öğrendiklerini belirten Yaray, “Bu, Kürt kadınların aslında ne kadar direnişçi olduğunu gösteren küçük örneklerden biri. Umarım daha çok bir araya gelir ve birbirimizi dinleriz. Kadınların okuma yazmayla sıkıntıları bitmiyor maalesef, yazarken, kitabını basarken ve ayrıca satıp imzalarken ayrı ayrı sıkıntılar yaşıyor. Toplumda kadını beğenmeme durumu var; ‘o bir yazar olamaz’ anlayışı hakim. ‘Sadece ev işlerinde beceriklidir’ mantığıyla yaşayan bir toplumda yazmak kolay olmuyordur maalesef” dedi. ‘Erillikten kurtulup yazmalıyız’ Erkek yazarların eserlerinde kadını hedef aldığını dile getiren Yaray, erkeğin kendini tatmin etmek ve erkekliğini ispat etmek için dilini kadını aşağılayan bir yerden kurduğunu söyledi. Eserlerde kadınların hep katledilen, taciz edilen bir rolü olduğunu hatırlatan Yaray, “Bu, erkek Kürt yazarlar için de geçerlidir. Bunlara eleştirel dille yaklaşmamız gerekiyor. Kadınların da kendi farkına vararak, kadının kalemiyle yazmaları gerekiyor. Kesinlikle eril zihniyetten kurtulup yazmak önemli. Kürt edebiyatı dengbêjlikle filizlenmiştir. Bu kadınların emeğiyle gelişmiş. Bunu da hakkıyla sürdürmemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı. Yaray son olarak, çalıştayın hem bir örnek hem de gelecek için bir adım olduğunu belirterek, gelecekte Kürdistan’ın her tarafından Kürt kadın yazarlarla bir araya gelebilme umudunu paylaştı.
Kaynak: Yeni Özgür Politika
- 10 gösterim